-Yağız & Ahu temsili benzer görsel-
"Dün bana dost diyen kadınla bakışların aynı değil" dedi ayağa kalkıp yanıma geldi. "Yağız ile ilişkiniz mi var?"
"Evet" dedim direkt.
Güldü ve geri çekildi "Hiç şaşırmadım" dedi ve koltuğa oturdu "Bakışlarının değişme sebebi bu yüzden mi?"
"Niye Yağız'ı sevince sana olan bakış açım değişsin ki?" bunu düşünmesi kendi tarafında da olayların olduğunu kabul etmekti.
"Yıllar geçiyor ama Yağız hep aynı şekilde oynuyor" diye devam etti.
İlerledim ve karşısındakini koltuğa oturdum "Yağız ne şekilde oynuyormuş?" dedim ses tonuma dikkat etmeye çalışarak.
"Sana ne anlattığını tahmin edebiliyorum" konulara değinmeden laf söylüyordu.
"Ne oldu ki Aksel?"
"Bunu bu bakışları atmadan önce sorman gerekiyordu Ahu"
"Aksel sana bakmadım bile" dedim.
"Her zaman herkes onun anlattığı yanlışları dinliyor. Biri de çıkıp benim açımdan neden dinlemiyor" dedi sinirle ayağa kalktı ve yandaki masayı devirdi.
"Bir kere ya bir kere biri de beni dinlesin" dedi. Aşırı sinirli görünüyordu.
Ayağa kalktım ve kolundan tutup oturtmak istedim ama izin vermedi "Aksel şu an buradayım ve seni dinliyorum"
"Sen şimdiden kafanda karar vermişsin Ahu. Herkes yapar derdim ama sen benim dostumdun karşıma geçmez beni dinler dedim. Yanılmışım"
"Aksel" dedim ama beni takmadan salondan dışarı çıktı.
İşte bundan nefret ediyordum. Konuşmadı ve anlatmadı. Bir şeyleri benden bekliyordu. Anla beni diyordu ama anlatmıyordu.
Farklı durumlar dönüyordu. Belki de hiç tahmin bile edemeyeceğim farklı durumlardı. Sinirle yukarıya çıktım.
Yağız'a güveniyorum. Oyun oynuyor demelerine takılacak değildim. Ben Yağız'ın gözünde her şeyi gördüm. O yıkılmışlığı ve hırsı biliyordum.
Aksel'i de gördüm. Her zamanda her durumda normal durumda kalabilen adam az önce salonda eşyaları devirdi. Yıktı ama sonra durdu. Kontrolünü kaybetmişti ve hemen toparlamaya çalıştı. Aksel'i de biliyordum.
Bu düşmanlık iki Atayar arasındaydı ama ikisini de aşmış gibi hissediyordum
Koca bir eksik nokta vardı. Bu eksik noktayı onlar görmüyordu ama ben her konuşmadı o eksikliği fark ediyordum. Telefonumu çıkardım ve Ayşegül'ü aradım. Konuşurken bir yandan üst kata çıkıyordu.
"Nasılsın?" dedim açar açmaz.
"İyiyim canım sen nasılsın?"
"İyiyim ama sana işim düştü"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEZİR
ChickLitBir oyunun içindelerdi ve beni de içlerine çekmişlerdi. Kaçtım yakalandım sonra tekrar kaçtım yine yakalandım. Zaman ilerliyordu ve ben çözüme ulaşamıyordum. Geçen zamanlar bana oyunu onların istediği gibi oynamam gerektiğini öğretti. Kurtulmak içi...