Yalnız Kalmak İstiyorum

1.1K 142 229
                                    

Kapıyı açtığında karşısında duran ikiliyi görünce Jeongin yorgunluğuna rağmen kocaman gülümsedi.

"Canım hyunglarım hoş geldiniz." Hyunjin ona göz kırpıp içeri girdi.

"Minho içeride mi?" Jeongin başını salladı.

"Odasında, uyuyor sanırım. Hastaneden çıktığında çok yorgundu ama ona yardım etme tekliflerimin hepsini reddetti." Hyunjin adımlarını Jisung'un odasına yöneltti, kapıya vardıklarında nazikçe onu yere indirmişti.

"Bana bak sincap, güzelce dinlenip yemek yiyeceksin duydun mu beni? Yoksa rüyanda gelir yanaklarını ısırırım." Jisung başını salladı, üstünde ağır bir durgunluk vardı. "Ben gidiyorum, bir isteğin var mı? Sarılmak falan?" Jisung başıyla onu reddedince Hyunjin onun yanağını hafifçe sıkıp geri çekildi ve Jeongin'e döndü, Jeongin anlamış gibi hemen ellerini kaldırmıştı.

"Ne yapmam gerektiğini senden daha iyi biliyorum."

"İyi aferin." Hyunjin son kez Jisung'un saçlarını karıştırıp dış kapıya yöneldiğinde Jeongin Jisung'un kolunu yavaşça tuttu.

"Sana hemen yiyecek bir şeyler hazırlayayım mı?" Jisung başını iki yana salladı. "Emin misin? Hyung, seni aç bırakmak istemiyorum."

"İyiyim ben."

"Pek öyle görünmüyor." ikisi içeri girdikten sonra Jeongin onun ellerini tuttu. "Minho hyung sana sinirli değil, lütfen kendini yıpratma. Hyung ağlama ya..." Jisung'un gözlerinden akan yaşlar eşliğinde Jeongin ona sarıldı. "Minho hyung senin ağladığını görse ne kadar üzülür biliyor musun? Lütfen ağlama." Jisung kendini tutabilmek için yüzünü Jeongin'in omzuna bastırdı.

Minho içeride uyuyorken yanına gidip onunla uzanamamak canını yakıyordu.

Jeongin'in belini saha sıkı tutup birkaç derin nefes aldı, kendine geldiğinde geri çekilmişti.

"Daha iyi misin?" Jeongin onun yüzünü tutup yanaklarını silerken Jisung onu hafif bir mırıltıyla onayladı. "Benimle bodruma gelmek ister misin? Uyuyabilirsin de, hiç fark etmez." Jisung'un bakışları yatağına döndüğünde kaşları çatıldı.

"O kutu ne?" Jeongin da kaşlarını çatarak kutuyu eline aldı.

"Soojin'den... Ah, bu Minho hyungun el yazısı. Sanırım Soojin sunbaenim sana bir şeyler göndermiş." Jisung'un gözleri kocaman açıldı.

"Donut mı?"

"Bilmem, bakalım." Jeongin elindeki kutuyu açıp genişçe gülümsedi ve Jisung'a uzattı. "Donut, sunbaenim cidden çok güzel yemek yapıyor." Jisung onun elinden yavaşça kutuyu aldı.

"Minho'ya teşekkür ettiğimi söyler misin?" elindeki kutuyu yana bırakıp yatağına yönelmesi üstüne Jeongin merakla onu izledi.

"Uyuyacak mısın?"

"Hm hm."

"Şey... Sen bilirsin, bunu dolaba götürüyorum o zaman. İstediğin zaman gelir alırsın." Jisung'un onayından sonra Jeongin kutuyu alıp odanın kapısına çevirdi adımlarını. "İyi geceler, bir ihtiyacın olursa ben içerideyim." Jisung tepki vermedi ona.

Jeongin odadan çıktıktan sonra yanındaki ayıcığını kendine çekti.

"Olanları biliyor musun?" ayıcık başını salladı. "Ne yapmalıyım? Minho'nun yanına gitmeli miyim?" ayıcık ona tepki vermek yerine yaklaşıp Jisung'un kolları arasına girdi, bunun üstüne Jisung da düşünmemeye karar vermişti.

O ayıcığına sarılmış halde uyumaya çalışırken Minho da kardeşiyle konuşuyordu.

"... Sonra bir içeri girdim, abiş yemin ederim Changbin beni böyle kavrasa ebemin amını görürdüm."

SCP 1048~Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin