BÖLÜM 10

3.6K 198 145
                                    

"Şeytanlarımdan kurtulursam meleklerimi kaybederim."

Tennessee Williams

****

Bazı bakışlar konuşmadan çok şey anlatır, bazı bakışlar söze ihtiyaç bile duymaz... Bazı bakışlar dokunmadan da yakabilir... Bazı bakışlar dokunmadan da dokunabilir...

Eliza yutkunurken delici bakışlar ile ona bakan adama bir adım attı.

"Sen ne arıyorsun bu saatte burada?" diye sordu Asef boğazını temizleyip.

"Şef Lorenzo'nun yanındaydım," dedi Eliza. O sırada da elindeki fincanı masaya bırakmıştı.

"Peki onunla bu saatte ne yapıyorsun?" Asef sinirle sorarken acıyla da yüzü buruşmuştu. Sırtından yere kan damlamaya başlamıştı.

"Bir şey yapmıyorum, tarif üzerine konuşurken zaman geçmiş. Alya'nın yanından gelip kitap alacaktım."

Asef, Deniz'den bugün ile ilgili bilgi almıştı hatta kardeşinin tepki verdiğini duyunca aşırı mutlu olmuştu ama bunu Eliza'ya söylemedi. Ayrıca evindeki her açıyı gören onlarca kameradan da olan biteni rahatlıkla izliyordu.

"Yine de o çapkın herifle bu saatte çalışman hiç iyi değil," dedi acısını unutmaya çalışarak. Eliza'nın masaya koyduğu çayı alıp bir yudum aldı. Kız öylece adama bakıyordu, gitmesi gerektiğini hissediyordu ama adamın sırtından damlayan kanı gördükçe içinde garip duygular geçiyordu. "Madem yaptı çayı, beyefendi kendi getirseydi. Seni niye yoruyor?"

"Çayı ben yaptım." dedi Eliza. Asef şaşkın şekilde bakıp imayla kaşını kaldırdı.

"İçinde kimyon yok dimi?" diye sordu Asef.

"Varsa ne yapacaksın?"

"Ne yapayım, yine kanıp sana içerim." derken bir yudum daha aldı adam. Eliza adamın söylediği şeyle önce duraksadı daha sonra hafif bir tebessümle karşılık verdi.

"Bu defa yok içinde, iyi geceler," Eliza daha fazla burada durmaması gerektiğini düşünüyordu. Asef'e karşı yumuşamak istemiyordu.

Tam kapıdan çıkacağı sırada adamdan derin bir ses geldi. Kafasını çevirip bakınca acıyla yüzü buruşmuş adamı gördü. Bir eli omzuna gitmişti diğer eli sıkıca sandalyeyi tutuyordu.

"Birini göndermemi ister misin? Deniz'e haber verebilirim."

"Kimseye haber vermene gerek yok. Deniz'in de Alya'nın yanında kalması gerek zaten yol da kapanmıştır şimdi."

Dışarıda hala şiddetli kar yağmaya devam ediyordu. Eliza resmen yumruğunu sıkıyordu. Asef'e yardım teklifinde bulunmak istemiyordu. Ama adamın sırtından damlayan kanı görünce lanet olsun içimdeki insan sevgisine diye düşünüp adama yaklaştı.

"Benim yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye çekinerek sordu. Adamın onu tersleyip kovmasını istiyordu içten içe.

"Yardım," derken Asef'in sağlam kaşı havaya kalkmıştı.

"İşte yaran kanıyor, elin arkaya uzanıyor mu?" diye sordu Eliza.

"Bir bilsen elim nerelere uzanıyor."

"Altı üstü bir yardım edeyim mi diye sordum, cevap vereceksin sadece. Bu kadar zor mu?" Eliza sinirlenip adama birkaç adım yaklaştı. Sert ve çekici kokusunu daha net alıyordu.

"Çok zor," dedi Asef biraz daha yaklaşıp.

"Zor olan ne?"

"Her şey Eliza her şey..." Asef'in aniden sandalyeyi tutan eli kayınca öne doğru sendeledi. Eliza adamın göğsüne elini koyup tutmaya çalıştı.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin