Baştan ufak bir açıklama yapmak istiyorum, SCP ve SCP 1048 ile ilgili
SCP kurgusal bir şey, paranormal yani daha doğrusu metafizik kavramına uyan, doğal sayılmayan nesneleri, insanları ve varlıkları tespit edip korumakla ilgilenen bir vakıf. SCP 1048 ise kendi kendine hareket etme yeteneğine sahip bir oyuncak ayı. Bildiğim kadarıyla kendini klonlayabiliyor, bazı jest ve mimikleri kullanabiliyor.
Bu kadar bilgi yeto
Ekstra not: Kitabı ilk yazmaya başladığımda çok heyecanlıydım fakat sonra çokça kez silip tekrar yazdığım için birazcık bozuldumsu bir şey oldu, yine de umarım beğenirsiniz
Açılan kapının sesiyle Minho bakışlarını içeri giren Hyunjin'e çevirdi.
"Bir şey konuşmalıyız, önemli." Hyunjin'in elindeki flaşı görünce Minho gerileyip flaşı bilgisayara takmasını izledi.
"Odandan kalkıp geldiğine göre..."
"Hyung bu cidden önemli." Hyunjin'in ses tonu kendisini de gerdiği için sessizce ona baktı Minho.
Hyunjin iç çekip ona döndü, flaştan bir dosya açmıştı fakat açtığı dosyadaki videolara dokunmamıştı.
"Biliyorsun ki uzun yıllar önce buralarda paranormal olaylar artınca bir SCP Vakfı binası oluşturuldu, hatta SCP 1048 de ellerinde. SCP binası değilmiş." Minho kaşlarını çattı.
"Ne?"
"Bir deney merkezi gibi bir şeymiş, insanların üstünde tuhaf deneyler yapılıyormuş. En kötüsü de deneklere istediklerini yapmak konusunda serbestlermiş." yaptığı imayı anladığı için Minho gözlerini kırpıştırdı.
"Biz de orayı paranormal varlıkları koruyan bir yer falan sanıyoruz."
"Sana videolardan birkaçını izleteceğim, sadece... Ne olduğunu anlaman için." Minho bakışlarını onun açtığı videoya çevirdi.
Videoda uzun ve siyah saçlı bir kız vardı, kıza yapılan şeylerle ilgili bir videoydu.
Minho'nun dikkati videodayken Hyunjin konuşmaya başladı.
"Shin Yuna, yaklaşık iki yıl önce, on yedi yaşındayken öldürülmüş. Üçüncü katta SCP 1048 ve Han Jisung diye bir denekle kalıyormuş, yani en tehlikelilerin olduğu kattaymış. Han Jisung'un ve Shin Yuna'nın doğuştan gelen tehlikeli güçleri varmış ve sanırım Jisung Yuna'dan daha da tehlikeli." kısa bir sessizliğin ardından Hyunjin bilgilendirme ihtiyacıyle tekrar konuştu. "Bu arada orada küçük bebekler, çocuklar falan da varmış. Üstlerinde deney yapılsa da onlar koruma altındaymış yani dokunulması yasakmış." Minho sessizce mırıldandı.
"Bu da bir artı..." yaklaşık beş dakika olan video bittiğinde Hyunjin birkaç video daha izletti Minho'ya, birkaç denekten daha bahsetti.
"... O da yaklaşık beş yıl önce ölmüş."
"Ölenlerin net bir sayısı yok mu?"
"Bana bunu atan adam tahmini üç yüz kişi olduğunu söyledi ama dediğim gibi, tahmini." Hyunjin başka bir videoya bakınırken Minho kahvesini tekrar eline aldı, Hyunjin o sırada çömeldiği yerden kalkmıştı. "Kahveyi birazcık bırak bebeğim..." Minho elinden alınan kahvesi yüzünden Hyunjin'e şaşkın bakışlar atarken Hyunjin onu omuzlarından itip sandalyesine yaslanmasını sağladı ve ellerini tuttu. "Sana bir video izleteceğim, bahsettiğim Jisung ile ilgili. Ama bunu kaldıramayabilirsin." Minho göz devirerek onun ellerini itti.
"Ya bir siktir git Hyunjin, önemli bir şey var ciddi ol diyorsun sonra Drama Queen gibi davranmaya devam ediyorsun."
"Ya gerizekalıcığım..." Hyunjin iç çekip tekrar onun ellerini tuttu. "Bu video sıradan bir işkence videosu değil, Minho bak çalıştığımız iş yüzünden bu videoları sürekli ben de görüyorum ama bu... Bu çok farklı, kaldıramazsın." Minho yine gözlerini kırpıştırdı.
Hyunjin'in ses tonu her şeyi anlatıyordu aslında.
"Merak ettim şimdi."
"Pişman olacağını biliyorum, ben de pişman olacağım ama izlemen gereken bir şey." Hyunjin titrek bir nefes alıp videolardan birini başlattı ve bakışlarını ekrana odaklanmış Minho'ya çevirdi.
Onun videoyu açmasıyla, ekrana gözlerini odaklamış Minho'nun irkilmesi bir olmuştu.
Hyunjin her zaman bir şeyleri abartan birisiydi, gerekli gereksiz her şeyi sürekli abartıp Minho'yu çileden çıkarırdı.
Ama bu... Hyunjin'in söylediğinden daha beterdi. Minho hayatı boyunca ilk kez bir şeyi görmemek için gözlerini çıkarmak, duymamak için sağır doğmuş olmak istemişti.
Minho'nun nefesinin kesildiğini fark edince Hyunjin videoyu durdurup ayağa kalktı ve Minho'ya doladı kollarını.
"Demiştim sana, abartma falan dedin bir de. Al sana abartma Minho."
"H-Hyunjin..." Minho onun tişörtünü sıkıca tuttu. "O-o çocuk..." Minho gözlerini kapatırken Hyunjin bakışlarını tekrar ekrana çevirdi.
Durdurduğu kısımdaki anlık görüntü bile acı vericiydi, yaşadığı şeyler arasında bunun masum kaldığını bilmek Hyunjin'in canını daha çok yakıyordu.
Minho'nun titremesi geçtiğinde nazikçe saçlarında dolaştırdığı eline çevirdi bakışlarını.
"Jisung'un yaşadığı şeyler arasında bir hiç bu, üstünde en çok deney yapılan ve en fazla... Tecavüze uğrayan denek."
"Hiçini sikeyim." Minho ondan uzaklaşınca Hyunjin de geriledi. "Ekip hazırlayıp baskın yapmalıyız."
"Benim ayarlamamı ister misin? Oradaki insanlarla ilgili daha fazla şey biliyorum." Minho yavaşça başını salladı.
"Hazırladığın ekiple ilgili beni bilgilendir, baskın gününe dair de."
"Tamam, ekibi baskın durumu yedi için hazırlıyorum."
"O kadar zor olur mu ki?"
"Çok fazla denek ve görevli var, zorluk değil de kişi sayısı diyelim." Minho'nun onayından sonra Hyunjin flaşını bilgisayardan alıp büyüğünün yanağına sulu bir öpücük bıraktı ve koşar adımlarla odadan çıktı.
Minho bir süre gördüğü görüntüleri düşündü.
"Han Jisung... Bunları hak edecek ne yapmış olabilirsin ki?" başını geriye yatırıp gözlerini kapattı.
Uzun zamandır bu işle uğraşıyordu, onca şey görmüştü ve onca ölüme, katliama şahit olmuştu.
Jisung'un videosunu izlemek hepsinden daha acı vericiydi.
O an içi onu kurtarma isteğiyle doldu, ilk kez birisini bu kadar güvende tutmak istedi.
Yaşadıkları bundan bile daha ağırdı ve Minho'nun o an tek istediği Jisung'u tüm bu işkencelerden kurtarmaktı.
"Görevi elimizden geldiğince hızlı halletmeliyiz." kendi kendine mırıldanıp gözlerini kapattı.
O günün hayatlarını nasıl değiştireceğini bilseler yine de o göreve giderler miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...