24. Sonuna Kadar İnkar.

327 28 8
                                    

Deniz...
Azra'nın sabah sabah libidosu tavan yapmıştı anlaşılan. Bu performansını akşam da sergileseydi biz şu an yatakta olurduk herhalde. Neyse iyi ki de yapmamış. Neymiş beni ayıkken istiyormuş. Çok beklersin Azra Kaya. Sen o treni kaçırdın.

Söylediği sözle dudaklarıma daha da yaklaşıp tam öpecekken onu omuzlarından hafif geriye ittim. Kaşlarımı çatarak "dün gece bi hataydı, ve asla tekrarlanmayacak" dedim. Gülüp kaşlarını havaya kaldırarak "öyle mi?" dedi. Kafamı kendimi onaylayarak sallayıp "öyle" dedim.

Ellerini ceplerine atıp kafasını başka yöne çevirdi. Gülmemek için dudaklarını bir birne bastırıp "peki" dedi sadece. Ben de ona göz devirip kapıyı açıp evden çıktım.

Azra...
Sabah erkenden uyanmıştım. Deniz hala uyuyordu. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa girdim. Ardından tıkırtı sesleri duyunca salona boylandım. Deniz bana gözükmeden evden çıkmaya çalışıyordu. Buna tabi ki izin vermedim.

Bana karşı sinirli ve biraz da tavırlıydı. Ben de onunla biraz uğraşmıştım. Ama ona yaklaşınca, o kokusu başımı döndürmeye yetmişti. Boynuna inip kokusunu ilk kez derince içime çekmiştim. Tarifedilemezdi. Tek bildiğim artık bu kokusuz yapamayacak olmamdı.

Bana dün gecenin hata olduğunu söyleyince gülmemek için kendimi zor tutmuştum. İçden söylemediğine o kadar emindim ki. Ona "peki" deyip istediğini vermiştim. Evden sinirle çıkınca ardından gülümseyerek bakmıştım.

Deniz..
Azra'nın evinden çıkıp sokağa indim. Arabama binip hastaneye doğru giderken telefonum çaldı. Annem arıyordu. Hastaneye ulaşmıştım nerdeyse. Arabayı park edip telefonu açtım.

"-Efendim anne, +kızım nasılsın?, -iyiyim annem sen nasılsın?, +iyiyim bebeğim, bak ne diycem teyzenler bugün dönüyor onlara bi hoşçakal demek için uğrarsın dimi?, -aa bugün mü? +evet canım, -ya sen?, +ben biraz seninle vakit geçireyim dedim, yüzünü görmedim nerdeyse kızım, -çok iyi düşünmüşsün anne, ben uğrarım o zaman bi ara, +tamam tatlım görüşürüz, -görüşürüz.

Telefonu kapatıp arabadan indim. Hastaneye gidip üzerimi değiştirip işimin başına geçtim. Arada boş vakit bulunca dinlenme odasına gitdim. Kapıyı açıp odaya girince Zeynep'in burada olduğunu gördüm. Derin bir nefes verip yanına oturdum.

Haline bakılırsa o da yorgundu anlaşılan. Kafasını bana çevirip "nasılsın?" diye sordu. "Eh işte, sen?. Elleriyle kendini gösterip "gördüğün gibi" dedi. Ardından yerinden doğrulup "nasıl geçti dün?" diye sordu. Omuz silkip "bilmem geçti işte" dedim.

Kaşlarını çatıp gözlerini üzerimde gezdirdi "iyi misin sen?". Gözlerimi kaçırıp "iyiyim" dedim. Kaşlarını kaldırıp "bana gerginsin gibi geldi de" dedi. Gözlerimi devirip "ya gergin falan değilim siz de taktınız" dedim sinirle. Sorgulayan gözlerle bana bakıp "siz derken?" diye sordu. Tekrar gözlerimi kaçırıp "lafın gelişi" dedim.

Yüzüne gıcık bir gülümseme yerleştirerek "komser mi yoksa?" dedi. Güldüğünü görüp ona ters ters baktım. Dudaklarını bir birine bastırıp tekrar konuştu "O mu gerdi seni böyle?" "Zeyneep!" dedim gözlerimi açarak. Ellerini kaldırıp "tamam canım" dedi.

Gözlerimi devirip önüme döndüm. "Yok yani madem geriyosun bari rahatlat yani dimi, salıyo üzerimize böyle gergin gergin" demesiyle bi hışımla ona dönüp "Zeyneep bak sinirleniyorum" dedim.

Tam o sırada telefonum çaldı. Yine annem arıyodu. İşaret parmağımı Zeynep'e doğru sallayarak "seninle sonra konuşucağız" deyip telefonu açtım.

"-Efendim anne?, +ha kızım bak ne diycem, akşama yemek yapıcam arkadaşlarını da çağır hep beraber otururuz ha anneciğm?, -tamam anne Zeynep yanımda şu an söylerim şimdi" dedim. Zeynep bana yaklaşıp kulağını telefona dayadı.

Melek Yüzlü Şeytan (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin