"Hazır mısın?" Jisung ıslak yanaklarını silip başını sallayınca Minho iç çekerek onun önünde diz çöktü. "Ji, çok mu korkuyorsun?" Jisung yavaşça başını salladı, gözleri tekrar dolmaya başlamıştı.
Minho ona güven verici bir gülümseme sunup elini uzattı.
"Eve gidelim, belki kedilerim sana daha iyi hissettirebilir." Jisung yavaşça onun eline kendi elini koydu, Minho onun elini nazikçe tutup Jisung'u kaldırırken itiraz etmemişti.
Minho onu taşıyarak sıcacık odasından çıkarıp soğuk bahçeye götürdüğünde de...
Titreyerek iyice Minho'ya yaklaştığında Minho da onu daha sıkı tuttu.
"Arabanın içi daha sıcak, merak etme." Jisung sessizce kollarını kendine doladı.
Kendisini güvensiz hissetmesinin bir diğer sebebi artık 1048'in yanında olmamasıydı, korunmasız gibi hissediyordu.
Jisung bu düşüncenin etkisiyle midesinin kasıldığını hissederken Minho onu arka koltuğa bırakıp kapıyı kapattı ve yanındakine döndü.
"Herkes bizim evde mi?" Hyunjin başını salladı.
"Jeongin Jisung'u çok merak ediyor."
"Ya Seungmin?"
"Odasından çıkmıyor, sen de hiç aramadın diye endişeli. Yaşlandı senin yüzünden." Minho iç çekti.
"Bir de bana sor, Seungmin'e çok ihtiyacım vardı."
"En azından şimdi onu görebileceksin, bin arabaya hadi." Minho arabanın yolcu koltuğuna yerleşirken Hyunjin de şoför koltuğuna binmiş, arabayı çalıştırmıştı.
"Jisungie, rahat mısın?" Jisung gözlerini açmadan başını salladı. "Evde bizim dışımızda birkaç kişi daha olacak, eğer korkarsan söyle bana tamam mı?" Jisung bu sefer gözlerini açıp kısa bir an Minho'ya baktı, sonra başıyla tekrar onayladı.
Korkarsa mı? Korkmadığı an mı vardı ki?
*~*
Arabanın arka kapısını açtığında Minho bir süre duraksadı.
"Uyandırmalı mıyım?" Changbin elindeki montu nazikçe Jisung'un üstüne bıraktı.
"Uyandırmalısın, uyanırsa ve senin ona dokunduğunu görürse kötü etkilenebilir."
"Haklısın." Minho yavaşça arabanın içine doğru eğildi. "Jisungie, uyan hadi." Jisung kollarını kendine dolayarak gözlerini açtı ve Minho'ya baktı.
En azından öncekilere göre daha hızlı uyanmıştı, Minho'nun endişelenmesine gerek kalmamıştı.
"Eve geçeceğiz, gel hadi." Minho ona elini uzatınca Jisung bir süre etrafını inceledi, sonra yavaşça Minho'nun elini tutup kendisini çekerek kaldırmasına izin verdi.
Elini tutarken daha az tereddüt etmeye başlamıştı ve bu Minho'yu gülümsetmişti.
Onu kucağına çekip omzuna yaslanmış küçüğüyle birlikte eve doğru yürüdü, Changbin arabayı kilitledikten sonra onların önünden geçerek kapıyı çalmıştı.
Jeongin de kapı sesini duyduğu gibi ayağa fırlatıp kapıya koştu.
"Changbin hyung ve Minho hyung gelmiş!" kapının dışına kadar gelen sesiyle Minho hafifçe gülümsedi, Jeongin kapıyı açarken de gülümsüyordu.
"Selam tilki." Changbin onun yanağını hafifçe sıkıp içeri geçtikten sonra Minho da ayakkabılarını çıkartıp içeri geçti.
"Hyung, nasılsın? Kaç gündür göremiyoruz seni, merak ettim iyice." Minho adımlarını Changbin'in gösterdiği odaya çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...