Başta bu hamleyi sevimsizi vurmak için yapmamıştım zaten. Güç arkadaki askerleri vurdu ve bir çoğu beklenmedik saldırıdan hasar aldı.
Sevimsiz şaşkındı. Ama planımı hemen anladı.
-Haa demek yardım istiyorsun. Buna izin verir mişim gibi. İşini şimdi bitireceğim ve benle geleceksin.
-Öyle mi?
Profesyoneller hemen yarattığım boşluktan yararlandı ve saldırmaya başladılar. Nerede ne yapmaları gerektiğini biliyorlar.
Ve ben kaçmaya devam ediyordum.
Arada küçük saldırılarla dikkatini dağıtarak karşı orduya saldırı yapıyordum. Bu karşının da dikkatini ve düzenini bozuyordu.
Bazı askerleri patronlarına yardım için gelmeye çalışsa da onlara bağırdı.
-Önce şunları yenin! O benim!
Bu sırada yükseldim ve gökte hızla manevralar yapmaya başladım. Saldırılardan tek tek kaçıyordum ama o da hızla bana yaklaşıyor ve saldırıları giderek daha kritik hale geliyordu.
Bir saldırısı kolumu sıyırdı ve kan aktı.
Bu sefer oldukça acınası hissettim çünkü yine yenilecek gibiydim. Ama nefretim ama güç vermeye devam etti.
Bende su ve ateşi kullanarak bulutlar yaptım böylece rüzgarla onları birleştirerek yıldırımlar yaptım.
Durmadan yere yıldırımlar yağmaya başladı. Rastgele yerlere vuruyordu ve ben bulutları sadece sevimsizin olduğu bölge de tutmaya çalışıyordum.
Sayısız yıldırımdan kaçmaya çalışırken ondan saklandım ve arkasına geçtim.
Ona vuracakken arkasını döndü.
-Bunu yapacağını biliyordum.
-Nasıl...
Umutsuz ifadem gülümseye dönüşürken ellerimi havada çevirdim ve sevimsizin sırtından bir kılıç geçti.
-N..ne..
Beni her zaman gözleriyle izlediğini biliyordum odaklanmasa da arkasında olduğumu bilecekti.
Bende bundan yararlandım ve kılıcımı orada bıraktım.
Arkasına geçtiğimiz zaman bana döndü ve sırtı açıkta kaldı.
Kılıç sırtından geçtiğinde onu çıkartmadı ya da yere düşmedi.
-Güzel hamle.
Gülümsüyordu.
-Ama tek bir tanesi beni yenmeye yetmez.
-Üzgünüm bu kadar mı sandın?
Havadaki elimi çevirdiğimde içinde duran kılıç şekillendi ve dikenler çıkarttı. Böylece vücudu delik deşik oldu.
Dizlerinin üzerine düştüğü zaman hala tehlikeli olduğunu biliyordum bu yüzden onu toprak zincirlerle yere sabitledim.
Bu sırada profesyoneller çok hızlı bir şekilde komutanları başında olmayan ve dağılmış orduyu yok etti.
Yerde sabitliyken bile gülümsüyordu.
-Beni yendiğini sanma.
Ellerimi cebime koydum ve etrafımda döndüm.
-Senden başka dizlerinin üzerinde duran birini görmüyorum.
-Bu kaybettiğim anlamına gelmez.
Elimi azıcık oynattığım zaman içindeki dikenli yapı da hareket etti ve en ufak hareket onun için dayanılmaz acıya sebep oldu.
Ona doğru yürüdüm ve yere sabitlediğim eline bastım.
-Parmaklarım, ellerim kollarım ve her eklemim onlarca kez yerinden söküldü. Bu bir hiç olmalı.
-Ha... Geri dönüşümü bekle.
-Senle eğleneceğiz. Geri dönüş biraz yalan gibi, sana hiç görmediğin bir dünya göstereceğim. Hem de senin öğrettiklerinle.
-Haha iyi eğitmiş...
Dikenli yapıya ayağımla bastırdım ve acı ile çığlık attı.
-Bir daha söylemeyi dene.
Profesyoneller yanıma geldiğinde şaşkındı.
-Onu tek başına yenmeyi başardın...
Yaralılar vardı.
-Onu esir olarak götüreceğiz. Yaralılara acil müdahale lazımsa bunları alın.
Muhtemelen kendilerinin ki bitti bile önceki savaşta.
İlaçları aldıktan sonra minnettar bir ifadeyle geri gitti. Bana değişik bir maddeden yapılmış mettalleri verdiler.
Bir asil olduğu için bu hasarla bile ölmeyeceğini öğrendim.
-Peki o nasıl ölebilir?
-Bu şekilde biraz daha dayanır. Ama o da ölümsüz değil bu hasarlarla bir günü tedavi edilmeden atlatamaz.
Bir insan çoktan ölmüştü.
-O bir asil ve dayanıklılık için aldığı ilaçlar var. Yani normal diyebiliriz.
Zincirler geçirildi ve bunlardan kolay kolay kurtulamayacağı söylendi. Ben yine de kaçmasını önlemek için sudan bir bariyer yaptım. Gözleri bağlıydı ve canavarın üzerinde ağır yaralı, zincirli bir şekilde gidiyordu.
-Nasıl hissettiriyor?
-Mükemmel. Sana yapacaklarımı düşününce.
-Önce ordunu yönetmeyi öğrenmen gerek. Eğer onların başında dursaydın ve birlikte savaşsaydınız kazanabilirdin. Ama düzenli ve disiplinli olan bizim ordumuz sizin komutanları olmadan başıboş gezen ordudan daha iyiydi. Eğer teke tekte seni yenemeseydim bile profesyoneller gelince bitecektin. Savaşın kaderi sen orayı terk ettiğin an belli olmuştu.
Biraz sustu ve gülmeye başladı.
-Kısa zamanda olan değişim gerçekten mucizevi. Bunu dikkate alacağım.
-Sıra sende.
-?
-Ben sana güzel bir bilgi verdim karşılığında bana en sevdiğin eklemini söyle.
-...
-Öyle olsun bunu unutmayacağım. Her neyse zamanla öğreneceğiz gibi.
-Beni nereye götürüyorsunuz? Ve bu gücü olan insanlar. Gerçekten beklenmedik.
Ah doğru onlar bir sırdı.
-Bilmem belki de düşündüğünden daha güçlüyüzdür.
-Bir kaç köle denmişti.
-Pek farkı yok. Biz bir kaç köle kazandık.
Düşmandan hayatta kalanlar esir alındı böylece deneylerde kullanılacaklar.
-Neden herkesi öldürmediniz?
-Çok konuşuyorsun. Bence eğitime şimdiden başlamamız gerek.
Zincirleri sıktığını görüyordum.
Gülümserken kısık sesle ekledim.
-Şimdi ben diyene kadar ses çıkarman yasak.
_________
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyutlar Arası
FantasyBildiğimiz dünya yıkılalı çok oldu. Dünyanın her tarafında bilinmeyen geçitler açıldı ve dünya bilinmeyen canavarlarla kuşatıldı. İnsanlar çok kısa sürede adapte olsa da bir çoğu öldü ve hala güçsüzler. Bir grup arkadaş yeni ev arayışında geçitlerde...