Ama kimse dönmedi uyuyor gibiydiler... Umarım...
Yarasa kalktı ve yerde yatan iki kişiyi sırtına aldı. Sonra kalktı ve uçmaya başladı.
-Hey hey bekle!
Geriye kılıçlarımı fırlattım ama işe yaramadı. Hala hızla geliyordu.
Ama güç patlaması çoktan yok olmuştu ve ateş çocuk çok daha hızlıydı.
Yakamdan tutulunca dövüşmeye çalışsam da aldığım darbeyle bilincimin kapanması bir oldu.
Uyandığımda bir yatakta yatıyordum. Burası bir zindana benzese de daha değişikti.
Dışarıda iki gölge görülüyor ve sesler geliyordu.
-Demek istiyorsun ki o...
-Evet. Ama farkında değil muhtemelen. İşimize yarayacak.
-Bu çok iyi. Gizlice bir şeyler yapmaya çalışan o fareler bunu öğrendiği zaman pes edecektir.
-Onlar zaten yok olmadı mı!?
-Henüz değil... Eğer sezgilerim doğruysa hala oradalar... Sanırım bizim başarı sandığımız o olay bir kurmacadan ibaretti.
-A...ama bu imkansız bizzat gördüm!
-Hiç birşey belli değil. Sadece dikkatli ol. Onlar göründüklerinden daha kurnaz. Peki onunla alakalı planın ne?
-Öldürmek en mantıklısı olacak. Ona büyü yapmak işe yaramayacak. Ama henüz çok güçsüz, zorla da olsa tarafımıza geçecek. Bu güç bizi durdurulamaz yapabilir!
-Haha. Senden beklenildiği gibi. Ama şimdilik diğerlerine söyleme. Babam öğrenirse onu öldürecektir.
-Biliyorum. Şimdilik kişisel olarak ilgileneceğim ve ilerleme kaydedince babam öğrenebilir. İkna olmasının tek yolu bu.
-Anladım.
İkisi ayrıldığında ateş çocuk kaldı ve değişik parmaklıklara vurdu.
Demir olmadığı kesin şeffaf renkli.
Canlanmadım. Beynimi mi yıkayacak... Ya da işkence? Ama neden?
Bir anda gelen şu güçle ilgili olmalı. Ve büyü işe yaramıyor... Tyler'a yapılandan bahsediyorsa insan olduğum için bana da işlemesi gerekir.
Parmaklıklara sert bir şekilde vurduğunda kalktım.
-Bu da ne? Neredeyim? Diğerlerine ne yaptın!?
Gülümsedi.
-Onlar iyi ama şuan kendin hakkında endişelenmen gerek.
Dikkatli olmam gerek.
-Sana bir teklifim var.
-?
-Benim için savaşacaksın.
-Ya da?
-Bu kadar.
-Ya reddedersem.
-Zor yoldan halledeceğiz.
Bu seçim önemli. Kabul edersem işkenceden kurtulurum hayır sadece reddetme şansımı sıfırlar. Ama bir kaçış fırsatı için de yol açabilir.
Yine de... gururum reddediyor. Sırf işkenceden kaçmak için mi her dediklerini yapacağım!? Ben insanım. Her türlü acıya yıllar boyu katlanmış kişilerin hikayelerini okudum.
Ailem ölümüne savaştı dışarıda şimdi ona yalakalık yapmak beni ne yapar!?
-Ha!? Sanki kabul edermişim gibi.
Konuşmalara bakarsak beni öldürmeyecek. Yani birazcık acıya katlanabilirim.
Diğerleri eğer doğruyu söylüyorsa iyiler. Benim için gelirlermi bilmiyorum ama gelmemeleri daha iyi. Onlar da ölecektir.
-Tsk. Daha akıllı birisin sanmıştım.
Yatakta doğrulsam bile zincirliydim ve bunlar da demir değildi.
Muhtemelen kıramayacağım bir şey. Süper suçlular için süper kilitler.
İçeri doğru geldi.
-Kararından emin misin?
Sırıttım.
-Tabi ki.
-Hiç yanmanın nasıl bir his olduğunu öğrendin mi?
Parmağından bir alev çıkardı.
Alev giderek büyüdü ve alevi elime tuttu.
Ateş derimi eriyordu. Elime bakmadım. Gözlerine bakmaya devam ederken gülümsememi sürdürmeye devam etsemde çığlık atmamak için zor duruyordum.
Yüz ifademin giderek bozulduğunu biliyordum ve belli bir yerden sonra açıkça acı çekiyordum.
Bir anda durdu. Ama acı devam etti.
-Peki şimdi ne düşünüyorsun? Kabul edecek misin?
-Yapabileceğinin en iyisi bu mu?
Eğer beni kullanacaksa eğitmeli. İlla ki buradan çıkacağım. Gücümü kullanmayı bana öğretmek için beni buradan çıkardığı zaman kaçacağım. Ne kadar zaman geçerse geçsin önemli değil.
Alev bir şekilde yayılmıyor ve tuttuğu yeri yok ediyordu.
Elime baktığımda korktum. Yüzüme yansıtmamaya çalışsam da geride şekli bozulmuş kemik parçaları ve küller vardı.
Canım acayip yanıyordu öyle ki kelimeler ifade edemez.
Sonra bağırdı.
-Getirin!
İki kişi bir kız getirdiler.
Kız başı önde yaklaştı ve ellerini koluma tuttu. Kolum yavaş yavaş iyileşti.
Üzerinde yaralar kaldı ve kız büyük bir güç kullanmıştı.
Alev çocuk bakmaya devam etti. Tsk. Ona artık sevimsiz diyeceğim. Yakışıklı gibi duruyor ama sevimsizin teki.
-Hazırsan ikinci tura geçiyorum.
-Haa... Devam et.
Bir anda tüm vücudum tutuştu ve her yerim sızlamaya hayır... Çok değişik ne hissediyorum... Bilmiyorum...
Tüm vücudum irkilmiş çırpınıyordu ve sesimi kontrol edemedim.
Durduğunda basım öne düştü. Tüm saçlarım ve derim yanmıştı.
-Haa...
Sesim kısılmış bir şekilde derin nefesler alıp verdim. Hissediyor ama hissedemiyordum.
Canım çok acıyordu. Çok acıyor... Acıyor...
Sonra kız yaklaştı ve tekrar iyileştim.
-Şimdi kendine geldin mi?
İyileşince ağrı geçmişti. Ama yine bazı izler kaldı.
-Ha...haaa...haa... Daha yeni başlıyorum. Elinden geleni ardına koyma.
Ve tekrar aynı şey oldu.
Bir süre sonra bıraktı ve arkasını döndü.
-Yarın fikrini değiştirir misin diye tekrar ziyaret edeceğim. Beni bekleyeceğine inanıyorum.
Ne demezsin...
Vücudumu canlandıramıyordum. Tekrar tekrar yandım.
İyileştiren kız da çok kötü görünüyordu. Askerler onu sürükleyerek götürdüler.
Bu gün yaşadıklarım canımı çok yaksa da bedenimin dışında yanan ateş içimde bir kıvılcım yakmış gibiydi.
Gücün yüzde biri bile olsa hissediyor gibiydim.
Gülümsedim ve uzandım. Doğru seçimi yaptım.
Zamanı gelince burada yaşadıklarım benim gücüm olacak ve kaçacağım. Zinciri çekiştirdim.
-Buradan kaçmama izin vermesen iyi olur yüzsüz yoksa sonun kötü olacak.
_________
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyutlar Arası
FantasíaBildiğimiz dünya yıkılalı çok oldu. Dünyanın her tarafında bilinmeyen geçitler açıldı ve dünya bilinmeyen canavarlarla kuşatıldı. İnsanlar çok kısa sürede adapte olsa da bir çoğu öldü ve hala güçsüzler. Bir grup arkadaş yeni ev arayışında geçitlerde...