22 x Abi Meselesi

20.5K 1K 44
                                    

İyi okumalar!

Bir 'Vişne' Masalı - Bölüm Yirmi İki: Bir Küçük 'First Kiss'

"O adamın yanına öyle gitmesine nasıl izin verirsiniz?" diyen Yağız'ın sesi doldu kulaklarıma. Sesini kısmaya çalışmış ama buna rağmen sesindeki sinir bana bile geçmişti. Onu düşünmemeye çalışarak başımı kaldırdım. Çöktüğüm yerden titreyen ellerimin yardımıyla kalktıktan sonra güçlü adımlar ile aynanın önüne geçtim. Saçlarım dağılmış, yüzüm bembeyaz kesilmişti. İlk kez bir görevden sonra bu hale gelmiştim. En boktan görev derken kesinlikle yalan söylemiyordum. "Sen hiç konuşma abi." dedi Alperen bu sefer. Aniden yükselen sesi oldukça düz bir hal almıştı cümlesinin sonlarına doğru. Ses tonu oldukça gergin çıkıyordu. Kaşlarını çattığına çok emindim. "Boynunu emcükletmişsin amına koyayım!" diye sinirli sesiyle devam etti. Muhtemelen duymamam için sesi kısmıştı. Ama sanırım masraftan kaçmak için duvarları oldukça ince yapılmıştı. Konuştukları her şeyi duyuyordum çünkü. 

Titreyen ellerim suyu açıp hızlıca ağzımı çalkaladım. Gözlerim tezgahın üzerindeki ağız bakım suyuna takılırken hiç düşünmeden alıp ağzımı birde onunla çalkaladım. Ardından hızlıca elimi yıkayıp yüzüme birkaç kez su çarptım. Suyu kapattıktan sonra havluyu elime alıp yüzümü kurulayarak kapıyı açtım ve dışarı çıktım. 

Abim direkt karşıma çıkarken telaşlı gözleriyle süzdü beni. "Daha iyi misin?" diyerek yüzündeki telaş sesine yansımış bir şekilde konuştu. İçime bir sıcaklık yayılrken gülümsedim yavaşça. "İyiyim." dedim hızlıca konuşarak. Gözüm kısa bir an Yağız'a takıldı. Endişeli gözleri üzerimde geziniyordu. Gözlerimi ondan çektim ve abime geri çevirdim. "Midem kaldıramadı o kadarını."

"Korkuttun beni." dedi kollarını hiç beklemeden bana sararken. Yüzümdeki gülümseme genişlerken hızlıca kollarımı bende onun bedenine sardım. Öncelikle bismillah. Allah yar ve yardımcım olsun. "Sen böyle her şeye korkacaksan işimiz var abicim." diyerek mırıldandım sonlara doğru gittikçe kısılan sesimle. Sarıldığım beden aniden kaskatı kesilirken kaşlarım çatıldı. Yüzümdeki gülüşü genişletirken, yüz ifademi oldukça masum tutmaya çalışıyordum. Yaşadığım bu andan oldukça eğleniyor olmam ise bambaşka bir meseleydi. 

"Ne dedi?" diyen Kaan'ın şaşkın mırıltısı doldu kulaklarıma. Kollarımı geri çekerken, abime baktım. Işıl ışıl parlayan mavi gözleri kocaman açılmıştı. Kolları hala havada, donmuş gibi birkaç dakika önce açtığım kapıya bakıyordu. "Meriç'in bayıldığını düşünsenize?" dedi Alperen eğlenen sesiyle. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Alperen'den ufak bir kıkırtı duyulurken, Kaan ona eşlik etti. "Gülmekten yerde yuvarlanırdım." 

"Bende abi diyorum bazen..." dedi Can söyenircesine. "Bende neden böyle olmuyor?" diyerek devam ettiğinde gözlerimi kısarak ona döndüm. "Alınıyorum, güceniyorum."

"Sus lan." diyerek ters bakışlar attı Kaan ona. Yağız kafasına vurduğunda içimdeki Vişne gülerken, ben ise onları asla umursamayarak yeniden abime döndüm. "Meriç, ruhunu uzaylılar kaçırdıysa üç kez takla at." diyerek mırıldandım sahte bir telaşla. Abim gözlerini kırpıştırarak bana dönü ve sahte bir ifade ile kaşlarını çattı. "Meriç ne kızım? Abinim ben senin." diyerek konuştu sahte kızgınlığı ile. Yüzümdeki gülümseme yayılırken gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Gülümsedi ve kolunu omzuma atıp bedenimi kendine çekti. Saçlarımın üzerine minik bir öpücük kondurduğunda iç çektim yavaşça.

Öncelikle, artık bir abim vardı. Üstelik muhtemel olarak kendisi aşırı kıskançtı ve burnumdan getirecekti. Ama umrumda olduğu söylenemezdi. Çünkü benim abim vardı!

Bir 'Vişne' MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin