Rüya ~ Özel Bölüm

1.9K 172 415
                                    

Bölüm ebem kadar uzun oldu amk

Neyse ikiye ayırdığım kısımdan sonrası yazmayı düşündüğüm farklı bir kitap için orayı okumasanız da olur çünkü kitabı yazmayabilirim

Ağlamaktan kızarmış gözlerine aynadan bakarken Minho'nun gözleri tekrar doldu.

İki ay olmuştu, bebeğini kaybedeli iki ay olmuştu.

O ellerinden kayıp giderken tutamayalı iki ay olmuştu.

Titrek bir nefes alıp yüzünü yıkadıktan sonra aklındaki şeylerle ilgili konuşmak için çağırdığı ikilinin, Changbin ve Hyunjin'in yanına döndü ve karşılarındaki sandalyeye oturup ağrıyan alnına soğuk elini koydu.

"Konuşmamız gereken bir şeyler var, Jisung ile ilgili." Changbin ona yaklaştı.

"Ayin falan yapmayı düşünmüyorsun değil mi?"

"Yapmayı çok düşündüm biliyor musun? Bebeğim tekrar hayata dönsün ve iyileşebilsin diye her şeyi yapabilirim ama hayır, hayır konu bu değil." sesi kısık ve boğuktu, hıçkırıkları ses tellerine gereğinden fazla zarar vermişti.

Kısa bir sessizlikten sonra dudaklarını araladı.

"O SCP 1048 değildi, Yuna öldüğünden beri yani." Hyunjin ellerindeki bakışlarını kaldırıp ona baktı.

"O Yuna'ydı, Jisung'un da bize hızlı güvenmesine o sebep oldu."

"Jisung onun yanında rahattı ve Yuna kime güvenmesi gerektiğini biliyordu, bu yüzden bize hızlı alıştı. O ayıcık eve gelip o kapıda durduğunda... Jisung ile çoktan iletişime geçmiş, ona güvende olduğunu hissettirmişti." Minho gözlerini kapattı.

"Jisung'u korumak için yaptığı bu şey kim olursa olsun tehlikeli, yaşayan bir varlığın ruhuyla yer değiştirmek... Çok zor, Yuna bu riski göze alacak kadar Jisung'un iyi olmasını istiyordu." Changbin yavaşça onun omzunu tuttu.

"Aynısını yapmaz mıydın?"

"Daha fazlasını da yapardım."

"Ya 1048?" ikisi de Hyunjin'e döndüler. "1048'in ruhu nerede? O yerde mi hapsedilmiş? Yuna onu parçalamış mı?" kısa bir sessizlik oldu aralarında.

Bu belki de hayatlarının sonuna kadar büyük bir gizem olarak kalacaktı.

Kimse bir cevap bulamayınca Changbin konuyu değiştirmeye karar vererek Minho'ya döndü.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Bok gibi." kollarını kendine sarıp bakışlarını kapıya dikti.

Şu an oradan Jisung girseydi ve hep yaptığı gibi Minho'ya sırnaşsaydı ne olurdu ki...

Titrek bir nefes alıp mırıldandı.

"Tek istediğim yanımda olması, şimdi kucağımda uyuyor olmasını ya da içeride duş alıyor olmasını çok isterdim. Neden... Neden veda etmek zorundaydık ki..." Changbin onun omzunu destek verir gibi sıkarken Hyunjin de uzanıp yanaklarını ıslatan yaşları sildi.

"Sürekli ağlamandan nefret ediyorum, başını ağrıtmıyor mu?"

"Başım çatlayacak gibi, ama onun acıları yanında bir hiç sonuçta."

"Hepimiz onu özlüyoruz, Felix kendini yiyip duruyor. Onun gitmesine baştan izin verdiği için." Minho bakışlarını titreyen ellerine indirirken gözleri kararıyor gibi hissetti ve Jisung ile olan anıları doldu aklına yine.

Ayakta durması için elini tuttuğu, birlikte suffle yaparken beline sarıldığı, yapraklarla oynadığı zaman kucağına çıkması için destek olduğu, banyodan çıktığında saçlarını okşadığı, sincabı ilgi istediğinde ona sarılıp gıdıkladığı ellerdi bunlar.

SCP 1048~Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin