Veda Etmek İstedim

1.3K 172 102
                                    

"Biraz konuşabilir miyiz? İkinizle." Minho'nun yorgun sesiyle Chan ve Felix arasında bakışlarını dolaştırarak sorduğu soru üstüne ikisi de ayağa kalktılar.

"Sorun ne?" Minho elindeki dosyayı havada sallayıp adımlarını mutfağa yöneltti, içeri girdikten sonra ikilinin ardından kapıyı kapatıp dosyayı masaya bırakmıştı.

"Jisung hakkında, fakat hoşlanmayacağınız bir konuşma olacak." Minho onların karşısına oturup kendisine meraklı bakışlarla bakan ikiliyi süzdü, her ne kadar gergin olsa da durumun ciddiyeti yüzünden sakin kalmalıydı.

Chan ve Felix'e bakıp derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Biliyorsunuz ki son yaptığımız testlerde Jisung'un bu iki hafta içinde öleceğine dair bir sonuç aldık." ikisi de başını salladılar. "Fakat Jisung eğer biz müdahale etmeden ölürse çok acı çekecek, ayrıca o kimyasalların doğaya karışması düşünebileceğinizden daha tehlikeli. Bu yüzden... En baştan yapmamız gerekeni yapmak için izniniz lazım." Minho dosyayı açıp ikilinin önüne bıraktı. "Jisung'u normalde ilk geldiğinde ilaç vererek öldürecektik fakat bu onun için çok riskliydi, bu yüzden ikinci seçeneğe döndük. Jisung'u bayıltıp yakacağız." Felix şokla başını kaldırıp ona bakarken Chan kaşlarını çatarak önündeki dosyayı inceledi.

"Bayıltıp yakmak mı?" Minho sessizce bakışlarını masaya koyduğu ellerine indirdi, kalbi cidden çok hızlanmıştı.

Chan'ın sesini duyduğunda başını kaldırıp tekrar ona baktı.

"Yakacak mısınız? Gömsek olmuyor mu?"

"O kadar kimyasalla Jisung'u gömmemiz belki de katliam olur, hem uzun süre paranormal bir varlıkla kaldı ve hala o tarz şeylerle bağlantısı var yani... Yakmamız en iyisi." Minho yavaşça Felix'in ellerini tutunca Felix dolu gözlerini ona çevirdi. "Bunu yapmayı ben de istemiyorum ama yapmak zorundayız Lix, Jisung'un daha fazla acı çekmesine hiçbirimiz göz yumamayız." Felix'in gözlerinden akan bir damlanın eşliğinde tekrar Chan'ın sesini duydular.

"Nasıl bayıltacaksınız?"

"Beynine bir çeşit enerji göndereceğiz, bu onu bayıltmaktan çok... Bilincini neredeyse tamamen kapatacak, tüm hissetme ve hareket yetisini elinden alacak. Jisung hiçbir şekilde acı çekmeyecek." Chan iç çekerek birkaç saniye bekledi.

"Ne zaman?" Minho bakışlarını kaçırdı.

"Yarın diye düşündük, Jisung daha fazla acı çekmeden her şeyi bitirmeliyiz." Felix'in dudaklarından bir hıçkırık kaçarken Chan da dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kapattı.

Minho'nun söylediği her şey hepsi için çok zordu, Jisung'un ölmesi hepsi için çok zordu.

Felix nefesini düzene sokmaya çalışıyorken Chan gözlerini geri açıp Minho'ya baktı.

"Eğer elimizde başka bir seçenek kalmadıysa... Bunu yapmaktan başka çaremiz yok, sanırım izin vermek zorundayız." Felix ellerini yüzüne bastırdı, Minho o sırada kendi ıslak yanaklarını silerek doğrulmuştu.

"Bu dosyada imzalamanız gereken yerler var, onları imzalarsanız yarın için her şey hazır olacak." Chan dosyayı kendi önüne çekip Minho'nun gösterdiği yerleri imzaladı, sonrasında Felix de yapmıştı aynı şeyleri.

İşte şimdi geri dönemeyecekleri gerçeği hepsinin tamamen gözü önündeydi.

*~*

"Lino-ya..." Minho başını kardeşinin omzundan kaldırıp kapıda duran ve elini karnına bastıran Jisung'a baktı. "Yardıma gelir misin?"

SCP 1048~Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin