Yanıma gelip oturdu.
-Kendine vuracak kadar beceriksiz olabilecek tek kişi sensin.
-Teselli etmiyorsun.
-Eh öyle bir amacım da yoktu.
-...
Derin bir sessizlikten sonra aynı anda konuşmaya başladık.
-Sen devam et..
-Aslında daha önceden bulduğum bir şey hakkında soracaktım.
-?
-Biz... Yani Tyler ve ben bir yer keşfettik.
-Tyler?
-Birlikte seyahat ettiğim biri.
-Peki şimdi nerede?
-Ben kaçırıldım ve o diğerleriyle kayboldu.
-Anlıyorum.
-Her neyse ben hemen kaçırılmadan önce bir yer keşfettik. Büyük parlak mücevher benzeri şeyler ve eski bir şehir vardı. Ah ve tabi büyük şato.
-...
-Şatoda beni çeken bir şeyler vardı ve oraya girdiğimden garip bir tablo vardı. Her neyse bunun hakkında bir şeyler biliyor musun?
-Bu olabilir mi?
-Neyden bahsediyorsun?
-Muhtemelen bahsettiğin şey insanların eskiden yaşadığı o yer... Geçen gün tanıştığını insanlar gibileri bir zamanlar oralarda yaşıyordu ama evleri yok edildi ve yerlerini kaybettiler.
-O zaman bir tanesini ben mi buldum demek oluyor bu?
-Bunu diğerlerine sormam gerek.
-Gitmeden önce beni dinle. İçimden bir ses oraya dönmemi söylüyor.
-Orada başka bir şey gördün mü.
-Garip bir tablo vardı ve kanımı emdi... Sonra üzerinde bir yazı belirdi.
-Çok garip. Söz veriyorum buna bakacağım.
-Dediğim gibi oraya kesinlikle gitmen gerek ve...
-Ve?
-Diğerlerine bakmam gerek. Orada bir yerde kayboldular.
-Anlıyorum. Yine de senin şuan dışarı çıkman tehlikeli.
-Artık gücümün daha farkındayım.
-Ateş klanı da senin farkında. Onun bizi hala aradığında eminim. İnsanlardan bir asıla sahip olmak istemesi çok normal böylece hem diğer insanları hem de seni kontrol edebilir.
-Bu imkansız bir kez olsun ona göre hareket etmedim.
-Ama bu etmeyeceğin anlamına gelmez.
-Ha? İkna etmesi o kadar kolay mı görünüyorum?
-Orada kaldığın zaman boyu bile kafayı yemek üzere olduğunu tahmin ediyorum.
-Bu pes edeceğim anlamına gelmez.
-Herkes pes eder. Kim olursa olsun. Bir yerden sonra ölmek isteyeceksin ve ne biliyor musun buna izin vermeyecekler. İşte o an... Sadece kendini akışa bırakacaksın.
-Birincisi herkes pes etmez. Pes edecek olsaydım çoktan ölmüştüm ve iki ödenmemiş bir borcum var henüz ölemem. En ufak bir umut varsa bile pes etmeyeceğim. Sana gelince istersen pes edebilirsin.
-Haha... Hiç bir şey bilmiyorsun.
-Belki. Ama bu öğrenemeyeceğim anlamına gelmez.
-Sonsuz karanlıkta tek beklediğin şeyin ölüm olduğunu düşün. Dünyanda sadece acı ve hiç umut yok. Kapana kısıldın ve sevdiklerin yok edildi. Sen de orada her gün çırpınıyorsun ve bir gün sadece yorulacaksın. Bileklerini sıkmayı bırakacaksın çünkü bazı hayaller hayal etmeyi bırakınca solar ve mutluluklar sadece geçicidir. Sonunda ise bir karanlık vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyutlar Arası
FantasiBildiğimiz dünya yıkılalı çok oldu. Dünyanın her tarafında bilinmeyen geçitler açıldı ve dünya bilinmeyen canavarlarla kuşatıldı. İnsanlar çok kısa sürede adapte olsa da bir çoğu öldü ve hala güçsüzler. Bir grup arkadaş yeni ev arayışında geçitlerde...