BÖLÜM 25

2.9K 152 174
                                    

Sevgilerimi sunuyorum canlar, zaman çok çabuk geçmiş. 25. bölüme nasıl geldik anlamadım gerçekten ama çok güzel geldik. Birlikte büyüyoruz Eliza ailesi, sizleri çok seviyorum...
İyi okumalar...
Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum...



***




"Anlıyor musun?
Gökyüzü güneş olsa, sensiz karanlıktayım..."

                       Ümit Yaşar Oğuzcan

***


Cama vuran minik damlaların sesi kulağına doldukça hoşuna gidiyordu. Eliza küçüklüğünden beri yağmur sesini çok severdi. Özellikle sabahları yağmur sesiyle uyanmayı daha çok severdi. Ama hissettiği baş ağrısı ile gözlerini sıkıca kapatıp elini başına götürdü.

"Senden nefret ediyorum alkol, ahh! Başım..." Eliza birkaç saniye dün olanları hatırlamaya çalışırken aniden gözünü açıp doğruldu. Yatakta tekti, Asef'i hatırlıyordu. Kafasında hayal meyal sözler vardı.

Uyuyor musun?

Bana böyle sarılmaya devam edersen nefessiz kalacağım, zaten bir bakışınla nefesimi kesiyorsun...

Bacaklarını bana sarmak zorunda mısın?

Uslu dur yavrum...

"Ah! Hayır ama ya!" Eliza aklına dolan seslerle yatakta ayaklarını vurarak dönmeye başladı. Yastığının altındaki kağıt eline gelince durup ne olduğuna baktı. Asef'in el yazısı ile yazdığı nota şaşkın şekilde baktı.

"Günaydın vahşi kedi, dün gece yine pençelerini bana batırıp durdun. Sabah uyandığımda ilk seni görmek çok güzeldi ama yine çığlık atıp dramatik hallerine maruz kalmamak için erken gidiyorum. Dün geceden kalma olduğun için mutfakta senin için hazırladığım şeyleri ye.

Bana hayatımın en güzel dördüncü gecesini yaşattığın için teşekkür ederim..."

Eliza notu birkaç defa okumuştu. Yüzünde geniş bir tebessüm vardı. "Bu adam her geceyi böyle sayacak mı? Oha! Sanki kaç gece geçireceğiz de öyle dedim?" Kendi kendine kızıp aynı zamanda da gülerken yataktan kalkıp hızlı şekilde mutfağa gitti.

Mutfağın kapısında gördüğü görüntü ile öylece kalmıştı. Dudakları aşağı doğru büzülürken içeri girdi. "Ya Tolga, niye yedin?"

Tolga ağzına kocaman bir lokma atıp portakal suyunu içti. "Kız zilli, uyandın mı? Kim hazırladı bu masayı? Bir kuş sütü eksikti. Hepsini yedim, acele et sen de hazırlan. Sert adam Cihan aşağıda bekliyor. Ayşe babaanne dönüyormuş, onu uğurlamaya gidelim."

"Tamam, bekle duş alıp çıkalım. Ayı gibi her şeyi ye zaten." Eliza Asef'in neden erken gittiğini anlamıştı. Odasına giderken Asef'in ona hazırladığı şeyleri yiyemediği için çok üzüldüğünü hissetti.

Kapıdan girecekken uykulu şekilde odasından çıkan Nehir ile birkaç saniye göz göze geldiler. Ardından Nehir şokla ağzını kapatırken Eliza sinirle gözlerini devirdi.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin