10. Karanlık İsim ve Kanun Adamı.

260 24 0
                                    

Azra...
Babamla olan ilişkimiz o kadar da süt liman değildi. O yer altı dünyasının karanlık ismiydi, ben ise kanun adamı. Annemi küçük yaşta kaybettikten sonra aramız daha da açılmıştı. Büyüdükce babamın farklı yolda olduğunu anlıyordum.

Bu aramızda olmayan baba-kız ilişkisini birazda yok ederken ben yolumu belli edip tavrımı ortaya koymuştum. Pek sık görüşmezdik. Görüştüğümüzde de illa bişey olmuş olmalıydı. Ya da bişey olacağının habercisiydi.

Anahtarları anahtarlığa atıp ona doğru yürüdüm göz teması kurmadan "neden geldin?" diye sordum buz gibi sesimle. "Kızımı özlemiş olamaz mıyım?". "Özlemek... sevmek... Bunlar sana göre fazla insani duygular baba" dedim koltuğa oturup gözlerimi gözlerine dikerken. Ah, pardon, TEKİN BABA mı demeliydim?" dedim elimi ağzıma götürüp alaycı tavrımla.

"Azra sen ister kabul et ister etme ama ben senin Babanım, lütfen benimle konuşurken kelimelerine dikkat et" dedi dişlerini sıkarak "Yoksa ne olur? Hesabımı mı kesersin? Kalemim mi kırılır?" dedim oturduğum koltuktan doğrulurken. "Yeter, senin saçmalıklarını dinlemeye gelmedim buraya" dedi.

Ellerini dizlerine koyup destek alarak ayağa kalktı. Kapıya doğru irellerken ona bakmadım tekrar konuştu "Yarın akşam yemeğinde seni evimizde bekliyor olucam." Omzumun üstünden kafamı ona taraf çevirdim "neden?". "Gelince öğrenirsin" dedi "söz veremem" dedim.

Dediğimi umursamayıp kapıyı çarpıb gitdi. Elimi yumruk yapıp kanepeye vurdum. Kim bilir yine ne zırvalıycaktı. Bi kaç kez polisliği bırakmam ve her hangi bir şirketinin başına geçmem için çok uğraşmıştı. Ama başaramamıştı. Bana onun kirli parası lazım değildi. Bu seferki niyeti ne hiçbir fikrim yoktu. Derin bir nefes alıp oturduğum yerden kalktım.

Banyoya gidip duşa girdim. Su bedenimden süzülürken aklıma Deniz geldi. Yüzümde aniden bi tebessüm oluştu. Bu kızda bişey var gerçekten beni şu halimle bile güldümsetmeyi başarıyor.

Aklıma tekrar babam gelince gülüşüm soldu. Bu adamı hayatımdan çıkaramıyordum. Ben çıkarsam bile o çıkmıyordu. Ama beni kötü etkilemesine izin vermiycektim.

Duştan çıkıp kendime geldim ve salona gitdim kendime güzel bi kahve yapıp bana iyi gelen şeyi yapmaya yani, Deniz'i düşünmeye başladım. Bu aralar bana ilaç gibi geliyordu ve ben bunu inkar edecek durumda değildim.

Deniz...
Sabah her zamanki gibi rutin kalkıp işe gitmek için hazırlandık ve çıktık. Arabama doğru irellerken Azra arabasının kapısını açıyordu. Arkası bize dönük olduğu için görmemişti. Tabi Zeynep seslenene kadar. "Günaydın Komiserim" deyip elini salladı. Şaşkınca kafamı çevirip Zeynepe baktım. "Ne var?" diye omuz silkip tekrar Azraya dönüp gülümsemeye başladı.

Azra bize doğru dönüp "günaydın doktorlar" dedi yorgun ve soğuk sesiyle. Aslında gülerek söylemişti ama gülümsemesi içten değildi. Ben bunu niye fark etmiştim ki sanki çok yakın gibi. Kaşlarımı çatıp ona baktığımı fark edip hemen düzeldim.

Kafamla selam verip arabaya bindim. O da binip gitmişdi. Benimle uğraşmadığna da ayrı bi şaşırmıştım tabi. Aynadan arabasının arkasından bakarken düşüncelere dalmıştım. Zeynep bir bana bi de aynadan baktığım yere arkasını dönüp baktı. "komiser sana soğuk mu yaptı? bana mı öyle geldi" demesiyle ters ters ona bakıp göz devirdim.

Ardından arabayı çalıştırıp hastaneye doğru sürdüm. Hastaneye gelince arabadan inip içeri doğru yürürken hala düşünceliydim. Acaba dünkü tavrım yüzünden mi böyle davrandı. Ya da merkezde bi şey olmuştur. Belki de özel bi meseledir diye tahminler üretiyordum.

Bi dakka ya ben onu niye bu kadar çok takıyordum ki kafama anlamıyorum. Kafamı sallayıp düşüncelerimden kurtuldum. Soyunma odasına girip giyindikten sonra hocanın yanına gitmişdik.

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin