BÖLÜM 39: Tik Tak...

3.1K 153 18
                                    

Evet arkadaşlar yeni bölümleri yazdıkça yükliycem demiştim. Ama çok moralimi bozan bir şey oldu. BİLİYORSUNUZ Kİ HİKAYEMİZ DÜZENLENİYOR. O AŞAMADA ESKİDEN YAPTIĞIM DUYURULARI SİLMİŞTİM. AMA O BÖLÜMLERİ SİLDİĞİM İÇİN HİKAYE 394K'DAN TEKRAR 371K YA DÜŞTÜ. YANİ 23K LIK BİR OKUMA DA DÜŞÜMÜZ OLDU. SİNİRDEN AĞLIYACAKTIM NERDEYSE. NEYSE BEN O 23K LIK KISMI ZATEN SİZLERLE KAPATACAĞIMIZA İNANIYORUM AMA YAZARINIZ MORALMAN ÇÖKTÜ YAVRULAR... Yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum...

*Multimedia: Can❤ (Hikaye içinde anlarsınız)*

*Multimedia2: Christina Perri- Human🎈-


-Poyraz-

Dolunay uykuya daldığından beri kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ama ne kadar çabalarsam çabalıyım olmuyordu. Kafam karışıktı. Ona güveniyordum. Ancak son zamanlarda aldığım mesajlar... Konduramıyordum zaten ona hiçbir şeyi. Fazla masumdu. İlk tanıştığımızda da öyleydi. Hırçındı. Ama bu masumluğunu değiştirmiyordu. Daha küçükken kardeşinin ölümüne tanık olan bir kız çocuğu ne kötülük yapabilirdi ki? Kafamdan mesaj olayını şu anlık da silip yola odaklanmaya çalıştım. Bu konu sürekli aklımı meşgul ettiğinden etrafa sinir saçıyordum. Tıpkı Dolunay uyumadan önce de ona yaptığım gibi. Kırılmıştı. Ona sesimi yükselttiğim ve terslediğim için. Herkesten sakındığım, nerdeyse bir yıldan beri hayatımda olan kızı kendi sözlerimle kırmıştım. Benim için günlük, aylık değil ömürlük olan; benim gibi bir piçi adam eden kızı kırmıştım. Daha önce de çok kavgamız olmuştu. Ama bu kavga ilerde bir şeylerin değişeceğinin habercisi gibiydi. Ve ben korkuyordum. Direksiyona sertçe vurduğumda arabanın hakimiyetini kaybediyordum. Hemen toparladım ve Dolunay'a baktım. Hala uyuduğunu görünce derin bir nefes aldım. Ama bu seferde kendimi yumruklamak istiyordum. Arabada o varken nasıl kendimi kaybederdim? Bir anda kendime karşı yaptığım itiraf sayesinde afalladım. Kendi hayatım yerine karşımdakinin hayatını düşünecek kadar ne ara büyümüş, ne ara aşık olmuştum o kadar?

İlerleyen saatlerde Dolunay hala uyanmamıştı. Ama kalacağımız otele varmak üzereydik. Dolunay'ın çalan telefon sesiyle yan tarafta hareketlilik olduk. Yavaşça ona baktığımda telefonunu arıyordu. Eline aldıktan uykulu bir şekilde cevap verdi.

"Efendim?" Tekrar yola odaklandığımda Dolunay'da uykusundan tamamen uyanmış karşı tarafa dinliyordu. Karşı tarafı onaylayan sesler çıkardıktan sonra görüşürüz diyerek telefonu kapattı. Hiçbir şey söylemeden yola bakmaya başladığında merakıma yenildim.

"Kim aradı?" Bir süre cevap vermediğinde aklıma yine ve yine o konu geldi. Sinirim ve öfkem tepeme çıkarken cevap vermemesi bunları daha da körüklüyordu. Direksiyonu sıkmaya başladığımda parmaklarımdaki boğumların beyazlaştığını tahmin edebiliyordum. Daha fazla kendimi tutamadığımı fark edince "Bana cevap ver! Sessiz kalma! Kim! Aradı!" Bir anda bağırmam karşısında afalladığını hissedebiliyordum. Ancak yine de kendinden ödün vermeyip düz bir ses tonunda cevap verdi. "Yiğit." Annem, babam, Gece, Sarp gibi isimleri beklerken Yiğit ismini duymamla afallama sırası bana geçti. "Y-yiğit?" Şaşkınlıktan kekelediğim için kendime ödül vermeyi aklıma not ettim. "Oteline gideceğimiz arkadaşım." Açıklama yapacağına emin değildim ama ses tonunu değiştirmeden aynı tonda cevap verdi. Aldığım cevap sayesinde sakinleşmeye başlarken onu daha da kırdığımı yeni fark ediyordum. Her bağırdığımda dolan gözleri de beni destekler nitelikteydi. Nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum.

İlerde gördüğüm otel büyük ihtimalle bizim kalacağımız olandı. Önüne park ettiğimde bizimkiler de benimkinin yanına park ettiler. Dolunay bir şey demeden arabadan hızlıca inince kafamı sert bir şekilde direksiyona vurdum. Sakinleştikten sonra ben de arabadan inip yanlarına gittim. Kendi valizini bagajdan çıkarıp en önden o gidince herkes gibi ben de arkasından otele girdik.

İzmir KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin