BÖLÜM 2- İşin Sonunu Görüyor Gibiyim..

25.2K 904 101
                                    

*Multimedia: Poyraz*

*BÖLÜM 23.07.16 TARİHİNDE YENİDEN YAZILMIŞ VE DÜZENLENMİŞTİR.*


                  

-Poyraz-

"Sıfır kilometre bir araba alırım, mahallede kızlara bir hava basarım!"

"Yha! Yether ya! YET-HER! Altında son model BMW senin söylediğin şarkı bu mu abi! Bu mudur!?" Doruk'un yandan bana laf sokmalarını es geçip ona inat şarkının sesini arttırdım. Son modelse son model karşim. Araba benim sonuçta.

"Kızları ayarladın mı?" diye sorduğumda ilgisini çeken bir konu olduğundan hemen kaşlarını düzeltip bana döndü. "Yani Alev zaten senin adını duyduğunda napçağını bilemedi. Berk, Mete ve Mert'e de haber verdim. Onlar da tamam dedi. Gittiğimizde iyi yani." Kafamı memnunca sallayıp yola odaklandım. O sırada yanımızdan hızla geçen beyaz Porche bir anlık da olsa direksiyon hakimiyetimi kaybetmeme neden olsa da hemen toparladım. Arabanın üstü açık olduğundan sürücünün kız olduğunu görebiliyordum. Ve plaka "35" olduğuna göre ta İzmir'den buraya geldiklerini de anlayabiliyordum. İzmir kızları güzel olurdu ama egoları benimkiyle bile kapışabilirdi yani. Benimkiyle bile diyorsam durum ciddidir.

Yani ayıptır söylemesi yakışıklı çocuğum vesselam. Beni sollayan Porche u sollayıp yazlığa son sürat gitmeye başladım. Bu kadar sıcağa dayanamayacağım için yarım saat daha çekemezdim yolu. On dakikada yazlığın önüne geldiğimde Doruk yaptığım hızdan dolayı koltuğuna sinmiş, emniyet kemerini sıkıca tutuyordu. Onun bu haline gülüp kapıyı açtım. Dışarı adımımı atmamla bunaltıcı sıcak kendini hemen hissettirdi.

Eve hemen yerleşip acilen denize gitmemiz gerekiyordu. Aşırı sıcaktı hava. Doruk arabadan inip valizleri eline aldığında ben de Doruk'tan evin anahtarını alıp eve geçtim. Kapıyı açtığımda ilk havasızlığı dikkat çekse de dışardansa içerisi çok serindi.

Valizleri içeri koyduğumuzda bahçenin halinin pek de iyi olmadığına kanaat getirdim. Mutfağa girip birkaç dolap karıştırdıktan sonra büyük boy çöp torbası ve eldivenleri görünce hepsini alıp dışarı çıktım. Evi gelmeden temizletmiştik ama dışarısı ikimizin de aklına gelmemişti. Ve şimdi ben, YÜCE BEN! Dışarıyı temizlicektim... Allah'ım biliyorum o kadar kızın ahını almamalıydım...

Elime eldivenleri geçirdikten sonra evin önünde bir araba durdu. Araba bir yerden tanıdık geliyordu. Imm, Porche ve 35 plak- Bu yolda beni sollayan kızın arabasıydı. –Sanki tek o kızın Porche'u ve 35 plaka arabası var ay ku?!- içimdeki sesi mantıklı olduğu için susturdum. Ben pek mantık sevmezdim. Ama onun yerine mantıyı yerdim. Oh! Canım mantı..

"Bu evin yanındaki ev kimin?" Doruk sorum karşısında düşünmeden cevap verdi. "Dolunayların."

"Dolunay?" Doruk arkama, arabaya bakıp güldü bu sefer "Dolunay Araz. Tanımıyor olabilirsin. Zaten genellikle Çeşmede olurlardı... " Adını daha önce duymuştum bu kızın. Ama daha çok 'Kezban, keko...' gibi tabirlerle duymuştum. Önümüzde duran arabaya durduklarından beri bakmamıştım. Yan evin olduğu tarafa doğru yürüp "Madem yazları buraya gelmiyorlar çöpler onlarda kalsın." Elimdeki torbayı onların bahçeye salladım. Doruk ne yapacağını bilemez halde bir bana bir de arkama bakıyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde Porche'da olanlar inmişler bize bakıyordu. İki kız, bir erkek. En önde olan kız benim düşüncelerimi doğruladı. Beni sollayan kızdı. Artık nasıl bakmışsam kıza, hatırlamıştım...

Doruk yan eve geçip attığım çöpleri toplamaya başladığında napıyor gibisinden ona bakıp güldüm. "Olum bırak işte ya. Enayiler Çeşmeye gidiyormuş her yıl. Madem gelmicekler onlarda kalsın çöpler." Doruk bana bakıp kaşlarını çattı ve devam etti işine. O beni sollayan kız dediklerime gülüp yanıma kadar geldi. Çok masum bir suratı vardı. "Enayi he? Bu evde kim kalıyor peki biliyor musun?" Kızın direk 'senli benli' konuşmasına şaşırmamıştım. Tüm kızlar benle böyle konuşmak isterdi.

"Dolunay Araz mı? Hilal Araz mı ne? Ailesine de yazıklar olsun ben Meteoroloji Araz koyardım." Kendi dediğime güldükten sonra kıza baktım. Zorla gülüyor gibi duruyordu. "Canım senin adın ne? Yolda sollamıştın beni. Ama buraya kadar takip edeceğini düşünmemiştim. Eğer randevu istiyorsan bu hafta doluyum. Ama bu vücudun için seni öne alabilirim. Yani şimdi bile bu işi odamda konuş-" Yanağıma inen tokatla kafam sağ tarafa savruldu. Sinirle dişlerimi sıktığımda yanağımın sızladığını hissettim. Eğer bu kızımız bana nedenini açıklamazsa bu işin sonunu daha şimdiden görüyor gibiyim...

İzmir KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin