Kucağında uyuyan küçüğünü yavaşça yatağına bıraktıktan sonra Minho doğrulup derin bir nefes aldı ve etrafa bakındı.
Jisung öleceği için kaldırdıkları tüm eşyaları geri getirmiş, odayı Jisung'un alıştığı düzeniyle bırakmışlardı ve bu Minho'nun içini rahatlatıyordu.
Arkadaşlarına teşekkür etmesi gereken bir konu vardı demek ki.
Jisung'un üstünü örttükten sonra ateş ölçeri eline alıp küçüğünün alnına tuttu ve gördüğü görüntüyle memnuniyet dolu bir gülümseme yüzünü kapladı.
Olması gerektiği gibiydi, ne eksik ne fazla.
"Otuz altı buçuğunu yerim senin." dayanamayıp eğildi ve Jisung'un yanağına uzun ve sesli bir öpücük bıraktı, Jisung bunun üstüne gözlerini açıp istemsizce onun omzunu tutmuştu.
"Minho?" Minho doğruldu.
"Üzgünüm, dayanamadım."
"Neden dayanamadın?"
"Ateşini ölçtüm." Jisung da Minho'nun yardımıyla doğrulup oturdu, yumruklarıyla gözlerini ovuşturuyordu.
"Kötü bir sonuç mu çıktı? En son altmış ikiydi."
"Otuz altı buçuk." Jisung duraksadı.
"Hm?"
"Olması gerektiği gibi işte, otuz altı buçuk. Bu yüzden dayanamadım, minik bebeğim artık daha sağlıklı." Minho ona sıkıca sarılınca Jisung istemsizce gülerek Minho'nun omzunu tuttu.
"Beni uyandıracak kadar sevinmiş-hey!" Minho onunla ayağa kalktı ve sıkıca tuttuğu küçüğünün belini bırakmadan onu havada birkaç kez döndürdü, Jisung'un kahkahası hemen dudaklarından kaçmıştı.
"İşte bunu istiyorum ya, gül biraz. Küçük bebeğim, şu an o kadar mutluyum ki... Tanrım, seni yemek istiyorum Jisung." Jisung yanağına bırakılan öpücüklere gülerek karşılık verdi, Minho'ya gülmesi yetmişti bile. "Benim minik kelebeğim artık özgürce kanatlarını kullanabilir ve o küçük kanatlarını korumak için hep burada bir Minho'su var." Jisung onun boynuna kollarını doladı.
Hayatında bundan daha güzel bir uyanma yaşadığını hatırlamıyordu, aklına Felix'in onu küçükken kar yağdığında uyandırdığı geceler gelmişti.
"Minho'su mu?"
"Hm hm." Minho onu daha sıkı sarınca Jisung inlemeyle karışık gülerek onun omzuna hafifçe vurdu.
"Beni ateşim otuz altı olduğu için mi uyandırdın?"
"Hayır yanaklarını ısırmak için uyandırdım." Minho az önce öptüğü yerleri ısırmaya başladı, Jisung bunun üstüne ellerinden kurtulmak için onu ittirmişti fakat pek becerebildiği söylenemezdi.
"Ya Minho!"
"Şşh konuşma, sen konuşunca ısıramıyorum."
"Isırma zaten, acıtıyorsun çekil!" Minho geri çekilmeyip onun yanağına öpücükler bırakmaya başlayınca Jisung derin bir nefes verip onu itmeyi bırakarak yüzündeki gülümsemeyle Minho'nun çekilmesini bekledi.
Minho çekilip onun yüzüne baktı.
"Bitti mi?"
"Hayır." tekrar ısırmak için eğilmişti ki Jisung onu itti.
"Bitti." Minho dudak büzüp tekrar Jisung'a sıkıca sarıldı.
"Küçük tırtılım."
"Kelebek mi tırtıl mı karar ver sen de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...