Yeni bir bölüm ve yeni heyecanlar... Benim için yazarken büyük heyecan aldığım Eliza'da 27. bölüme geldik. Artık gittikçe daha da derinleşen bir kurgunun içine sürükleniyoruz canlarım... Hayatımın en zor günlerinde bana biraz olsun nefes aldıran Eliza'ya ve kitabımı takip edip okuyan sizlere çok teşekkür ediyorum...
Bu bölümde de yorum ve beğenilerinizi bekliyorum. Her bir yorumunuzu okuyup, yazmak için büyük bir ilhamla doluyorum...
Sevgiyle kalın...***
Kahrolsun bu karanlıklar.
Bu mesafeler...
Bu zaman...
Ben seni istiyorum.
Ya seninle yaşamak ya da sende yok olmak...Ümit Yaşar Oğuzcan
**
"Biz artık geri dönülmez bir yoldayız, biz artık ateşe kucak açan iki aşığız. Artık benim sevgilim, nefesim, kadınım, varlık sebebimsin..."
Aşklarını ilan etmiş olan Asef ve Eliza artık dünyanın en mutlu iki insanıydı. Asef artık içindeki hasrete son vermek için Eliza'nın hasretini çektiği dudaklarına uzandı ama Eliza'nın geri çekilmesi ile boşluğu öpmüştü.
"Ama yavrum ne yapıyorsun?" dedi sitemle.
"Asef, yemek yanıyor! Bırak beni!" Eliza hızlıca Asef'in kucağından kalkıp tencerenin başına koştu. "Ay tam zamanında yetiştim!"
"Esas benim için tam zamanıydı ama yine bastırılması gereken duygularla baş başa kaldım." Asef sertçe alnını ovalayıp masadaki suya uzandı.
Eliza onun bu haline bakıp gülerken yemeği tabağa koyuyordu. Resmen Asef'e olan duygularını kabul edip itiraf etmişti. Asla olacağını ummadığı bir şeyin içindeydi artık. Asef Arjen'in sevgilisiydi...
Bundan sonra neler yaşayacaklarını bilmese de şimdi çok mutluydu ve karşısındaki adamı doyasıya izleyip bu anın tadını çıkarıyordu.
Tabakları masaya getirirken Asef de kaşık ve bardakları koymuştu. Sanki yıllardır bunu yapıyor gibi doğal ve olağan geliyordu ikisine de... Sanki başka bir evrende zaten birliktelermiş gibi...
Masaya oturup önlerindeki et sote ve pilavı yemeye başladılar. Günün koşuşturmacası içinde ikisi de ne kadar aç olduklarını unutmuştu.
"Eline sağlık güzelim, çok güzel olmuş. Yemeklerine öyle çok alıştım ki artık kimsenin yaptığı yemeği yiyemiyorum." dedi Asef. Gerçekten de iştahla önündeki yemeği yemeye odaklanmıştı.
"Yalan söyleme, geçen gün İtalya güzeli ile gayet iştahlı yemek yemişsin." Eliza aklına gelen şeyle Asef'i köşeye sıkıştırmak istedi. Nitekim de düşündüğü gibi olmuştu, Asef boğazını temizleyerek elindeki kaşığı bıraktı.
"Aslında o tam olarak öyle değil."
"Nasıl tam olarak?" Eliza'nın vazgeçmek gibi bir niyeti yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİZA
Ficción General"Yemin ederim meleğim... Aldığım her nefeste, özlemin kalbimi yakıyor..." "O cennetin kapısında bekleyen bir melekti ama şeytan kanatlarını yaktı..." ###### BU HİKÂYEDEKİ KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ YA DA KURUMLAR İLE İLGİSİ YOKTUR!