Bölüm22 Ateş Çocuk

172 32 36
                                    

Gece bir yerde kurulduk ve yatmak için hazırlandık.

Gözlerimi kapattım nöbet sıram bir sonraki yani bu zamana kadar hala çok vaktim var.

Ve tekrar gözlerimi açtığımda tehlike hissettim.

Gözlerimi açtığım gibi tüm gücümü dışarı bıraktım ama karşımda duran figüre pek bir etkisi yoktu.

Kolunu indirdi ve küçük çiziği sildi.

-Sen de kimsin!?

Görüntüm netleşirken dediklerini dinledim.

-Haa... Seni bıraktığım yerden bir anda yok oldun ve şimdi bana mı saldırıyorsun?

Ah bu alev çocuk!

Ama tavrı biraz yanlış değil mi?

-Orada kalacağım hakkında bir şey söylediğimi hatırlamıyorum.

-Haha... Sanırım anlamadığın bir şey daha var. Hayatın benim elimde yani dinlesen iyi edersin.

Kamptan uzaktaydım. Tyler yine uyuya kalmış olmalı!

-Beni öldürebilirsin tabi ama hala istediğin şey içimde.

-Sakın cesaret edemeyeceğimi düşünme.

Biraz blöften zarar gelmez.

-Yine de o güce ihtiyacın var değil mi? Savaş kızışıyor ve yenilmemek için bu güce ihtiyacın vardı. Yani beni öldüremezsin ama sadece korkutabilirsin.

Sırıttım.

Ve o anki siniriyle boğazıma yapıştı.

-İnsan! Sınırlarını aşma ve beni dinle.

İnsan bu insan şu! Yeter artık!

-Kapa çeneni alev yaratığı. Biz herkesi korkutan insanlarız diz çök ve saygı duy.

Kelimeler ağzımdan döküldü.

İçimde bir şey patlayacak gibi hissettiriyordu. Yumru giderek büyüdü.

-Haa!? Dediklerine dikkat et.
Boğazımı sıkan ellerini tuttum ve bileklerini sıkmaya başladım.

İçimde yanan alevi hissediyordum.

-Seni ve senin gibileri tek tek avlayacağım. Hakkınızda değerli olan tek şey beyninizin içindekinin para etmesi.

Bileklerini geri doğru ittirdim. Bu güç nereden geliyor bilmiyordum.

-Bu da ne... Sadece bitkilerin gücü olamaz yoksa...

Ellerimi yana açtım ve iki kılıç oluştu.

-İnsanlar sessiz kalmış olabilir ama unutmaki geri diriliyoruz!

Kendini toparladı ve pozisyon aldı.

Aynı anda sıçradık ve havada çarpıştık.

-Haha şansıma bak... Bundan sonra benim yanımda çalışmak zorunda olacaksın.

Bedenim ileri atıldı ve kılıcım kılıcıyla buluştuğunda yer sallandı.

-Haa demek sana çalışacağım!

Etraftaki nesneler uçuyordu ama biz durmadık. Alevler sıcaktı ama içimde yanana kıyasla hiç birşey.

Bir kez daha atıldım ileri ve bir kez daha.

-Söylesene senin ve diğer aşağılık klanlar insanlara bunları yaparken nasıl korkuyorlardı!?

-Korkmak? Ne zamandan beri zaferi garantilemek korkmak oldu!?

-Bilmediğimi sanma!

Bir kaç girişimde daha bulundum ama ne o ne bende yenemiyorduk.

-Onlara ne yaptın!?

-Kimlere?

-Wendy ve Tyler!

-Ahh demek adları bunlar.

-Şu koca yarasa dışındakiler şuan derin bir uykuda.

Sakın deme...

-Aşağılık varlık ölmeli.

Gücüm orantısız bir şekilde arttı ve saldırdım.

Gök gürledi ve büyük bir hortum oluştu.

Hortumun etrafını dikenlerle sardım ki kaçamasın.

Ama kızıl ışık hortumun içinden fışkırdı.

-Gücünün özü çok büyük olsa bile kullanmasını bilmiyorsun! Beni yenemezsin ... Olduğun farketmez!

Gök gürledi ve bir kısmı duyamadım.

Yine de onu yeneceğim.

Işık hızıyla yer değiştirmeye başladığında rüzgarı düşündüm ve hareketini izledim.

Saldırıya geçtiği zaman öyleyse...

-Tam şimdi!

Kılıcımla burun buruna geldi ve dondu.

Bende yükseldim ve uçtum. Buradan kamp görünüyordu.

Hızla uçtum ama o peşimde geliyordu.

Gücümün gittiğini hissettiğim için yardım almam gerek.

Bu gücün ve arzunun kaynağını bilmiyorum.

-Kaçma!

Kendime geldiğimde tek yapabildiğim tüm gücümle kaçmaktı.

-Çocuklar! Yarasayı hazırlayın gidiyoruz!

_______
Yazar:Villainesssss


Boyutlar Arası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin