Melek Yüzlü Şeytan (gxg)

9. Etkileniş.

Deniz...
Hastanede hastalarla ayrı, hasta yakınlarıyla ayrı, Hasret hocayla ayrı uğraşdığım yetmezmiş gibi evde bi de bu Kızıl Şeytan'la uğraşıyordum. Bir de bana benden hoşlanıyorsun diyor dibime kadar girip.

Gülümseyip gözlerimi kısıp ona baktım. Gözlerinin tekrar dudaklarıma kaydığını görünce ona onun anladığı dilden konuşmaya başladım. "Ne o, öpüşecek miyiz yoksa?" diye sordum alayla ben de dudaklarına bakarak. Bakışlarını gözlerime dikip "neden olmasın?" dedi yavaşca bana yaklaşarak. Tamam bu kadar şaka yeterdi bence.

Elimi yakasına koyup onu hafif geri itdim. "Bi nedene gerek yok, olmasın" dedim elimi yakasından indirip yanından geçip giderken. Biraz uzaklaşınca arkamdan sesini duydum yine "sevgilin mi var doktor?" diye sordu ellerini yine pantalonunun ceplerine atarak.

Arkamı dönüp kafamı ona çevirdim kaşlarımı çatarak "sana ne? niye soruyorsun?". Yine yanıma gelip bu sefer çok yaklaşmadan önümü kesdi "ben polisim, işim sormak" dedi gülümseyerek. Bende alayla gülüp "ben de doktorum, işim insanları iyileştirmek, yaralamak değil" dedim kollarımı bir birine dolayarak.

Kaşlarını havaya kaldırıp gözlerini gözlerime sabitledi bişey söylemeden. Sessizliği bozan taraf bu sefer ben olmuştum. Yüzüne yaklaşıp "o yüzden yolumdan çekilir misin Lütfen" dedim. Gözlerini gözlerimden çekmeyerek eliyle kapımı gösterip kenara geçti. Ben de gözlerimi devirip geçtim yanından.

Kapıyı açıp içeri geçtim. Kapıyı kapatıp arkamı yasladım. İçimde garip bi hiss vardı. Aklıma az önce yaşananlar geliyordu. Bu komiser şaka maka bana yürüyodu galiba. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip kapıdan aralandım. Düşüncelerimden kurtulup yukarı çıktım duş alıp kendime geldim. Düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı bunlarla uğraşamazdım.

Duştan çıkıp salona geçtim. Elime kumandayı alıp evde ses olsun diye televizyonu açtım. Kapı çalınca Zeynep'in geldiğini anlayıp açmaya gitdim. Kapıyı açınca beni karşısında bornozla görünce önce bi süzüp sonra "pardon ya yanlış bi zamanda mı geldim?" dedi. Anlamayarak ona baktım kaşlarımı çatarak sonra kendi üzerime baktım. "ne diyosun Zeynep ya geç hadi" dedim onu içeri çekip kapıyı kapatırken.

Salona doğru irellerken "Ne bileyim seni böyle görünce bi yerden komiser falan çıkar ded-" sözünü kesip sinirle "Zeyneep saçmalama istersen" dedim. "tamam ya şaka yaptım" dedi suratında hala sinir bozucu gülüşü dururken. Koltuğa oturup yastığı kucağıma aldım.

Kafamı çevirip ona baktım hala sırıttığını görünce elimin altındakı yastığı kafasına fırlatdım "Gülme" dedim bağırarak. Ellerini havaya kaldırıp ağzına görünmez bi fermuar çekti. Ona göz devirip televizyona bakmaya devam ettim.

Ama aklım sanki burada değildi dalıp dalıp gidiyordum. Daha fazla Zeynep'in ağzına laf vermemek için kafamı sallayıp düşüncelerimden kurtludum. Ona dönüp "aç mısın?" diye sordum "biraz" deyince ayağa kalkıp yukarı doğru irelledim. "tamam sen geç mutfağa ben de üstümü giyip geliyorum" dedim. "peki".

Azra...
Yankı"yla kahvelerimizi içdikten sonra merkezden çıkmıştık. Adamın ifadesi doğrultusunda sevkiyatın olacağı yeri zamanı öğrenip basmaya gitmişdik. Herşey yolunda giderken keyfim yerindeydi.

Adamları yakalayıp merkeze dönmüşdük. Oradakı işim bitdikden sonra arabama binip eve doğru gitdim. İnip kapıları kitlerken onun arabasını gördüm. Keyfim yerinde olduğu için biraz uğraşsam fena olmaz dedim.

Ah kimi kandırıyorum ki ben, onla uğraşmak aşırı hoşuma gidiyordu hatta ondan etkilendiğimi bile söyleye bilirdim. Güzel olan her kadın benim ilgimi çekerdi zaten. Evet biraz çapkın ola bilirdim.

Deniz, fazlasıyla güzeldi, asiydi, çekiciydi ve oldukca başarılıydı. Açık şekilde şakayla karışık ona yürüyordum, hatta beni iteceğini bilerek ona yaklaşmıştım. Beni heyecanlandırıyordu. Ah be doktor kimyamı bozmak için mi tıp okudun.

Sanırım belli etmemeye çalışsa da onu sinirlendirmiştim. Beni açık açık tehdit etmişdi. Gerçekten çok  hırçındı ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Yanımdan geçip eve girene kadar onu izlemiştim.

Aptalca sırıtışımı yüzümde yok ederek ben de eve doğru irelledim elimdeki anahtarı sallayarak. Kapıyı açıp içeri geçtim. Işıkları yakıp kapıyı kapattım. "Hoşgeldin" diye aniden gelen sesle irkildim ve sesin geldiği yöne doğru baktım. "Baba?"...