Herkese kucak dolusu sevgiler, öncelikle güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Eliza'yı sevmeniz benim için tarifi mümkün olmayan bir mutluluk. Umarım daha büyük bir aile oluruz ve yere göğe sığmayız. Bu bölümde de beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar, bol sevgiler...*****
Cehennem nedir? Bence o, sevmeyi becerememekten acı çekmektir...
Dostoyevski
**
Kulübenin üzerine gün doğarken tipi durmuştu. Dünün aksine parlak bir şekilde doğan güneş karları kristal gibi parlatıyordu. Kulübenin dışında etkileyici bir görüntü varken içinde ise daha başka bir görüntü vardı.
Sönmüş şöminenin önünde uzanan iki beden birbirine sarılmış tek vücut gibi duruyordu. Gece yatarken Asef, Eliza'nın yanına yatmıştı ama ilerleyen saatlerde üşüyen Eliza yanındaki adama sokuldukça Asef onu daha çok sarmıştı. Şimdi küçük kız kollarında eli beline sarılmış, başı göğsünde uyuyordu. Asef'in dudakları kızın saçlarının üzerindeydi, tek bir örtünün altında öylece yatıyorlardı. Çilek kokusu keskin toprak kokusuna karışmıştı...
Normalde uykusu çok hafif olan Asef derin bir uykuya dalmıştı kollarındaki kızla. Eliza zaten derin uyuyan biriydi ama alkolün etkisi ile daha da ağır bir uykunun kollarına bırakmıştı kendini. Ama aniden hissettiği garip durumdan dolayı huzursuz şekilde kıpırdanmaya başladı. Çünkü bu şekilde sert kollar tarafından sarılarak asla uyumamıştı. Özellikle burnuna dolan sert erkeksi koku ona farklı geliyordu. Eliza hiç böyle uyumazdı ki...
Yavaşça gözlerini açıp korkuyla baktı ama siyah bir renk dışında başka bir şey görmedi. Başını hafifçe kaldırıp baktı bu defa. Esmer bir boyun ve üst tarafında başlayan siyah kirli sakal... Eliza sert şekilde yutkunup derin bir nefes aldı.
"Eğer çığlık atacaksan önceden söyleyeyim, hiçbir şey olmadı." Asef'in sesi ile çığlık atıp geri çekildi. Adam kızın sesine yüzünü buruşturup yattığı yerden dogruldu. "Kime diyorsam."
Eliza ellerini çapraz yaparak göğsünde birleştirip korkuyla adama baktı. "Neden böyle üzerimde yatıyordun"
Asef gözlerini devirip kıza kendi buruşmuş gömleğini gösterdi. "Sen benim üzerimde yatıyordun Eliza. Orada ufak bir yanlışın var."
"Ben senin neden üzerinde yatayım?" Eliza şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Uslu uslu yatıyordum ben, sen kesin aldın beni üstüne."
"Eliza şu an konuşman bile pek uslu değil, delirtme beni. Üşüdün belli ki gece ve benim de içimdeki insan sevgisi sana kıyamadı. O yüzden saçma sapan şeyler düşünme." Asef ayağa kalkıp dışarıyı kontrol etti.
"İnsan sevgisiymiş, masum bir kızın halinden faydalanmak desene sen." Eliza da kalkıp üstünü başını düzeltti ama saçları dağılmıştı.
Asef derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştı ama Eliza her durumda onu sinirlendirmeyi başarıyordu. Asef böyle bir durumda bir şey yapacak adam değildi, onun hoşuna giden tek şey rahat bir şekilde bir kadını sararak uyumaktı. Bunu yapabildiğini fark ettiği an Eliza'yı kendinden uzaklaştıramamıştı. Böyle bir an onun için mümkün değilken yaşayabildiği için son ana kadar kıza sarılmaya devam etmişti. Tabii Eliza'nın uyandığında ona pek iyi tepki vermeyeceğinin farkındaydı ama bu gece bencil olmak istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİZA
General Fiction"Yemin ederim meleğim... Aldığım her nefeste, özlemin kalbimi yakıyor..." "O cennetin kapısında bekleyen bir melekti ama şeytan kanatlarını yaktı..." ###### BU HİKÂYEDEKİ KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ YA DA KURUMLAR İLE İLGİSİ YOKTUR!