BÖLÜM 42

835 53 70
                                    

Herkese kocaman sevgiler, Eliza için yeni bir bölümle birlikteyiz. Bu bölümden sonra vereceğim bölüm Eliza'nın ilk kısmının son bölümü olacak. Normalde kitabı yazarken kitap sayısı belirlemedim ama kitabı ikiye ayıran bir kısım olduğu için ilk kısmı tamamlamış oluyoruz. Lütfen oy ve yorumlarınızla bana destek olun, daha büyük bir aile olmak dileğiyle...

***

Ne zaman kavuşağız?
Bir masanın etrafında oturacağız...
Bir yatakta yatacağız...
Yan yana dolaşacağız...
 
Nazım Hikmet

***

Uçsuz bucaksız aydınlığın tek bir dokunuşla karardığı dünyanın iki zalim noktasındaydılar. Durdukları yer ellerinden dökülen kanlarla doluydu. Biri hedefi uğruna kan dökerken diğeri sevdikleri uğruna döküyordu... Ama bu ikisinin de kan döktüğü gerçeğini değiştirmiyordu.

Asef, yaktığı sigarasından derin bir nefes çekip dikkatle polisle konuşan Pusat'a baktı. Dakikalar önce yüzünde zerresi olmayan üzüntü şimdi fazlasıyla vardı. Polisle, babasını kaybetmiş acılı bir evlat gibi konuşurken fazla iyi rol yapıyordu.

"Manyak piç." Asef sessiz şekilde kendi kendine küfür edip etrafına baktı. Az önce zorla Eliza'yı, Cihan ile evine göndermişti. İlk başta ikisi de gitmek istememişti. Eliza korktuğu için yanında kalmak istemiş, Cihan da onu korumak için istemişti. Ama sözü geçen Asef olmuştu.

Misafirlerin çoğu sorgusu için karakola gitmişti. Kalanlar da dağılıyordu. Havuzun içinde kanlar olsa da Altan Akdağ'a ait ceset kaldırılmıştı. Asef düşünceli şekilde havuza bakarken aklından onlarca soru geçiyordu. Cinayetin arkasında kim olduğu belliydi ama korkusuz şekilde bunu dile getiren Pusat delilleri ortadan kaldırmış olmalıydı. Belki de suçlamak istediği başkası vardı, Asef bunun için buradaydı. Pusat'ın gerçek niyetini anlamak istiyordu.

"Asef," Ortama dolan titrek sesle Asef, düşüncelerinden sıyrılıp yanına gelen kadına baktı. En son öldürmek için boğazına sarıldığı Pırıl karşısında duruyordu. Pırıl'ın bu gece yaptığı şey de Asef için şaşırtıcıydı. Pusat ile ne işi olabileceğini düşündü. "Nasılsın?"

Alaylı gülüşünü yüzüne yerleştiren Asef, ona garip bir heyecanla bakan kadına dikti gözlerini. "Nasıl olduğumu mu merak ediyorsun? Harikayım, eğer gerçekten merak ettiğin buysa..."

Pırıl başını dik tutmak için kendini zorladı. Yüzüne hafif bir tebessüm kondurdu. "Sadece bunu merak etmiştim."

"İyi, cevabını aldığına göre şimdi git." Asef, yüzünü Pusat'ın üzerine çevirdiğinde Pırıl'ı yok saydığını gösteriyordu. Polis ile görüşmesi biten Pusat ona doğru gelirken yüzündeki hüzün yerini sinsiliğe bırakmıştı. "Neye bulaştın bilmiyorum ama battığın bataklıkta boğulman umurumda olmaz Pırıl. Ona göre davran, farklı niyetler için şerefsiz bir adamın oyununa alet oluyorsan bundan vazgeç."

Pırıl gözleri dolmaya başladığında Pusat'ın sesini duyup konuşmamayı seçti.

"Yeni sevgilim eski sevgilisi ile bir araya gelmiş. Aman Allah'ım! Bu aşk üçgeninde umarım kimse zarar görmez."

Asef alaylı bir kahkaha atıp Pusat'a biraz daha yaklaştı. Pırıl'ın kırmızıya dönen yüzü şimdilik kimsenin umurunda değildi. "Benim olduğum yerde zarar görecek tek kişi sen olursun Pusat. Neyin peşindesin? Bence artık çocuk oyunları oynamayı bırak konuş. Yoksa ben seni sike sike konuşturmasını bilirim."

Pusat'ın gözlerindeki eğlenen ifade yerini karanlığa bıraktığında Pırıl'a döndü. "Pırıl neden gidip rahmetli müstakbel kayın baban için yas tutmuyorsun? Malum cenaze hazırlıkları falan da var." Pırıl cevap vermeden başını sallayıp yavaşça ilerlerken göz ucuyla Asef'e bakmıştı. Asef normalde asla Pırıl ile ilgili bir durumu umursamazdı. Ama onu iyi tanıyordu, gözlerindeki korkuyu görecek kadar...

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin