"Meleklerin aşktan başka felsefesi yoktur."
Terri Guillemets
******
Eliza ve Deniz sessizce arabada ilerliyorlardı. Eliza içindeki öfkeyi anca bastırmış bir şeyleri kırmadan sakince kalabilmişti.
"Ne düşünüyorsun?" Deniz'in sesi ile Eliza ona doğru döndü. Deniz yola bakıyordu ama kısa bir an Eliza'ya döndü, tekrar yola baktı.
"Kaderi," dedi Eliza durgun bir sesle.
"Ne demek istedin?"
"Hayatımıza ummadığımız anda giren insanların kaderimizde nasıl bir rolü var onu düşünüyorum."
"Asef demek istedin galiba," dedi Deniz gülerek.
"Katil demek istedin galiba," dedi Eliza bir kaşını kaldırarak.
"Ona hep öyle mi sesleneceksin bundan sonra?" Deniz yola bakarak sormuştu.
"İçimden başka bir şey söylemek gelmiyor. "
"Onu belki tanısan,"
"Tanımak istemiyorum!" diye sözünü kesmişti Eliza, Deniz'in. "Bir adamı gözünü kırpmadan öldüren birisini tanımak istemiyorum."
"Bir adam mı?" Deniz şaşkınca sordu ama niyeti ortamdaki gergin havayı dağıtmaktı.
"Daha çok kişiyi mi öldürdü?" Eliza şokla sordu.
"Yani," diye yüzünü buruşturdu Deniz.
"Bu adam canı sıkıldıkça adam mı öldürüyor?"
"Öldürdükleri adam değil daha doğrusu insan değil," dedi Deniz dar bir sokağa saparken. Eliza'nın tarifine göre eve yaklaşmıştı.
"Ee, o zaman madalya mı verelim? Harika bir iş, böyle devam et mi diyelim?"
"Yaa sen bana niye kızıyorsun? Sanki ben canım sıkıldıkça adam öldürüyorum, Allah Allah..."
"Sen doktorsun, arkadaşım dediğin kişinin böyle olmaması lazım. Belli ki hasta tedavi olmalı bence." Eliza bunları söylerken çok ciddiydi. Birisinin canını tereddüt etmeden alan birinin çok da sağlıklı bir kişi olduğu söylenemezdi.
"Bak bunda haklısın, dedim ben senin yerin akıl hastanesi ama ben seni bok çukuruna gömerim dedi bana." Deniz konuşurken Eliza garip şekilde yüzüne bakıyordu. İkisi arasındaki bu arkadaşlık aşırı derecede tuhaftı.
Eliza bir şey söylemeden sadece umutsuzca başını salladı. Evin sokağına girince araba yavaşlamıştı. Apartmanın önüne gelince duran arabadan indi Eliza, aynı anda Deniz de inmişti.
"Tatlı sokak," dedi etrafa bakarken.
"Ya ne demezsin," Eliza oturduğu döküntü evi düşününce yüzünü buruşturdu.
"Küçükken bizim ev daha da kötüydü. Gecekonduda büyüdüm ben, çoğu gecelerde aç uyurdum. Kaç defa soba gazından zehirlenip ölüm tehlikesi geçirdik, on kardeştik biz. Üst üste uyurduk hep, bazen de kendimizi ezme tehlikesi geçirirdik." Deniz burnunu çekip derin bir nefes aldı.
"Yaa," Eliza duyduğu şeylerden etkilenip öylece bakakalmıştı.
"Yok ya şaka yapıyorum." Deniz kahkahasını bastırmaya çalıştı. "Ama hep bunu kızlara anlatırım hemen bana sempati duyarlar. Yoksa ailem maalesef hayvan gibi zengin ve ben de tek çocuğum. Yani filmlerin kötü çocuğuyum ben,"
Eliza da dayanamayıp gülmüştü. "Sen kötü değilsin Deniz, bu hikayedeki tek kötü adam Asef..."
"Tamam öyle olsun, masalınızın kötü adamı Asef olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİZA
Fiksi Umum"Yemin ederim meleğim... Aldığım her nefeste, özlemin kalbimi yakıyor..." "O cennetin kapısında bekleyen bir melekti ama şeytan kanatlarını yaktı..." ###### BU HİKÂYEDEKİ KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ YA DA KURUMLAR İLE İLGİSİ YOKTUR!