49. Güven Duygusu.

366 22 40
                                    

Deniz...
Sabahın erken saatlerinde kalkıp işe gitmek için hazrlandım. Azra'yla o geceden beri karşılaşmamıştım. Beni aramamıştı, o aramayınca ben de onu aramamıştım. Böylece aramızdakı soğuk savaş devam ediyodu.

Hastaneye gelince soyunma odasına doğru irelledim. Odanın önünde bi karmaşa vardı. Uzak olduğum için gözlerimi kısarak baktım. Ardından yaklaşınca Azra ve bi sürü polis görünce şaşırdım.

Adımlarımı hızlandırıp ona doğru yürüdüm. Arkası dönük olduğu ve iş arkadaşıyla hararetli konuştuğu için beni fark etmemişti.

Yanına ulaşınca "Azra" diye seslenmemle bana döndü. Yüzündeki ifadeden çok da güzel bir gün geçirmediği belliydi. Yani bence öyleydi. Umarım teklifini reddeddiğim için bana tavırlı değildir

"Ne işin var burda?" diye sorunca
"Sorma bi ihbar aldık anlatırım sonra" dedi yorgun sesiyle. Gözlerimi ondan çekip etrafa bakınca soyunma odasının altını üstüne getirdiklerini gördüm. Kaşlarım çatılırken adımın seslendiği yöne doğru bakışlarımı çevirdim.

"Deniz noluyo?"
"Bilmiyorum Eylül ben de bi cevap alamadım henüz" dedim Azraya imayla bakarak.

Eylül gözlerini odaya çevirince
"Aa o kurcaladıkları benim dolabım mı bırakır mısınız onları" diyerek içeri daldı. Ardından "Yine mi sen?" diyerek birine çıkıştı
"Ben de sana çok meraklı değilim"
"Tabi o yüzden hep dibimdesin"
"Benimki mecburiyetden"
"Ya tabi"

Azra'yla ben şaşkınlıkla birbirimize bakarken "Bu kim?" diye sordum
"Ekin, bizim ekipten, Eylül'le pek güzel tanışma hikayeleri olduğu söylenemez"
"Ha bu o polis Eylül'ü göz altına alan,hani senin kahramanlık yapıp kurtardığın" dedim imayla
"Deniz, sırası mı?" deyince ona göz devirip tekrar onlara döndüm

Eylül eşyalarını Ekin'in elinden alarak "Bırak şunları" dedi. Ekin elinde küçük bi paket yukarı kaldırarak "Buna ne diyceksin peki küçük hanım" deyince şaşkınlıkla izledim.
"Benim değil o bilmiyorum" dedi
"Ya tabi, derdini merkezde anlatırsın artık"
"Ne merkezi bak bu 2 etti artık bi yanlış anlaşılma olucak"
"Ona merkezde karar veririz hadi"
"Gelmek şartmı yani"
"Maalesef prosedur böyle"
"İyi gidip üzerimi değiştireym en azından ona izin var mı?" Deyince eliyle kapıyı gösterip "Tabi buyurun" dedi.

Eylül çıkınca Azra'ya dönüp "Bu manzara sana da biyerden tanıdık geldi mi?" diye sordum
"Evet" deyip o da bana döndü
"Olay ne Azra?"
"Ya işte hastanede uyuşturucu satıldığıyla ilgili ihbar aldık, mahkeme arama emri çıkartı, gördüğün gibi son durum bu."

Biz konuşurken içerideki bir memurdan adımın seslendiğini duydum
"Deniz Demir kim?"
O tarafa doğru dönerek "Benim noldu?" dedim. Az önce Eylül'ün dolabından çıkan paketin aynısını havada sallayarak "Dolabından çıktı" dedi.

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Azraya döndüm. Derin bi nefes alıp gözlerini kapattı. "Yok artık, şaka mı? benim bunla hiç bir ilgim yok." dedim

Azra dudaklarını ıslatıp bana döndü elimi tutarak "Tamam Sakin ol biliyorum ben halledicem tamam mı" dedi. Elimi tutunca bir anda kendimi güvende hissetmiştim. Kendinden emin bakışları, elimi sıkıca kavraması kendimi güvende hissettirmişti bana.

Ekin memurun elinden paketi alarak yanıma geldi. Elini bana uzatarak "Sizi de merkeze alalım doktor hanım" deyince kaşımı kaldırıp ona baktım. Azra önüme geçerek Ekin'in bana uzattığı eli indirip "Sen bi ağır ol önce" dedi.

Kaşlarımı çatarak onları izledim.
"Ne o suçlular arasında ayrımcılık mı yapmaya başladın?"
"Suçlu olduğunu kim söyledi?"
"Aksi ispat edilene kadar öyle"
"Tamam Ekin uzatma git Eylül'ü al ben Deniz'i getiririm" deyince bi süre bakıştılar.

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin