BÖLÜM 22

2.7K 172 143
                                    

Selamlar canlarım, gelecek hafta gelmesi gereken bölümü şu an atıyorum. Yapılacak üniversite sınavının etkisi var. Bölümü yarıda kesmiş olabilirim beni affedin, iki hafta sonra tekrar buluşacağız...

Yazarken psikolojik olarak zorlandığım bir bölüm oldu benim için... Belki bazı şeyler yaptığımız yanlışlara telafi olmaz ama senin için üzülüyorum Asef...

Bölüm şarkıları:
Kıraç: Talihim yok bahtım kara
Gracia Abrams: Long Sleeves

Instagram : Yzrsitare

Tiktok: elizaofficial7


**

"Beklemek cehennemdir ama yine beklerim seni..."

William Shakespeare

***

Her karanlık bir aydınlığı hak ederdi, her acının bir gün geçmeyi hak ettiği gibi...

Karanlığın içinde acıya mahkum olmak en hak edilmeyen cezaydı...

Asef mahkum edildiği bu hayatın içinde ilk defa çaresiz kaldığını hissediyordu. Tereddüt etmeyen, asla tökezlemeyen, hiçbir zaman duraksamayan Asef Arjen kulağına dolan çığlıkla, tereddütle duraksayıp tökezlemişti. Alya ciğeri parçalanırcasına bağırırken Ayşe Hanım onu tutup, dizlerindeki Tolga'nın Deniz tarafından kaldırılmasını sağladı. Eliza şokla Deniz'e yardım ederken krem kazağı arkadaşının kanı ile kaplanmıştı.

Cihan ve diğer adamlar hepsinin önüne siper olduklarında Asef öfkeyle önlerine geçip iki elindeki silahlar ile karşıdaki üç keskin nişancıyı vurdu sırayla.

"Cihan, hemen koruma kalkanını indirin!" Asef'in emri ile kurşun geçirmez kalkan görevini gören siyah metaller üst duvardan kayarak salonu karanlığa boğdu. "Nasıl girdiler dibimize kadar Cihan!? Bana canlı getir diğer adamları!"

Cihan ve diğer adamlar hızla salonu terk ederken Asef dışarıdan gelen çatışma seslerini duymamaya çalışıp Alya'nın yanına gitti. "Bana bak Alya! Gözlerime bak!" Ama Alya titreyen bedeni ile yerde yüz üstü yatan Tolga'ya bakıyordu. Deniz hızlı şekilde müdahale etmeye başlamıştı ve Eliza da göz yaşları içinde arkadaşının elini tutuyordu. Ayşe Hanım bağırarak etrafına emir yağdırmaya başlamıştı.

"Alya, canım... Abine bak, korkma." Asef Alya'nın çenesinden tutup yüzünü yavaşça kendine çevirdi. "Bir şey olmayacak, beni duyuyor musun?" Asef'in dediklerine anlam vermeye çalıştı Alya. Aklı bulanıktı, zihnine dolan karanlık ve soğuk anılar canını yakıyordu. "Alya'm, ben yanındayım..."

"Abi..." Asef, duyduğu ince sesle donup kaldı. Deniz bile, Tolga'ya tampon yaparken şoka girip Alya'ya baktı. Eliza yaşadığı acı ile hala olan bitenin farkında değildi. Ayşe Hanım ağlayarak yanlarına gelip ayakta durmak için kendini zorladı. O da büyük bir şokun içindeydi.

"Alya'm, benim abin... Off! Çok şükür..." Asef, sekiz yıl sonra kardeşinin sesini duymuştu, yüreği patlamak üzereydi.

"Abi... Kurtar onu." Alya'nın yanağından göz yaşları akarken, o ince titreyen sesiyle konuşup abisinin eline uzandı. Asef bu korkunç anın içinde böyle bir mutluluk yaşadığına inanamıyordu. Alya'nın elini tutup sıktı. "Annemi kurtarmak için gelmedin, onu da vurduklarında yoktun. Ama onu kurtar." Asef donup kaldı. Ayşe Hanım bile nefes almayı unutmuştu.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin