16 x Teklif

23.1K 1K 29
                                    

Selamlar selamlar! 

Bugün pek ders çalışamadım, hatta hiç, ama buna rağmen buradayım. Saat şuan 18:04 ve bölümü tamamlamaya çalışıyorum. Hızlı ama güzel bir bölüm olmasını umut ediyorum. Umarım beğenirsiniz.

Bölüm sonunda görüşmek üzere. Keyifli okumalar!

Bir 'Vişne' Masalı - Bölüm On Altı: 

Balkon

En acilinden yaşayabileceğim bir mucizeye ihtiyacım vardı şuan.

Uzaylılar, daha fazla dünyada kalmama izin vermeyip beni yanlarına alabilirdi ya da Çisem birden doğurmaya karar verebilirdi. Tabi bunun için önce hamile olması ve dokuz ayın geçmesi gerekiyordu. Birden evime ışınlansam da olurdu. Beni yok edebilecek her şeye tamamdım yani.

Kaybolmaya ihtiyacım vardı kısaca! Beni utandıracak daha fazla bir şey yaşamadan buradan gitmem lazımdı.

Çünkü bakışlar üzerimdeyken, kendimi utançtan bayılacak gibi hissediyordum. Kıpkırmızı kesilmem de vardı tabi. Beyaz tenli olmak bazen büyük bir sorun oluyordu. Ama şuanki sorun utanmamdan çok utanmama neden olan sebepti.

"Biz gidelim." dedi Ece telaşlı sesiyle. Hepsi aynı anda onu onaylarken, utanç içinde onları dinliyordum. "Siz devam edin." dedi Kamelya hızlıca Ece'nin ardından konuşarak. Biz neye devam edecektik? Hepsi yeniden aynı anda kafa salladılar ve hızlıca eve  girip kapıyı kapattılar.

Kapı deliğinden izlemeyeceklerine kimse inandıramazdı beni. Ama şuan konumuz bu değildi. Konumuz neydi bizim?

Yağız ile yalnız kalmıştım!

"Kızardın mı sen?" dedi Yağız eğlenen sesiyle. Gözlerinin yüzümde dolandığını hissetsemde mavilerim ona hiç dönmüyordu. Bu da soru muydu? Utanmıştım tabi ki! "Yo..." dedim uzatarak. Dünyanın en kötü yalanı olduğu konusunda hem fikir miydik? Evet! "Ne alakası var?" diyerek ufak yalanıma aldırmadan devam ettim. Yağız'ın kıkırtısı kulağıma dolduğunda bakışlarım onu buldu. Gülerek başını iki yana salladı ve "Öyle olsun." diye mırıldandı. 

"Ben gideyim." dedim dudaklarıma masum bir gülümseme kondurarak. Yağız'ın yüzündeki gülüş genişlerken hızlıca kapımın önüne gidip anahtarı deliğe soktum. "İyi geceler komutanım." diyerek hızlıca konuştum kapıyı açtıktan hemen sonra. Yağız'ın cevap vermesine izin vermeden kapıyı suratına kapattım. "Ne yaşadım ben?" diye mırıldandım kısık sesimle. Sırtım kaıyı bulurken, elim hızlıca atan kalbimin üzerine gitmişti. Kalp ritmim gülüşümü daha çok büyütürken elimi oradan çekip yanaklarıma koydum. Öpüşecek miydik biz yoksa ben mi öyle sanmıştım?

Sanmamıştım... Vallahi öpecekti beni!

"Aşık olmuş bu adam bana haberi yok." dedim keyifle salona doğru yürürken. Bu ihtimal kalp atışlarımın daha çok hızlanmasına sebep oldu. Yağız'ı tanıdığım zamana ve gözlemlerime dayanarak dengesiz herifin tekiydi ama sevdiğinde güzel severdi. Emin değildim ama yanılmadığımdan emindim. 

Kendimi koltuğun üzerine atarken yüzümde salak bir gülümseme vardı. Gözlerimi kapattığımda, göz kapaklarımın altına kazınmışçasına Yağız'ın yüzü önüme gelirken derin bir nefes verdim. 

Bazen hislerimin böyle devam etmesi ürkütmüyor değildi. Aşık değildim herhalde. Aşık olmuş olamazdım... 

Sabah - 04:32

Bir 'Vişne' MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin