BÖLÜM 43

912 64 87
                                        

Uzun bir yoldan geldik, ilk yarıyı artık tamamladık. Kitap için dönüm noktası olan hatta kitaba başlarken aklımdaki ilk sahnelerin olduğu bu bölümü sizlere sunuyorum. Sevmeniz dileğiyle... Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım, sevgiyle kalın...
(Not: Bölümde rahatsız edici sahneler vardır, hassas olanlar için uyarı.)

***

"Ne çıkar yanımda olmasan!
Kalbim senden ibaret değil mi?
Uzaktan sevmek zor demişsin,
Etme sevdam
Görmeden sevmek ibadet değil mi?"

                        Cemal Süreyya

                                ***

Güneşin aydınlığı kayboluyordu... Tüm hayatı karanlıkta geçen Asef için ilk defa bu kaybolan aydınlık hüznü çağrıştırıyordu. Hızla ilerleyen aracın içinde akıp giden yollara bakmaktan vazgeçip kolundaki saate baktı. Sevdiği kadının yanından ayrılmasının üzerinden çok geçmemişti. Onu darlayıp bunaltmamak için aramasa da adamlarından bilgi almıştı. Mezuniyet eğlencesi devam ediyordu, Eliza da hâlâ okuldaydı. Cihan da şu an hastaneye gitmişti ama içindeki huzursuzluk asla geçmiyordu. Dubai'deki otelde çıkan yangında ölü olduğunu öğrendiği için olabilirdi bu sıkıntısı. Ama kalbindeki garip sızının sebebini bir türlü anlamıyordu.

"Asef Bey, yolda kaza olmuş." Aracı süren adamın sesiyle başını yola çevirdi Asef. "Araçlar ilerlemiyor."

Asef, öfkeli bir nefes alıp boynunu sertçe sağa sola çevirip çıtlattı. "Polis, ambulans yok mu?"

"Sanırım kaza yeni olmuş, Asef Bey aracın plakası Pırıl Hanım'a ait." Adamın söylediği şeyle Asef dikkatle kenardaki araca baktı. Araba durunca kapısını açıp dışarı çıktı. Plakaya bakınca arabayı o da tanımıştı. Asef'in korumaları etrafı çevirip araçlar için yolu açmaya başladı. Asef, ön tarafı parçalanmış arabaya yaklaşıp şoför tarafına ilerledi.

Siyah camın ardını göremiyordu, kapı sıkıştığı için zorlayarak açmaya çalıştı. Adamlardan birisi diğer kapıyı açmaya çalışıyordu. Asef'in son sert darbesi ile açılan kapıdan Pırıl'ın başı aniden dışarı doğru düşmüştü. Asef, hızlı şekilde kadını tutup dikkatle koltuğa doğru yatırdı.

"Pırıl! Pırıl! Beni duyuyor musun?"

"Asef Bey, arabada sızıntı var! Uzaklaşın!" Adamlardan birisinin bağırması ile Asef, arabanın içine doğru eğilip Pırıl'ın emniyet kemerini çözdü. Düşünmeden hızlı şekilde Pırıl'ı kucağına alıp dışarı çıkarmak için hamle yaptı.

"Asef..." Pırıl'ın güçsüz sesini duyduğunda hâlâ yaşadığını fark edip rahatlamıştı. Ne olursa olsun, hatta zamanında gözü dönüp kendi elleriyle Pırıl'ı öldürmek üzere olmuş olmasına rağmen, şu an yaşamasına sevinmişti. İçindeki merhametli tarafı baskın gelmişti.

"Sakin ol, kurtulacaksın Pırıl." Asef, kucağındaki kadını güvenli bir alana getirince adamlardan birisi yanına gelip Pırıl'ı kendi kucağına aldı. "Dikkatli şekilde arabaya bindirin, en yakın hastaneye ulaşmanız gerekli.'' Asef'in sözü bittiği anda az önce Pırıl'ı içinden çıkardığı araç havaya uçtu. Anlık hepsi olduğu yere çöküp tehlikenin geçmesini beklemişti. Yoldan geçen araba olmaması büyük şanstı çünkü patlamadan mutlaka zarar görürdü.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin