37 x Aşk

10.1K 477 19
                                    

Herkese merhaba. Kısacık bir şey söyleyeceğim; başlıktan anladığınız gibi bu bölüm iki part olacak. Gelecek cumartesi gelmeden bölümü atmayı planlıyorum. Umarım hayatta benimle aynı şeyi planlıyordur. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar!

Bir 'Vişne' Masalı- Bölüm Otuz Yedi / Part 1: İstanbul'da Bir Gece

Hayatımın hiçbir evresinde tam anlamıyla yalnız kaldığımı hissetmemiştim. Çünkü kimse olmasa bile, yanımda mutlaka Eriz ve dedem oluyordu. Onların beni ömrümün sonuna kadar yalnız bırakmayacağını düşünürdüm. Dedem öldüğünde ise itiraf etmek gerekirse korkmuştum. Çünkü yalnızlığın beni benden edeceğini, kendimden iyice uzaklaşacağımı düşünmüştüm.

Ama işler hiç düşündüğüm gibi gitmedi ve bu sanırım benim en büyük şansım oldu.

Yani asker olmanın bana getirdiği tek şey, hayalimi gerçekleştirmek değildi. Yeni insanlar, daha güzel kalabalıklar, yeni dostluklar ve hatta aileler demekti. Uğur'lar sayesinde ilk kez Eriz dışında bir arkadaşım olmuş, ilk kez Eriz ve dedem dışında bir ailem olmuştu. 

Ve asker olmak, beni gerçek aileme de kavuşturmuştu. Hatta kendi ailemi kurma şansı bile vermişti.

Gözlerim önce Yağız'ın sıkıca tuttuğu elime kaydı. Sımsıkı sarmış, beni bırakmak istemediğini anlatıyordu. Ardından yüzüne döndü bakışlarım. Göz kapakları ile aşık olduğum lacivertlerini kapatmıştı. Biraz dinlenmesi gerektiğini söyleyerek zorla kapattırmıştım gözlerini. Uyumadığına emindim ama sözümü dinleyerek gözlerini hiç açmamıştı da.

Yağız Karahan, her şeyin ilkiydi benim için. Bundan şikayetçi değildim. Olacağımı da düşünmüyordum. Ki, her şeyin ilki olmaya devam etsin istiyordum.

"Gözlerin bendeyken gözlerine bakamamak çok can sıkıcı olmaya başladı." diye mırıldandı Yağız bana doğru. Kafasını bana doğru çevirmiş, buna rağmen hala açmamıştı gözlerini. Yüzümde bir gülümseme oluştu. Kafamı, kafasının hemen yanına koydum ve yüzüne doğru döndüm. "Her zaman sen izleyecek değilsin komutanım." dedim fısıldama gibi çıkan sesimle. Yağız'ın dudakları iki yana kıvrılırken gülüşüm biraz daha genişledi. "Senin olduğun yerde gözlerim sana değmezse, bana ihanet etmiş olurlar."

"Öyle demek..." diye mırıldandım flörtöz çıkarttığım ses tonumla. Yağız'ın gözleri açıldığında göz bebeklerinin titrediğine şahit oldum. Eğildi ve burnumun ucunu öpüp geri çekildi. İçimin titrediğini hissederken yutkundum yavaşça. "Öyle..." 

Dakikaların ardından uçaktan indiğimizde Yağız elimi sıkıca tutmuştu. Havaalanının dışına ilerlerken ikimizde sessizdik. Telefonum titrerken cebimden çıkarttım ve açtım. "Eriz?" dedim hızlıca konuşurken. Kapıdan çıktığımızda bakışlarım etrafta dolandı. "Neredesin?"

"Yokum." dedi Eriz telaşlı çıkan sesiyle. Kaşlarım havalandı. "Arabam otoparkta, acil ihbar gelince gitmek zorunda kaldım." diyerek devam ettiğinde, havalanmış kaşlarım çatılırken adımlarım durdu. "Araban buradaysa nasıl gittin?" 

"Ekiptekiler geçerken aldılar Vişo." dedi Eriz hızlıca konuşurken. "Anahtar güvenlikte, hadi tutma beni. Ülkenin bitmeyen cinayetlerini çözmem lazım."

Telefon yüzüme kapandığında kulağımdan çekip cebime attım. Klasik Eriz'di. Şaşırtmıyordu beni. "Araba otoparktaymış." dedim bakışlarım Yağız'ı bulurken. Yağız'ın kaşları çatılırken gülümsedim ve elini tutup çekmeye başladım. "Sorgulama sevgilim. Klasik Eriz, alışırsın zamanla." 

Otoparka geldiğimizde ilk güvenliğe bakınmıştım. "Asker bacım." diye bir ses geldi o anda. Bakışlarımız sesin geldiği yöne döndüğünde, tontiş bir amca ile karşılaştım. "Bende sizi bekliyorum." diyerek konuşmasına devam etti. Adımları karşımızda durduğunda cebinden anahtarı çıkartıp uzattı bana. "Nasıl tık diye tanıdın abi bu karanlıkta?" dedim şaşkınlıkla amcaya bakarken. Amca güldü. "Eriz oğlum gitmeden önce konuştuk. Tanıyorum artık seni." dediğinde gülerek başımı iki yana salladım. Amcanın bakışları Yağız'a döndü. "Sende damatsın herhalde? Eriz oğlum dediydi yanında olacak diye."

Bir 'Vişne' MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin