28. İtiraf.

317 28 9
                                    

Deniz...
Azra'nın yanından ayrılıp hastaneye doğru giderken arabada Zeynep'e öldürücü bakışlar atıyordum. Sonunda dayanamayıp "ya ne var ya?" diye sordu. "Ne mi var? Ben senden böyle bişey istedim mi?" dedim sinirle "İstemedin ama yaptım, içimde kalırdı yoksa" dedi yaptığını savunarak "iyi halt ettin Zeynep, kendini bişey zannedicek şimdi, onu önemsediğimi falan sanıcak" dedim.

Bana imalı imalı bakınca "ne?" dedim "Önemsemiyor musun?" diye sordu. Dişlerimi bir birne sıkıp "hayır" dedim sinirle. Ellerni kaldırıp ağzına görünmez bi fermuar çekip sustu. En doğrusunu yaptı. Yoksa ağzına gerçek bi dikiş atacaktım susmasa.

Hastaneye gelince üzerimizi değiştirip hocanın yanına gittik. Bizi görünce elindeki dosyaları uzatıp "Deniz sen 4327-e, Zeynep sen de 3500-e gidiyorsun" deyince ikimiz de dosyaları alıp fırladık.

Hastanın kontrollerini yapıp odasından çıkarken bi hemşire yaklaşıp "efendim Acil'de bi hasta var görmeniz gerek" dedi. "Durumu ne kadar acil?" diye sorunca. "Hasta biraz garip" dedi. Kaşlarımı çatıp "garip derken?" diye sordum.

Acil'e gelince sedyede oturan kafasından ciddi derece darbe alan birini gördüm. Yanına yaklaşmak isteyen hemşireleri uzaklaştırıyordu. "Uzak durun benden, doktor gelsin, doktor yok mu?"

Hemşirelere gözümle sorun yok anlamında göz kırpıp hastaya yaklaştım. "Merhaba, Deniz ben doktorum, sana yardımcı olmama izin verir misin?" diye sorunca adam kafasını salladı. Eldiven takıp yarasına bakarken "çok ciddi görünüyor, nasıl oldu bu?" diye sordum.

Adam gözlerini kaçırarak "peşimde adamlar var, beni izliyorlar, öldürecekler beni" dedi telaşla. Kaşlarımı çatıp "kimler? neden?" diye sordum. Ama cevap vermeyip etrafa bakıyordu.

Adamın yarasını halledip "işte oldu, biraz şişkinlik var o da ödemden, geçicek, ama beyin MR çektirmenizde fayda var" deyip yanından ayrıldım. Daha sonra hemşirelere yaklaşıp "güvenliğe haber verin, adamın başı dertte ola bilir" dedim. Hemşire kafasını sallayınca ben de oradan ayrıldım.

Koridorda yürürken Azra'nın bi hemşireyle konuştuğunu gördüm. Kaşlarımı çatıp şaşırarak ona baktım. Burda ne işi vardı? Ardından beni görünce hemşireye teşekkür edip yanıma yaklaştı. Gözlerimi devirip "senin bırada ne işin var?" dedim etrafa bakarak.

Derin bi nefes alıp "konuşmamız gerek" dedi "konuşacak bişey yok" dedim "hayır var, beni dinlemelisin" dedi "ne söyleyeceğin zerre umurumda değil lütfen gider misin rezil oluyoruz" dedim etrafa sahte gülümsemeyle bakarken.

Kafasını sallayıp "öyle mi?" deyince sinirle gözlerne bakıp "öyle" dedim. Dudaklarını yalayıp "peki, ya şimdi benimle konuşursun ya da-" "ya da ne?" dedim kafamı iki yana sallayarak. Yüzüme yaklaşıp  "burada herkesin içinde bağırırım" dedi.

Kinayeyle gülüp "yapamazsın" dedim. Tek kaşını kaldırıp "sen öyle san" deyip 1 adım geriye giderek bağırmaya başladı "pardon herkes bi buraya baka bilir mi?" etrafdakı herkes bize dönünce sinirle ona bakıp "delirdin mi sen? hastanedeyiz kendine gel" dedim.

Dişlerini bir birne sıkarak "evet delirdim, delirttin beni" dedi. Ben de dişlerimi bir birne bastırıp "Azra kes şunu" dedim "o zaman konuş benle" deyince derin bi nefes alıp "tamam allahın cezası tamam gel peşimden" deyip etrafa bakdıktan sonra yanımızdakı ilaç odasına girdim.

Ardından ona dönüp "konuş" dedim elimi önlüğümün ceplerine atarak. "Bak sana yalan söylediğimi düşünüyorsundur şimdi ama-" sözünü kesip "söylemedin mi?" dedim. Kafasını iki yana sallayarak "hayır" dedi. "Bana o kızla aramda bişey yok dedin" "çünkü yok" "o yüzden mi öpüştün?" diye sorunca gözlerini devirip "her öpüştüğümle aramda bişey olmuyor bildiğin üzere" dedi eliyle ikimizi gösterirken.

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin