14. Yabancı Hisler.

254 25 5
                                    

Azra...
Sorgudan çıktıktan sonra odama geçmiştim. Koltuğa geçip oturdum. Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. O sırada odamın kapısı çalınmadan açıldı.

Odama yalnız Yankı bu şekilde giriyordu. Ve gelenin Yankı olmadığından emin gibi gözlerimi açmadan "Ne var Burçin?" dedim. "Ben olduğumu nerden anladın?" diye sordu. Ardından "kokundan deme gülerim" dedi.

Gülüp gözlerimi açtım ona bakarak "Niye geldin Burçin?" diye sordum tekrar. "Yarınki görev için.." konuşmaya devam ederken ben çekmecelerimde ağrı kesici arıyırdum. Ne yaptığıma bakıp lafını yarıda kesti "Ne arıyorsun?" diye sorunca ona döndüm.

Elimi şakaklarıma atıp "başım ağrıyo ilaç arıyordum". "Masaj yapmamı ister misin?" diye sorunca gözlerimi ona dikip "gerek yok" dedim. Kafamı 2 yana sallayarak "Ee sen ne diyodun?" diye sordum. O sırada baş komiser odaya girdi.

İkimz de ayağa kalkıp şaşkınca ona, daha sonra bir birimize baktık. Hemen ardından Yankı girdi içeri. Ona ne oldu der gibi bakarken kafasını olumsuz anlamda salladı. Baş komiser bana dönüp "Azra o gerginliğini de alıp hemen evine gidiyorsun yarına kadar aklı başında istiyorum seni burda" dedi.

Anlamayarak ona bakıp "nasıl yani?" diye sorunca "Sorguda adamın burnunu kırmışsın, hemde..." deyip Yankıya döndü sinirle ardından tekar bana bakıp "senin olmayan bir sorguda". Yankıya parmağını sallayıp "seninle sonra görüşücez" dedi.

Ben "ama amirim yarınki görev-" sözümü kesip "Burçini de alıp eve git orda çalışırsın, burada yapacağın başka bir iş yok" dediği sözle kaşlarım havalanıp "ama amiri-" deyince yine sözmü kesmişti "konu kapanmıştır". Yankıya gelmesi için işaret yapıp odadan çıktı.

Yankı ellerini havaya kaldırıp omuz silkti. Ona tamam anlamında kafa salladım. Odadan çıkınca Burçine döndüm. Gülümsediğini görüp göz devirdim. Dosyaları alıp kapıya doğru irelledim.

Hala oturduğunu görünce "e gelmiyor musun?" diye sordum. "Sen git ben arkandan gelirim" dedi. Omuz silkip çıktım. Arabaya binip eve doğru sürdüm. Eve geldiğimde korktuğum başıma gelmişti.

Deniz burdaydı. Karşılaşmaktan kaçamamışdım. Dur bi dakka o da neydi? yanındakı bi erkek miydi? Gözlerimi kısıp daha dikkatlice baktım. Sinirden dişlerimi sıkıp arabadan indim. Kapıyı sertçe kapatıp kafamı oraya çevirdim.

Gözlerimi adamın üzerinde gezdiriyordum. Yine mantıksız hareket etmeye başlamıştım. Kan hücrelerim hepsi beynime hücum etmiş gibi hiss etmiştim. Neydi bu? Kıskançlık mı? Onu aklımdan çıkarmam lazımken olacak iş değil.

Ben dikkatimi onlara vermişken Burçinin koluma girmesini bile farketmemiştim. Birden seslenince kendime geldim. Onları öyle görünce Burçini bozmadan devam etmiştim. "Gidelim" dedim sinirli gözlerimi üzerlerinden çekerken.

Biraz uzaklaşdıktan sonra Burçinin kolumdakı elini indirip "bana bi daha aşkım deme" dedim. "Tamam aşkım" dedi alay eder gibi. Gözlerimi devirip kapıyı açtım, geçmesi için yol verip kapıyı kapattım.

"Bişey içmek ister misin?" diye sorunca arkasını bana dönüp "hmm Şarap?" dedi gülümseyerek. Ters ters ona bakıp "görev başındayız" dedim. Bana yaklaşıp "ama şuan senin evindeyiz, baş başa" dedi son sözünü kısarak.

"Burçiin" dedim nefesimi vererek uyarıcı ses tonumla. "Peki tamam bi kahveni içerim" dedi kanepeye otururken. Mutfağa gidip kahveleri koyarken aklım hala Deniz'deydi.

Acaba o adam kimdi? Sevgilisi mi? Evine niye getiriyor ki? Belki iş arkadaşıdır, iyi de iş arkadaşını niye eve getiriyor ki. Ah ben kime diyorum şu an benim yaptığım ne acaba? Ama benim durumum farklı. Ben görev için...offf aman.

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin