Bölüm26 Güç Eğitimi

136 24 8
                                    

Lanet belirsiz bir süreden sonra kafayı yemiş gibiydim.

Kısa bir süre olduğunu düşünmüyorum. Aslında oldukça uzun bir süreydi ya da sadece bir yanılsama.

Zamanın belirsiz olması ise ayrı bir şey. Kafayı yiyormuş gibi hissediyorsun.

Ne kadar zaman geçti? Dışarıda neler oluyor? Ne kadar daha böyle sürecek?

Boş bir oda ve yalnız sen... Hiçlikle dolu.

Ama her neyse bu gün güçlerimi kullanmayı öğreneceğim.

Ayağımdaki zincirler açıldı ve ellerime eklendi.

Bir sahaya geldiğimizde tüm zincirler açıldı.

En az beş kişi vardı etrafı koruyan ve bir de sevimsiz.

-Öncelikle gücünü sadece benim için kullanacaksın. Benim doğrultumda. Ben sana izin verince.

-Tabi efendim başka?

-Bir şey mi dedin?

Beni duymazlıktan geldi ve devam etti.

-Her neyse. Şunu unutma şuan seni hayatta tutan tek şey benim. Kaçmaya çalışırsan ölürsün. Ve yaşaman tamamen benim ellerimde.

Ne kadar da hoş sözler öyle sanırsın iltifat ediyor.

-Gücünün kullanımına gelince. İlk yapman gereken hissetmek.

... Bu bilgiyle ülke fethedebilirim.

-Dur ve rüzgarı dinle. Seninle bir olduğunu hisset.

Yani o ateşi öğrenince kendini mi yaktı? Ateşi hissetmek için yani...

Gözlerimi kapattım ve dediği gibi yapmaya çalıştım. Dövüşürken hissettiğim gücü hatırlamaya çalıştım.

Öylece durdum ve hissettim. İçeride bir yerde ışık duruyordu. Sadece fazla uzakta...

-Şimdi yavaşça gücün yoğunlaştığını hisset. Giderek büyüyor.

.. bu şey değil mi? Meditasyon denilen şey?

-Şimdi evrene pozitif enerji ver. Böylece sana bu şekilde dönebilir... Yani Ahem. Gücü parmak uçlarında yoğunlaştır. Onu hisset.

Hatlar karıştı. İlki de mantıklısı sonuçta evren bana pozitifle dönmeyecekte kime dönecek?

Ve işte güç damarlarımda ilerleyerek parmak uçlarıma varıyor. Hissediyorum...

O zamanki gibi olmasa da gücün değdiği her yer iyileşiyormuş gibi... Zihnim ferahlıyor ve...

-Ve şimdi tam zıttı ateşi hayal et.

Aklımda bir anda bir kıvılcım oluşuyor. Ve vücudum yanmaya başlıyor.

-Gücü yavaşça dışarı bırak.

Güç akıp gidiyor ve benim gözlerim hala kapalı. Ateş yükseliyor ama beni yakmıyor.

Ateş mi!?

Gözlerimi açtığımda karşımda sevimsiz duruyordu.

-Haha biliyordum! İnsanlar cidden acayipler ve senle karşılaşmam... İyi bir asker olacaksın.

-O da neydi!? Ateş? A..ama ben rüzgar...

-Cidden bir insanın bu kadar cahil olması acı verici. Dünyayı hatta evreni ayaklarınız altına alabilecek güce sahipken birbirinizi katlettiğiniz ve o saçma sistemlerle kendinizi kısıtladığınız yerde kaldınız. Sonra da yarattığınız tüm düzeni yıkacak fikirler ortaya atarak düzensizlik içindeki küçücük düzeni de bozmaya çalıştınız. Biz olmasak da çok yakında nesliniz tükenirdi. Yine de yazık... Yanlış bir klana güç verildi. Çok yazık...

Vay canına uzun ve boş bir konuşma. Kendimizi yok ediyormuşuz. Ne var yani son zamanlara doğru toplum yapısı değişmişse ve saygı adı altında suçlar işlenmeye başlanmışsa.

Suç her türlü işlenecekti bu sadece başka açıklar yarattı. Ve gereksiz kavgalar mı?

Ben o dönemlerde yoktum bile. Ama eğer canavarlar olmasaydı ne olurdu bilmiyorum.

Bilmiyorum o insanlar için o tartıştıkları düşünceler yine de önemliydi.

Dört yaşında bir çocuğun buna alet olması kimin umrunda sonuçta kazanman gerek ve her savaşta olduğu gibi iki tarafta kendini haklı gördü.

Ben bir şey diyemem. Ben sadece bir gözlemci bazen de toplumun o nefret ettiği tarafta duran tarafsız ama aynı zamanda da en taraflı kişiyim.

Okuyorum ve öğreniyorum. Bunları derken sevimsiz ne kadar haklı bilemem, dediğim gibi onlara göre onların düşünceleri çok değerliydi ve ben bu değerlere zarar veremem.

Ama cidden insanlar bunlar yerine bilime odaklansaydı belki de canavar saldırısında bu kadar kayıp olmazdı.

En azından bu kadar geri düşmezdik...

Sistemler ve savaşlar... Kişisel kazançlar üzerine kurulmuş sistemler geçmişten bu güne hep oldu.

Ve savaşlar bu sisteme itaat eden ya da tam tersi isyan eden taraf tarafından çıkarıldı.

Sonuçta herkes zararlıydı. İnsanlar öldü... Büyük zararlar verildi.

Gerçekten bütün bunlara olmasaydı sadece... Sonsuz barış isteyecek kadar aptal değilim ama sadece daha az bencil olabilseydik... Sadece birazcık daha... Belki de şimdi bir yüz yıl ileride olacaktık.

Bencil olma. Diye geçirdim içimden. Ve nefes alıp ateşi düşündüm.

Ahh acınası ben belki de bu sevimsiz bile tarihimi benden iyi biliyor... O kadar çalışmama rağmen...

Sanırım sadece bu kadar kasmamam gerek insanım. İnsanız.

_______
Yazar:Villainesssss

Boyutlar Arası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin