Minho'nun dudaklarından kaçan istemsiz bir inlemeyle Changbin onun elini tuttu.
"Dedik sana amına koyduğum, neresi acıyor?"
"Vücudum... Kilitlenmiş gibi hissediyorum, özellikle beynim o kadar sızlıyor ki..." Changbin nazikçe onun saçlarını geriye yatırdı.
"En azından Jisung'u kurtardın." Minho sertçe yutkundu.
"En azından Jisung'u kurtardım." vücuduna yayılan acı dalgası yüzünden inleyerek Changbin'in elini sıktı.
"İyileştiğinde sana americano ısmarlayacağım." Minho onun elindeki tutuşunu gevşetti.
"Soğuk istiyorum."
"Bakarız, havalar da soğuyor zaten." Changbin iyice ona yaklaştı. "Seungmin'i arayalım mı?"
"Hayır, endişelenmesin şimdi. Eğer konuşursanız ona deneklerle ilgilendiğim için eve bir süre gelemeyeceğimi söyle. Sikeyim Changbin, sen sikmişsin gibi hissediyorum."
"Sıra var, önce kardeşin." Minho ona ters bir bakış atıp elini alnına koydu.
"Cidden başım feci ağırıyor."
"Hastaneye geldik zaten, merak etme." Minho titrek bir nefes verdi.
"Jisung ile ilgilenin olur mu? Yalnız bırakmayın onu."
"Hyunjin onunla güzelce ilgilenir, telaşlanma sakın." Changbin büyüğünün terlemiş alnını elindeki peçeteyle nazikçe silerken Minho gözlerini kapattı.
İkisi orada bunu konuşurken Hyunjin de hala sıkıca tuttuğu Jisung ile konuşuyordu.
"Canın acıyor mu?" Jisung başını iki yana salladı. "Hala soğuk, değil mi?" Jisung bu sefer onu onayladı. "Ah bak, bir kedi var orada." Jisung'un doğrulmasına yardım edip kaldırımdaki çöpün kenarında koşuşturan kediyi gösterdi. "Minho'nun da üç kedisi var, kedileri sever misin?" Jisung hevesle başını sallayıp ellerini cama yasladı ve iyice oraya yaklaştı.
Kediler etrafta koşuşturup oynarken çok güzellerdi.
O kedileri izlerken araba tekrar hareekt etmeye başlayınca Hyunjin onun belini daha sıkı tutup Jisung'un kucağına düşmesine izin verdi.
"Üzgünüm, araba tekrar hareket etmeye başladı. Acımadı değil mi?" Jisung baiını iki yana sallayarak Hyunjin'in omzuna yaslandı ve iyice ona doğru büzüldü, Hyunjin'in anlattıklarını dinleyip onun yüzünü izlerken uyuyakalmıştı.
*~*
Minho kapıyı yavaşça açıp Jisung'un uyuduğu odaya girerken Hyunjin'in söylenmelerini dinliyordu.
Pekala, bir süre yoğun bakımda kalmış olabilirdi, beyninde kalıcı hasar olabilirdi, eğer beyninin sinirleriyle bağlantısını kaybetmesini ve sonsuza kadar yatalak olmayı istemiyorsa biraz dinlenmesi gerekiyor olabilirdi, en ufak bir kötü etkende bile baş ağrısından kıvranacak kadar hasar almış olabilirdi, hayatının kalanını büyük baş ağrılarıyla geçirmek zorunda da olabilirdi fakat aldığı büyük hasar Jisung'u görmesine engel değildi.
Aslında engeldi fakat Minho için değil.
Onun hastanede kaldığı o bir günde Hyunjin de Jisung'un vücut ısısını yükseltmek için uğraşmıştı ve Jisung bu süre boyu sadece uyumuştu.
Minho yavaşça elini Jisung'un alnına koyup saçlarını geriye yatırırken Jisung rahatsızca kıpırdanmış olsa da uyanmamış, burnunu kırıştırmakla yetinmişti. Odaya geldiklerinde Hyunjin söylenmekten vazgeçmiş olacak ki Minho'nun hayatını riske attığı gerçeğini kenara bırakıp şefkatle Jisung'u süzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...