Canımı Yakıyor

1.4K 182 116
                                    

"... Bir haftadır hyung, bir haftadır kafayı yiyorum. Test sonuçlarını kontrol ettiğimizde hiçbir sikim çıkmadı ve Jisung hala daha da kötüye gitmeye devam ediyor, elim kolum bağlı oturmuş onun ölmesini izliyorum resmen. Bana sekiz ayı olduğu söylenmişti ve Jisung daha ikinci ayını tamamlayamadan dağılmaya başladı, geceleri kollarımda hıçkırarak ölmek istemiyorum diye ağlarken onu ölmeyeceğine dair ikna edemediğim için kendimden nefret ediyorum, Jisung'a bunları yaşattığım için kendimden nefret ediyorum ve en kötüsü de ne biliyor musun? KENDİMDEN NEFRET ETMEM HİÇBİR SİKİME YARAMIYOR!" Minho daha şiddetli titreymeye başlarken Hyunjin ayağa kalkmak için hamle yapınca Chan onu tuttu.

"Bırak içini döksün." Hyunjin istemeyerek de olsa yerine oturdu ve Minho'nun titreyerek ağlamasını Chan gibi izlemeye başladı.

Minho'nun da dediği gibi, Jisung'un durumu gün geçtikçe kötüye gidiyordu.

Son yaptıkları testler aslında o kadar kötü değildi, öncekiyle neredeyse aynıydı fakat bu Jisung'un her gece uyanıp bayılana kadar kustuğu ve gündüzleri de pek eskisi gibi enerjik olmadığı gerçeğini değiştirmiyordu. Yavaş yavaş kabuğuna çekilmeye başlamıştı ve onu bu halde görmek hepsinin canını yakıyordu.

Özellikle Minho'nun.

Jisung kendini çekerken, onların temasına hassaslaşmaya başlarken ve gün geçtikçe çökerken Minho onu tutamıyordu, Jisung tutmasına izin vermeyip geri çekilince Minho da ona izin veriyordu ve daha fazla gerilemesin diye ondan uzaklaşıyordu.

Jisung'u bu halde görmekten daha fazla canını yakan hiçbir şey yoktu, baş ağrıları bile o kadar acıtmıyordu.

Ayrıca son yaptıkları testin sonucu da Minho'nun deliye dönmesine sebep olmuştu, krizini tetikleyen en büyük etken buydu.

"Bayılacak sanırım." Chan ayağa kalkıp sakin adımlarla Minho'nun yanına ulaştı ve nazikçe saçlarını okşadı. "Gel yanıma." Minho hızlıca Chan'ın beline kollarını dolayıp onun omzuna gömüldü, titremesine hıçkırıkları da eklenmişti şimdi.

"B-baş edemi-yorum, ona iyi g-gelemiyorum." derin bir nefes alıp titrek bir şekilde geri verdi, tekrar konuştuğunda sesi fazlaca titriyordu. "Elimden kayıp giderken onu tutmaya cesaret edemiyorum." Chan nazikçe Minho'nun sırtını okşadı.

"Biliyorum, yanında olmaya çalışıyoruz hepimiz."

"Canı çok acıyor hyung, onun acısını alamıyorum. Çok korkuyorum bebeğimin başına bir şey gelecek diye, sincabımı kaybedeceğim diye çok korkuyorum." Minho'nun sesi sonlara doğru kısılmış, gözleri yavaşça kapanmaya başlamıştı. "Onsuz kalmaktan çok korkuyorum." Minho'nun bilinci kapandıktan sonra Chan gözlerini kapatarak bekledi bir süre.

Hepsi korkuyordu, hepsi Jisung'u kaybedecekleri düşüncesiyle artık nefes alamıyorlardı.

Seungmin destek almak adına Hyunjin'in elini tutarken bakışlarını bayılmış olan abisinden çekti.

"Jisung öldükten sonra abim de kendini öldürecek, artık eminim. Ondan da fazla korkuyorum."

"Hey hey, saçmalama. Toparlanması zor olacak sadece." Hyunjin de Seungmin'i kollarının arasına çekti.

Gün geçtikçe işler ciddi anlamda zorlaşıyordu.

*~*

"Ne zaman bitecek bu?" Jisung gözlerini açık tutmaya çalışarak Jeongin'e bakarken sormuştu bunu, Jeongin bakışlarını bilgisayardan kaldırıp büyüğüne baktı bunun üstüne.

"Birazdan biter, uyuyabilirsin istersen."

"Minho nerede?"

"Onlar üst kattalar, seni geriyor muyum?" Jisung cevap vermeyip gözlerini kapattı, kısa zamanda uykuya dalmıştı.

SCP 1048~Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin