Bölüm20 Konsey

199 35 36
                                    

Yukarı çıktığımız da rüzgar kız yerde yatıyordu.

-Ölmemişsin. Dur ya da öldün mü?

Yanına koştum ve ona baktım.

-O ölmemiş!

Yer kanla kaplıydı. Kan kurumuştu bu da uzun süredir yerde yattığını gösteriyor.

Çünkü artık sırtından da kan akmıyordu.

-Diğeri nerede?

Rüzgar kız hafifçe mırıldandı.

-Biri daha vardı. Kaçtı. Onu yakalayamadım saklanıyormuş.

Tyler bağırdı.

-Beden burada!

Paralar geliyor. Beden delik deşik olmuştu.

Bu yaralar bana şeyi anımsatıyor...

O gün yakalansaydım alacağım hali. Hahaha en azından yeni arkadaşım güçlü değil mi?

Beni her an böyle bir şeye çevirebilecek nitelikte olması tabi ki beni korkutmadı.

-Hey neden geri gidiyorsun?

-Haha hiç öylesine. Bizim wendy ile yalnız konuşmamız gerekenler var.

-Onu öldürme!

-He..ha? N...ne öldürmesi canım tabi ki savunmasızken yırtık bir poşete dönüşme tehlikesi olmadığı için bundan istifade edip onu öldürmeyi planlamadım. O kadar da kötü bir insan değilim.

Bana boş boş baktı.

-Bunu derken en azından kılıcını sakla.

Lanet yakalandım!

Ama bu sorun değil elbet bir gün...

-Ve onu sonra da öldürmemen gerek!

-Tsk. Her neyse şu parayı alalım.

Bana garip bir yüzle baktı.

-Neden bundan korkmuyorsun?

Adamın kafasını açarken ona döndüm.

-Neyden?

-... Normalde savaşın içinde olan bizler bile ölü birini görmekten korkarız ki öldürmek ayrı bir şey... Ama sen... Dünya o kadar kötü bir yer mi?

-Hmm... Eskiden öyleymiş. Benim için... Sanırım korkma gibi bir lüksüm olmadığı için.

Küçükken ailem sürekli dışarı gönderilirdi. Öleceklerini biliyordum. Hissetmek gibi... Ya da sadece dışarı gidenler genelde bir iki seferden sonra öldükleri için.

Ailem bir çok sefer yaptılar. Eve ölü canavar parçaları ile gelirlerdi.

Korktuğum bir zaman olduğuna eminim. Korkmak doğaldır.

Birinin gözlerini yumduğu o an şunu hissedersin ölüm dibimde. Zannettiğimden de yakın.

Ah ve sonra vücudun bu şokla titrer. Aynı o toprak adamın öldüğü gibi.

Öyle ki çoğu kişi kandan bile korkar. Bunu anlayamayacağım sanırım... Ailem gittiğinde bana bir gün dışarı gönderileceğimiz söylendi ve çalıştırıldık.

Ölü canavarlar ve insanlar gördük.

Korkmanın en büyük zayıflık aynı zamanda günah olduğu bir dünyada yaşıyorum. Korkamam. Ölümden hiç korkamam.

Hayatım pahasına savaşıyorum bunu karşısında öldürmeliyim ancak böyle hayatta kalabilirim.

Çok eski bir kitap okumuştum. 'Savaş Sanatı' adlı bir kitap. Yazarını bilmiyorum kaybolalı çok olmuş ama yırtık sayfaların arasında okudum.

Orada kan dökmeden de savaşılabilileceğinden bahsediyordu.

Belki de bu gerçekten mümkündür. Ama benim durumumda değil.

Çünkü savaşmazsan kaybederim. Savaşmazsak insanlık yok olur. Biz kanlı bir savaş arıyoruz bizi yıllar önce esir edenlere karşı.

Ölecekler, canları yanacak ve acıyı tadacaklar.

Ölümden korkmuyorum, korkamam. Çünkü ölüm korkusu benim için ölümden beterdir.

Bundan sonra rüzgar kız dinlendi çünkü çok ağır yaralıydı ve Tyler ona baktı. Ben de önüme çıkanları öldürdüm.

Çok güçlü bir rakip yoktu ama bayağı bir para kazandım.

Bir iki hafta sonra da oradan ayrıldık. Artık yeterince paramız vardı.

*****Gizli İnsan Konseyi

-Efendim toprak klanı bir anda ateş ve rüzgar klanlarına karşı cephe aldılar ve taraflar tekrar değişmeye başladı.

-Buna ne neden oldu?

-Numara üç efendim. Toprak klanından iki kişi öldürdüğüne dair bilgi aldık.

-Numara üç demek. İlk ikisini aratmıyor. Diğerleri ne durumda.

-Efendim onlar hala alt tabakalardalar.

-Anlıyordum. O zaman şu şekilde yapın. Toprak klanı ile diğer ikisinin arasını açmak için daha fazla öldürün. Aynı zamanda rüzgar ve ateşi de birbirine düşürmeli. Hazır olun çok yakında yüzyıllar önce olan olay tekerrür edecek! Ölenler ölecektir kazanmak için elinizden geleni yapın!

-Emredersiniz efendim!

-Dünyadan sorumlu olanlar kalsın diğerleri ayrılsın!

Salonda bir sürü kişi çıktı.

-Uyanışlar ne âlemde?

-Giderek daha iyi oluyorlar efendim.

-İlk üç seviyesinde yeni biri?

-Henüz yok efendim ama eminimki bir sonraki nesilde...

-O kadar vakit yok! Diğerlerini de dışarı bırakın ve gelişenler olacaktır. Yenilen zayıflar ölmeye mahkumlar! Bize sadece güçlüler gerek.

-A...ama efendim...

-Savaş diyorum! Bu insanlığın sonu olabilir!

-Em..emredersiniz.

-Yakın zamanda dışarıda tek başlarına hayatta kalanlar hakkında rapor istiyorum! Onları kendimize dahil etmemiz gerek. Özellikle o bir kişi...

-Ama kabul edecek mi? Biliyorsunuz...

-Zorunda! Başka çaremiz yok.

-Emredersiniz!

Büyük Savaş çok yakında...

________
Yazar:Villainesssss

Boyutlar Arası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin