♛ 33. Bölüm - Sevdiğim Adam♛

2.1K 148 45
                                    


Başlıktan da görüldüğü üzere uzun zamandır beklenen sorunun cevabı geliyor. Bol bol yorum bekliyorum. Bölüm sonunda görüşelim🤭

"Hangi saatten itibaren bakalım ?" dedi adam. 

"Gece 04.00 dan sonrasına bak" dedim.

 O saatten önce ayaktaydık. Yağız ile mesajlaşmıştık ve ne olduysa kesinlikle sonrası olmuştu.

O zamana kadar bir terslik olsa anlardık diye düşünüyordum. Kayıt akarken hepimiz pür dikkat kesildik. Saat 04.00 geldiğinde bahçenin sol tarafında çalılarda bir hareketlilik oldu. Beş adam içeriye girdi. Bizim adamlar ise yere serilmiş halde olmalıydılar çünkü sadece ayakları gözüküyordu. Balkonun kapısından girmeden önce  içeriye bir şey attılar. Uyanmakta zorlanmamızın sebebi de belli olmuştu.

Evin içindeki kamerayı gösteren bilgisayara döndü bu sefer bakışlarımız. Hepsi bir odaya girdi ve elindekileri yanıcı maddeyi döktüler. Benim odamın önüne gelen adam kapıyı açtı. İlk içeriye bakındı ama girmedi durdu. Adam bir kaç saniye orada kaldı  ve herkes paylaştığı odaları yakarken o adam benim odamı yakmadı.

 Kaşlarım çatıldı. Neden böyle bir şey olmuştu? 

 Merdivenleri yaktı ve oradan hemen uzaklaştı. Ben bu görüntüleri izlerken Seza odadan çıkmıştı. Evin yanışını tekrar izledim. Nefes almak zaten zordu ve görüntüler sanki iyice acımı tetikliyordu.

 Seza dışarıda telefonla konuşuyordu ve yanına gittim. "Depoya götürün" telefonu kapattı ve bana döndü "Adamları bulduk" dedi. 

"Hemen gidelim" dedim. 

Yolculuk esnasında yine gözlerimi açık tutmak için çabaladım. Seza arabayı hızlı sürüyordu. Uzun süre geçmemişti ki araba durdu. Ya da ne kadar geçti anlamadım ayakta kalmak için vücudumu zorlamak dışında bir odağım yoktu. 

İçeri girdiğimizde beş adamda önümdeydi. Ortada oturan Yağız'ın odasını yakan kişiydi. Son tarafta oturan ise odamın önüne kadar gelip vazgeçen adamdı. "Bakıyorum keyfiniz yerinde beyler" dedim. 

 Önlerinde duran masanın üstüne çantamı bıraktım. Evden çıkmadan önce Aksel'in kasasından bir şeyler almıştım. "Şanslısınız ki bugün acelem var" çantamı açtım ve içinde olan beş iğneyi ve şişeyi masanın üstüne koydum. 

"Tüh" yaptım ve elimi birbirine çarptım "Yetmiyor bir tane eksik getirmişim aksiliği görüyor musun ?" elimdeki boş iğneyi sallayarak. Seza'ya döndüm "Ayrımcılığı da hiç sevmem ama maalesef birinizi ayırmak zorundayız"

Hareketlerimde tereddüt etmiyor olmam beni korkutuyordu. Uzun zamandır aralarındaydım zalimliğin arasında zalim mi olmuştum?

Aksel bir konuda haklıydı hayatım kalabalıklaşmıştı kabul etmiyor gibi görünsem de hepsini ayrı ayrı isteyerek kabul etmiştim. Şimdi onların ölüm ile burun buruna gelmesi beni öfkelendirmiştim.

Belki zalimdim ama burada da kalacak değildim. Depodan çıktım ve en uzak köşeye oturdum.

Bir şeyleri düşünmek istemiyordum. Belki de artık olayım akışına bırakmak olmalıydı. Bir kere bıraksam dağılmaktan korkuyordum ama artık yeni bir seçenekte eklenmişti. Dağılırsam bile yalnız değildim.

Hayatımda her şey o kadar hızlıca değişiyordu ki duygularımda buna dahil olmuştu. 

İsmail mesaj atmıştı. Hastaneye onlar uyanmadan dönmek istiyordum. Ben vurulduğumda uyandığımda yanımda yoklar diye trip atmıştım aynısı yapıp haksız çıkamazdım.

VEZİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin