Alnında hissettiği nazik öpücüklerle beraber Jisung gözlerini açıp yanında oturan Minho'ya baktı.
Böyle uyandırılmaya alışmıştı, çığlık sesleriyle veya büyük acılarla uyanmaktan daha güzeldi.
Minho nazikçe küçüğünün saçlarını okşayarak alnına son bir öpücük bıraktı ve doğruldu.
"Günaydın güzelim." Jisung esneyerek ona yaklaştı.
"Günaydın~" Minho kıkırdayıp Jisung'un omzunu okşadı.
"Gitmeden önce yemek yemeliyiz, bugün benimle geleceksin." Jisung az önce kapattığı gözlerini geri açtı.
"Seninle mi geleceğim? Neden? Bana oranın benim için tehlikeli olduğunu söylemiştin."
"Seni çalıştığım yere alacağım denemez, bakım merkezine gitmeliyiz." Jisung gözlerini kırpıştırdı.
"B-bakım merkezine mi?"
"Seni çıkardığımız gün ilk götürdüğümüz yer vardı ya?" Jisung'un gözleri dolarken Minho başını yana yatırdı. "Sorun ne?"
"B-beni... Ö-öldürecek misi-niz?" Minho kaşlarını çattı.
"Saçmalama güzelim, nereden çıktı?" Jisung onun elini itip Minho'dan uzaklaştı.
"İstemiyorum."
"Jisu-"
"İSTEMİYORUM DEDİM!" Jisung titreyerek kollarını kendine doladı. "O yere gitmek istemiyorum, Lino-ya... Ö-ölmek istemiyorum." Minho merakla onu izlerken Jisung hıçkırıklarını bırakmamak için yüzünü kollarına gömdü. "Lütfen bana bunu yapma..."
"Güzelim, şu an saçmalıyorsun." Minho yavaşça ona doğru kayınca Jisung irkilip başını kaldırdı, Minho bu yüzden durmuştu. "Seni öldürmeyeceğim, sadece birkaç test yapmamız lazım." Jisung'un bakışları yumuşamaya başlayınca Minho elini ona uzattı. "Sence ben seni öldürebilir miyim?" Jisung onun elini itti.
"O zaman... Ona neden öyle söyledin?"
"Kime?"
"Bilmiyorum, birisine... Beni öldürmen gerekirse bakım merkezine götüreceğini söyledin." Minho gözlerini kırpıştırdı.
"Öyle mi dedim?"
"Beni eve götürmek için izin alırken." Minho'nun bakışları yumuşadı.
"Ah, Soojin'den bahsediyorsun." duraksayıp toparlamak adına başını iki yana salladı. "Öyle bir şey yok, nereden uyduruyorsun anlamıyorum. Seni öldürmeyeceğim Ji." Minho ona yaklaşmak için hamle yapınca Jisung bu sefer ayağa kalktı.
"Uzak dur, lütfen. O yere gitmek istemiyorum." Minho derin bir nefes verip ayağa kalktı.
"Neden böyle davrandığına anlam veremiyorum."
"Ben de neden hayatım düzelmeye başlamışken onu bitirmek istemene anlam veremiyorum, amacın bana daha fazla acı çektirmek mi?" Jisung düşmemek için arkasındaki duvara tutunurken Minho onu izledi.
Jisung ilk kez böyle cümleler kuruyordu, genelde bir şeyden rahatsız olsa bile sessiz kalır ve Minho'nun anlamasını beklerdi. Minho ona ne derse desin rahatsızlık duyuyorsa sadece odasından çıkmasını ister ve Minho gidince de tek başına ağlardı, şimdi birden böyle yükselmesi...
Minho ne düşünmesi gerektiğinden emin değildi.
"Sana acı çektirmeyeceğimi en başından söylemiştim."
"O zaman neden şimdi-" Minho dayanamayıp onun lafını böldü.
"Jisung, sana zarar falan vermeyeceğim. Daha iyi olman için çabalıyorum, o kimyasallarla ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun? Sikeyim ki bazı şeyleri toparlamaya çalışıyorum ve sen canını yakacağımı mı düşünüyorsun gerçekten?" Jisung şaşkınca ona bakarken Minho sakinleşmek adına yüzünü ovuşturup birkaç derin nefes aldı. "Özür dilerim, uyu hadi. Halletmenin başka bir yolunu bulacağım." Minho hızlıca odadan çıkarken Jisung sessizce onu izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCP 1048~Minsung
FanfictionMinho paranormal olayları araştıran bir polisti, Jisung ise çok küçük yaşta insanlara deney yapan sahte SCP binasına satılmış bir denekti... Not: Azar işittim diye yazıyorum kitap 1,5 angst ve paranormal olaylar içeriyor 1,5 ne diye sormayın angst i...