Şimdiye kadar bir balık bir ateş topu ve şimdide rüzgar gülü görüyorum. Sanırım geriye toprak kaldı bir de yara bandı.
Benzetme konusunda iyi olduğumdan daha önce bahsetmiş miydim?
Karşıda duran kadına baktım ve tyler'a döndüğüm de diyeceğim şeyi anlamış gibi kenarı çekildi.
-Açıkçası bu savaş sevdası nerden geliyor bilmiyorum ama...
-Oho demek yanındakini koruyacaksın bu yüzden de kendi canın pahasına savaşmaya karar verd...
-Huh? Dur dur dur. Neden bahsediyorsun? Sadece onun yerine beni seçmeliydin.
-Dur ne açıdan? Yani seni ne için seçmem gerekiyordu?
-Hadi ama bilmemezlikten gelme! Kaybedersek beni öldüreceğini ve onu alacağını söyledin! Açıkçası kalbim kırıldı.
-Sorun bu muydu?
-Hah!? Başka ne olabilir ki?
Bir an durdu ve yüzüme baktı.
Beyaz bir elbise giymişti ve saçları uçuşuyordu. Bembeyaz gözleri vardı ve elbisesinin bazı kısımları sarı iplikle işlenmişti.
Bu mitolojide gördüğüm canlılara benziyor.
Aklıma şimdiye kadar gördüğüm klanlardan kişilerle karşılaştığım ilk an gelen şey.
Cidden... Onlar bahsedilen tanrı ve tanrıçaları andırıyorlar.
Bana bakarken kafası oldukça karışıktı sonra bir anda aydınlanmış gibi parmağını şıklattı.
-Oho anladım! O kadar güzelim ki benim seni seçmemi istedin!
... Vay canına büyük salladı.
-Hayır sadece saçma bir seçim yaptın ve sinirlendim.
Garip bir sessizlik oluştu.
-Artık önemli değil dövüşecek miyiz? Ya da ben onu da alıp gideceğim.
Kadın konuşmayı idrak edememiş hala anlamaya çalışıyordu.
Sözlerim üzerine kızdı ve elini uzattı.
-Beni boşu boşuna uğraştırdın! Öleceksin!?
Neden öldürme nedenleri bu kadar ucuz? Ahh her neyse dövüş vakti.
Rüzgar oklar halinde bana ilerledi ben de kılıcımı çıkardım ve döndürdüm böylece ileri hareket eden hava akımıyla okları durdurdum.
Haha oldukça güçlü! Az kalsın okları engelleyemeyecektim.
Kılıcı ikiye ayırıp ona koşmaya başladım. O yeni saldırı için hazırdı.
Yeni oklar bana doğru hareket ettiğinde koşarken zıpladım ve etrafımda döndüm. Böylece bu saldırıdan da kurtuldum.
Ama yere düşerken orada bir tuzak kuruluydu. Rüzgar kız bağırdı.
-Aha şimdi yakalandın!
-Daha değil!
Kılıcımı birleştirdim ve yere karşı koyarak bedenimi yukarıda bıraktım, bundan sonra kılıcımı bırakarak uzağa zıpladım ve elimi kaldırdığım da Kılıcım rüzgar aracılığıyla bana geri döndü.
Kadın güldü.
-O kadar da güçsüz değilsin itiraf edeyim. Ama bu beni yenebilecek güçte olduğunu anlamına gelmez!
Havada yükseldi ve ellerini kaldırdığın da sayısız ok oluştu.
Haha sanırım bu biraz tehlikeli...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyutlar Arası
FantasyBildiğimiz dünya yıkılalı çok oldu. Dünyanın her tarafında bilinmeyen geçitler açıldı ve dünya bilinmeyen canavarlarla kuşatıldı. İnsanlar çok kısa sürede adapte olsa da bir çoğu öldü ve hala güçsüzler. Bir grup arkadaş yeni ev arayışında geçitlerde...