BÖLÜM 36

1.4K 58 116
                                    

"Keşke sen, ben olsan...
Seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan...
Keşke ben, sen olsam...
Bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam..."

                        Özdemir Asaf...

Başlangıçlar hiçbir zaman son hakkında bilgi vermezdi. Son hep başlangıçtan çok uzak olurdu. Eliza için Asef ile nasıl başladığının hiçbir önemi yoktu, son ise şu anın içinde asla söz konusu değildi.

Yumuşak yatağın içinde sarıldığı sert bedene biraz daha sokuldu. Onun sıcaklığı aldığı nefes kadar muhtaç olduğu bir ihtiyaçtı. Şimdiye kadar böyle bir muhtaçlık asla hissetmezken şimdi bu kolların arasında sarılı uyanmak varlığı için tek şart gibiydi.

Saçlarına değen sıcak nefesin ritmik şekilde içini okşayan hissi öyle hoşuna gidiyordu ki...

O Asef'ti... İlk gördüğü andan itibaren hayatının merkezi olan, attığı adımda hep ardında olan adamdı... O bir nefesten daha yakındı, kalbinin attığı o ritmin en içindeydi. Canının taa içindeydi...

"Böyle bir sabaha uyanmak nasıl bir duygu biliyor musun?" Asef'in uykulu sesi ile Eliza hafif şekilde geri çekilmek istedi ama Asef izin vermedi.

"Uyandığımı nereden anladın?" diye sordu Eliza. Asef, saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Nefes alışının belli bir ritmi var, seninle geçirdiğim her gecede ezberledim artık. Derin uykun ile hafif uykun arasındaki en büyük fark hareketlerin. Uykun hafifleşmeye başladığında kıpırdamaya başlıyorsun. Arada da kedi gibi mırıldanıyorsun, sanırım sana kedi diye diye sonunda öyle hissettirdim." Asef gülümserken Eliza geri çekildi.

"Yalancı, mırıldanmam ben. On birinci gecemizin sabahında, yalan söyleme." dedi Eliza. Asef'in kirli sakalını sevmeye başladı. Ama öyle yumuşak ve çekici şekilde yapıyordu ki Asef yutkunup, kızın dudaklarına bakmaya başladı.

"Demek on birinci gecemiz... Ne geceydi ama... Beni mahvettin... Öldürdün..." Asef, Eliza'nın bedenine sarıldığında eline gelen kumaş ile kaşlarını çatıp geri çekildi. "Hadi canım! Siktir! Ne zaman giydin bunu?" Çarşafı çekip kenara attı. Eliza ona ait siyah bir gömleğin içindeydi. Altındaki siyah iç çamaşırı dışında başka bir şey yoktu. Önden sadece bir düğmesi kapalı gömleğin altında aşırı cesur ve seksi bir görüntü vardı.

"Sabaha karşı duş aldıktan sonra giydim, hatırlamıyor musun?" Eliza saçlarını geriye atıp yatağa iyice yayıldı. "Kendi kıyafetlerimden daha rahat, ayrıca senin gibi kokuyor. Kaşmir ve misk..." Yanakları kızarırken, Asef'in gömleğini kokladı. Asef alt dudağını ısırırken Eliza'nın üzerine çıktı hızlı şekilde. Altındaki siyah boxer dışında çıplaktı.

"Bir daha söyle bakayım, nasıl kokuyorum?.. Hmm..."

Eliza'nın boynuna dudaklarını bastırıp, eliyle kızın kalçalarını sıktı.

"O bir kere söylenir canım, kalk üzerimden." Eliza, elini Asef'in çıplak göğsüne koyup itmeye çalıştı. Tabii zerre kımıldamayan Asef, kendini kıza biraz daha bastırmıştı.

"Canın mıyım?" diye sordu Asef.

"Taa içisin..." dedi Eliza.

Kapının çalması ile ikisi de birkaç saniye durdular. Asef ardından hızlı şekilde yataktan kalkıp, çarşafın tamamını Eliza'nın üzerine sardı. Açık tek bir yerinin kalmadığına emin olup üzerine eşofman giymeye başladı. Gerçi yatağı direkt görünmüyordu ama yine de Eliza'nın şu anki hali düşüncelerinde bile kıskanmasına neden oluyordu. Eliza başını sallarken gülümsedi.

ELİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin