36. Kibirli ve Aşık.

354 30 14
                                    

Deniz...
Hastaneden çıkıp eve dönünce arabasının üzerinde oturup bekleyen Azra'yla karşılaştım. Beni görünce hareketlenmesinden beni beklediğini anlamıştım. Arabadan inince yanıma gelip elimden tuttu.

Ne yaptığını anlamayıp kaşlarımı çatıp şaşkınca ona bakıyordum. "Seni kaçırıyorum" deyince şaşırıp "nereye?" diye sordum. "Deryaya yakın, dünyadan uzak bir yere" diyerek beni arabaya bindirdi.

Ardından kendi de binerek emniyet kemerini taktı. Ben hala olayın şokundan çıkmazken ne yaptığına bakıyordum. Bana bakıp gülümsedi. Ardından arabada bi şarkı açıp (Nazan Öncel-gidelim buralardan) ona eşlik ederek "gidelim buralardan doktor" dedi.

Daha sonra arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Biraz yol gitdikden sonra ona dönüp "Azra nereye gidiyoruz benim yarın ameliyatım var, zar zor Hasret hocayı ikna ettim zaten" dedim. Bana dönüp "ne ameliyatıymış bu?" diye sordu.

Gülümseyip "sanki anlayacakmışsın gibi soruyosun da" dedim. Kaşlarını kaldırıp "Allah Allah, sen bi söyle önce" dedi. Kafamı iki yana sallayıp "Kalp kapakcık ameliyatı, al anladın mı?" dedim. Bana bakıp "tamam merak etme dönünce kalbimi de kapağını da sana veririm ne istersen yaparsın" deyince güldüm "ya Azra ya".

Uzun yolculuk sonrası bi eve geldik. Azra arabayı park etdikten sonra bana dönüp "telefonunu versene" dedi. Kaşlarımı çatıp "ne? napıcaksın telefonumu?" diye sordum. "Sen ver" deyince cebimden çıkarıp ona uzattım. Eline alıp kapatınca "napıyosun?" diye sordum. Ama o beni hiç dinlemeden "hadi in" dedi kapısını açarak.

Kaşlarımı çatıp etrafa bakdıktan sonra "burası neresi?" diye sordum. Bana bakıp gülümsedi. Arabadan inip benim kapımı açtı. İndikten sonra kapıyı kapatıp bana yaklaşarak "bizi burda kimse rahatsız edemez" dedi.

Bakışlarımı etraftan çekip gözlerine diktim. Dudaklarıma baktığını görünce "Benimle sevişebilmek için beni dağa mı kaldırdın komser?" dedim. Gülümseyip "tam olarak öyle değil" dedi. "Öyle mi nasıl peki?" deyip cevabını beklemeden ondan uzaklaşıp yürümeye başladım. O da arkamdan geldi.

Evet bi dağ evine gelmiştik. Olduğumuz yerden baya uzaktı. Yaklaşık 1 saatden uzun zamandır yoldaydık. Artık Azra'nın canına nasıl tak ettiyse sırf benimle baş başa kalmak için böyle yola el atmıştı.

Evin kapısını açıp içeri geçince şömine yanıyordu. Masada yemek de görünce Azra'ya dönüp "evde biri mi var?" diye sordum. Montunu çıkarıp asarak yanıma geldi "yok, sadece biz ikimiz, sen ve ben" dedi benim de montumu yavaşca üzerimden çıkararak.

Montumu asdıktan sonra yanıma gelip "hadi gel sofraya geçelim" dedi. Gözlerimi kısıp ona bakarak "beni buraya niye getirdin Azra?" diye sordum.

Kafasını yana eğip yanıma geldi. "Baş başa kalıp biraz vakit geçirelim istedim, herşeyden, herkesten uzak, fena mı yapmışım?" deyince "dur bakalım çıkar kokusu" deyip masaya geçtim.

Yemeğimizi yerken Azra "burayı beğendin mi?" diye sordu. Çatalımı yere bırakıp etrafa baktım, ardından ona dönüp "evet güzel" dedim. Kafasını sallayıp gülümsedi. O da çatalını yere bırakarak "Burası bana dedemin hediyesi. Universiteye girince yaptırmıştı. Uzun zamandır uğramıyordum" dedi.

Gözlerime bakıp "Seninle gelmek nasipmiş" deyince kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Uzunca bakışdıktan sonra kafamı iki yana sallayıp yemeğe döndüm, o da yemeğine dönüp devam etti.

Yemek yedikten sonra kanepeye geçip oturduk. Yine her zamanki gibi olmazsa olmazımız şarap da bizimleydi. Şöminenin önünde kadehimizi yudumlarken Azra ayağa kalkıp bi şarkı açtı. Ardından yanıma gelip oturdu. (Anıl Emre Daldal-M.)

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin