"Lino-sshi..." Minho gözlerini aralayıp ışık yüzünden yüzünü buruşturarak Jisung'a baktı. "Karnımda tuhaf bir his var." Minho doğruldu.
"Ne hissi?"
"B-bilmiyorum, ben... Midemdeki her şey boğazıma dizilmiş gibi hissediyorum, ilk seninle yemek yediğim gün de böyle hissettiğim için bitirememiştim ama bu kadar ağır değildi." Jisung tek kolunu karnına bastırırken diğer eliyle ağzını tutunca Minho ayağa kalkıp onu sarsmamaya çalışarak kucağına çekti.
"Kusacaksın sanırım." Jisung gözlerini sıkıca kapatırken Minho onu odadaki banyoya götürdü ve klozetin önünde yere bıraktı. "Biliyorum biraz mide bulandırıcı ama başını buraya çevir ve eğ biraz, kustuğunda etrafa sıçramasın. Böylece seninle daha çok ilgilenirim." Minho onun beline kolunu sararkan Jisung onun elini tek eliyle tutup diğeriyle klozetin kenarına tutundu.
"Bu his çok kötü, ne zaman biter?"
"Birazdan rahatlarsın güzelim." Minho onun saçlarını yavaşça yüzünden çekti, Jisung o sırada öne doğru savrularak kusmaya başlamıştı.
Jisung'un eli Minho'nunkini daha sıkı kavrarken Minho yüzünü buruşturarak başını başka tarafa çevirdi.
"Rahatla, vaktimiz var." Minho yavaşça onun elini okşayıp bakışlarını tekrar Jisung'a sabitledi, bu kokuya her ne kadar alışık olsa da mide bulandırıcıydı.
Jisung bir süre sonra öksürerek ve titreyerek doğrulup güçsüzce bedenini Minho'ya yasladı, kesik kesik nefes alıyordu.
"Daha iyi misin?" Jisung ona doğru büzüldü.
"İğrenç kokuyor, tadı da hala ağzımda ve o da iğrenç. İğrenç bir his, tek kelimeyle iğrenç."
"Anlıyorum seni, kalk elini yüzünü yıkayalım. Sonra sana naneli bir şeker veririm tadı geçer ağzından, olur mu?"
"Hareket edecek halim yok."
"Biliyorum, burada daha fazla kalırsak kusmak isteyeceksin tekrar. O yüzden çıkmalıyız güzelim." Jisung ona sıkıca tutunurken bedeni daha şiddetli sarsılmaya başladı.
"Lino-ya, ölecek miyim?" Minho onu sıkıca tuttu.
"Saçmalama güzelim, nereden çıktı?"
"Midem tekrar bulanıyor, sanırım yine kusacağım." Minho onun oturmasına yardım etti ve Jisung klozete eğilirken düşmemesi için onu az önceki gibi tutmaya başladı, beline kolunu doladığında Jisung onun kolunu tutup kendi karnına bastırmıştı. "Bastırınca daha iyi hissediyorum."
"Kusman daha mı kolay oluyor?" Jisung başıyla onayladı. "Anladım, sonra içeri geçeceğiz ama tamam mı? Bak koku mideni daha çok bulandırıyor." Jisung yüzünü buruşturarak klozete eğilirken Minho yardımcı olmak için nazikçe onun karnına bastırdı, cidden Jisung böyle daha iyi hissediyordu.
Jisung kusmayı bitirdiğinde doğrulurken bu sefer gözyaşları da yanaklarını ıslatıyordu.
"Çok kötü hissediyorum."
"Kalk hadi."
"Lino-ya..." Jisung tekrar klozete eğilince Minho şaşkınca onun yanına oturdu.
Bu kadar kusması normal miydi ki?
"Pekala, sanırım burada uzun saatler geçireceğiz." Minho her ne kadar gözleri uykusuzluktan kapanıyor olsa da Jisung'un saçlarını önünden çekerek kusmasını bekledi, o tekrar ve tekrar kusarken yanında oturdu.
Sonunda Jisung artık nefes alamayacak bir haldeyken geri çekilip ona yaslandı ve titreyerek Minho'ya doğru büzüldü.
"A-acıyor." Jisung öksürerek karnını tuttu. "Karnım... Çok kötü ağırıyor. Lino-ya..." Minho onun saçlarını okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...