35 x Urfa

11.1K 474 19
                                    

Keyifli okumalar!

Bir 'Vişne' Masalı- Bölüm Otuz Beş: Yaralı ve Belalı

*İki Gün Sonra - Urfa*

"Gelmedik mi daha?" diye mırıldandım gözlerim camdan dışarıyı izlerken. Muhtemelen tarihi Urfa sokaklardan birindeydik ve gördüğüm sokaklar çoktan beni etkisi altına almıştı bile. Kendimi eski tarz töre dizilerinde hissetmemin başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Ama bir yandan da her yer beklediğimden çok daha güzeldi. Bu yüzden o tarz bir dizinin içinde hissetmekten şikayetçi değildim. "Az kaldı yavrum." dedi Yağız bana yandan bir bakış atarken. "Biraz daha dayan."

Yağız'a cevap olarak sadece kafamı salladım ve arabanın camını hafifçe açtım. İçeri rüzgar dolarken, sıcaklığı biraz alması için kollarıma dikkat ederek saçlarımı topuz yaptım. Gömleğimin yakasına asılı olan güneş gözlüğünü çantamın üzerine bıraktım hızlıca. "Havanın burada bu kadar sıcak olduğunu söyleseydiniz gömlek giymezdim." dedim gömleğimin bir düğmesini daha açarak. Yağız'ın bakışlarını üzerimde hissederken, mavilerim ona doğru döndü. Lacivertlerinin ışıldadığını görürken gözlerim kısıldı. "Sevgilim gömleğini bu kadar çok çıkartmak istiyorsan baş başa kaldığımızda çıkartabilirsin." diye mırıldandı Yağız çapkın bir ifade ile. Kısık gözlerim aniden büyürken utandığımı hissettim. "Edepsiz herif." diye mırıldandım alaylı çıkan sesimle. Yağız gülerek başını yola çevirdi. 

Urfa'ya gireli birkaç saat olmuştu ve Kaan'ın evine doğru gidiyorduk. İlk durağımızın otel olacağını düşünmüştüm ama kimse otel konusunu açmamıştı bile. Sorduğumda ise Kaan evlerinin yeterince büyük olduğunu ve onlarda kalacağımızı söylemişti. Ben her ne kadar itiraz edecek olsam da, Yağız bunun boşuna olacağını söylemişti. Kaan'ın ailesi bizi asla bırakmazmış çünkü.

Arabalar sırayla bir konağın önünde sıralandığında kaşlarım havalandı. Bir anda kocaman siyah kapı açıldı ve önce Kaan'ın arabası içeri girdi. Ardından bizler girerken şaşkınlıkla Yağız'a döndüm. "Kaan konakta mı yaşıyor?" diye sordum şaşkınca mırıldanırken. Yağız bana yandan bir bakış attı. "Bilmiyor muydun?" dediğinde kafamı iki yana salladım. Bilmiyordum!

Arabalar durduğunda şaşkınlığımı atmaya çalışarak arabadan indim. Koskocaman bir konaktı ve gerçekten dizilerdeki gibiydi. Ayrıca kocaman bir bahçesi de vardı ve sanırım bir sürü çiçek vardı. Çünkü etrafta çiçek kokusu vardı. Gözlerim yavaşça çevrede dolanırken kapıda gördüğüm korumalar ile kaşlarım yeniden havalandı. "Koruma mı onlar?" diye mırıldandım Yağız'a yanaşırken. Yağız gülerek kafa salladı. Kaan'ın ailesi aşiret miydi? Yağız'ın konuşmasına izin vermeden şaşkınca ona baktım. "Aşiretler mi?"

"Bunu bilmiyor olamazsın." dedi Yağız elini belime koyup beni iterken. Havalanan kaşlarım hızlıca çatıldı. Bilmiyordum! "Bilmiyordum." dedim fısıldama gibi çıkan sesimle. Kapının önünde birden bir sürü insan toplanması sesimin volümünü oldukça düşürmüştü. Bunların hepsi Kaan'ın çekirdek ailesi olamazdı, değil mi?

Yağız velimmiş gibi biraz daha ona yanaştım. Kaan Ece'yi ailesine tanıttıktan sonra Kamelya'yı da tanıştırdı. Kadınlardan birkaçı yengemi çoktan aralarına alıp özlediklerini söyleyip tebrik ediyorlardı. Tanışma sırası bana geldiğinde gülümsedim genişçe. "Meriç Efe'nin kız kardeşi Vişne." dedi Kaan beni tanıtırken. "Timimizin eski üyesi aynı zamanda."

Yaşlı çifte yanaşıp ellerini öptüm. Doğrulduğumda beni beklemeden sardı teyze. "Babaannem ve dedem." diyerek tanıttı Kaan arkamdan. Kadın ile sarılmam bitince Kaan'ın anne ve babası ile de tanıştım. Sonunda babaannesi daha fazla ayakta dikilmememizi ve sofranın hazır olduğunu söyleyerek bizi içeri aldı. Abim yanıma gelirken usulca sardı beni. "Nasıldı yolculuğun?" diye fısıldadı imalı bir ifade ile. Onlarla gelmem için fazlasıyla dil dökmüştü çünkü. Ben ise Yağız'ı tek bırakmak istememiştim. "Güzeldi abicim." dedim genişçe gülümserken. Abimin kaşları çatıldı ve gözlerini hafifçe kıstı. "Bizimle olsaydın daha güzel geçerdi."

Bir 'Vişne' MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin