BÖLÜM 34

1.4K 71 209
                                    

❤️❤️ İyi okumalar canlar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Çok seviliyorsunuz ❤️❤️



Senden öncesi öyle uzak ki, anılar bile yok sanki... Geldin masaya oturdun ve hayatımı böldün bir milât gibi...

                         Cemal Süreya

***

Yağmur damlaları arabanın tavanını döverken herkes sessiz şekilde yarım saat önce yaşananları idrak etmeye çalışıyordu. Eliza elini tutmuş dikkatle ona bakan Asef'in yanında otururken onların karşısında Nehir ve Tolga arkada da Doruk vardı. Önde oturan Cihan da derin bir düşünceye dalmıştı. Kostümleri içinde, sonu kötü bitmiş bir çizgi filmden çıkmış gibiydiler.

"Öldü mü?" Sessizliği Nehir bozmuştu.

"Hayır, sadece omzundan vuruldu." diye cevap verdi Asef. Ama gözü Eliza'nın üzerindeydi. Tepkilerini ölçmeye çalışırken içinde büyüyen tedirginliğe engel olamıyordu.

"En son gülerek Asef Bey abiye bir şeyler söylüyordu. Hatta aralarında çok romantik bir konuşma geçmiş gibiydi." dedi Tolga. Sarhoş olduğu için kelimeleri yuvarlıyordu. Bende aynı yerden vurulmuştum, diye içinden düşünmüştü.

"Kimler neden saldırı yaptı ki? Bir de sadece Pusat abiye yönelikti, kimseye bir şey olmadı." Doruk'un sesindeki üzüntü, Pusat için bir tek onun endişelendiğini açıkça belli ediyordu.

"Belli ki Pusat'ın pek de temiz bir hayatı yokmuş. Birilerinin canını yakmış demek ki..." Asef'in imalı sesi ile Doruk kaşlarını çatarak baktı. Ona göre bu büyük bir saçmalıktan ibaretti.

"Hiç sanmıyorum, ona zarar vermek isteyen her kimse mutlaka kötü birisi..." Doruk yüzünü camdan dışarı çevirip yağmurun oluşturduğu su birikmiş yollara bakmaya başladı.

"Tartışılır," dedi kısık sesle Asef. "İyi misin?" Eliza'nın yüzünde okunması güç bir ifade vardı. Saldırı esnasında onun ne kadar korktuğunu Asef görmüştü. O esnada içinden kendine tüm küfürleri etmişti ama çok geçti. O daha sessiz bir gösteri planlamıştı ama Cihan her zamanki gibi biraz abartmıştı.

Eliza'nın bakışları gittikçe sertleşirken biraz daha Asef'e yaklaştı. Göz ucuyla arkadaşlarına bakıp kendi alemlerinde olduklarını gördü. Tolga çoktan uykuya dalmış, Nehir de son dakika haberlerinde resmi var mı diye korkuyla magazine bakıyordu. Babasının görmesinden deli gibi korkuyordu.

"Sen mi yaptırdın?" Eliza'nın sesindeki soğukluk karşısında Asef gergince yutkundu. O da göz ucuyla diğerlerine bakmıştı hızlıca. "Sen yaptın..." dedi aynı kısık sesle Eliza. Yüzünde kızgınlık, şaşkınlık ve en kötüsü de korku vardı.

"Bebeğim, şimdi bunu konuşmayalım, aklında her ne varsa düşündüğün gibi değil." Asef'in sesi de kısıktı ama Eliza'nın aksine daha sert konuşuyordu.

"Eğer aklımdaki şeyi sana söylesem dürüstçe cevap verir misin?" diye sordu Eliza. İçinde kabaran öfkeye engel olamıyordu. "Benim kendimi ikna etmeye zorlandığım şeye sen beni ikna eder misin?"

"Konuşacağız, endişelenme." dedi Asef. "Cihan, bizi arabamın olduğu yere götür." Asef'in sesi yüksek çıkınca diğerleri ikisine bakmıştı.

"Her şey yolunda mı Eliza?" Nehir'in sorusuna başını sallayarak karşılık vermişti Eliza. Ama rengi atmış yüzü pek de her şeyin yolunda olmadığını gösteriyordu.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin