Tanıtım

8.3K 274 77
                                    

Götümün üstünde durmuyorum ve yeni bir hikaye kokuyorum çünkü neden olmasın di mi?

Hikaye tutar mı tutmaz mı bilmiyorum ama uzun zamandır aklımdaydı, yazmazsam çatlardım ldkoskodkwdadlaşw

Başlama tarihinizi yazın bakalım ne zaman başlamışsınız 🤍

...

Genç adam üzerindeki bebek mavisi hırkasını düzeltip aynaya son bir bakış attı ve hızlı olmaya çalışarak evden çıktı. Çocukluk arkadaşlarını iki üç ay önce açtığı pastanecinin çalışanı yapmış olsa bile sırf oranın patronu diye işe geç gitmek istemiyordu. 

Mahalleden aşağıya inerken ona selam verenlere bir baş hareketiyle karşılık veriyordu. Birçok insanın saygı duyduğu ve mahallenin ağır abilerinden sayılan biriydi. Tabii bu 'ağır abi' lakabı, kendi pastanesini açtıktan sonra isminin yanına pek yanaşmaz olmuştu. Mahalle azıcık neşelensin diye ve küçüklük hayali olan pastaneyi açmaya çalışırken yeterince derde girmişti zaten, açtıktan sonra dertlerinin biteceğini ummuştu fakat bazen istediklerimiz ne kadar dilesek de olmuyordu.

Köşeyi dönüp daha buradan bile göze çarpan pastaneyi gördüğünde tebessüm etti. Uzun uğraşlar sonucu babasının isminde olan ve kullanılmayan dükkanı kendi ismi üzerine alabilmişti. Ailesi, özellikle de babası çok sorun çıkarsa da, ona pastane konusunda destek olmasa da İhsan bir şekilde hayalini gerçekleştirmişti. 

Ailesine ve mahallesine göre bu tür pastane tarzı şeyler ve şirin dekorlar bir erkeğe, hele hele mahallenin erkeğine yakışmayan bir şeydi. Önceden ona saygıyla bakan ve yüzüne gülümseyen insanların pastaneden sonra ona garip garip bakmaları her ne kadar canını sıksa da umursamamaya çalışıyordu çünkü biliyordu ki herkesin düşüncesi kendineydi. Onlar bu tür şeyleri ona yakıştırmıyorlar diye birdenbire sevdiği işi yapmaktan onca uğraş sonrası vazgeçemezdi. 

Pastanenin önüne geldiğinde, bahar havasının gelmesi ve havaların ısınmasıyla dışarıya taşınan sandalyeleri kendine göre düzeltti. Cam kapıyı açıp içeriye girdiğinde kapının üstündeki çan bütün pastanede yayılmıştı. Burnuna dolan yeni pişmiş çöreklerin kokusunu derince içine çekip kasanın arkasına geçti. 

"Günaydın Mert'im."

Makaronları cam tabaklara düzgünce dizmeye uğraşan genç ona dönüp "Ohooo." dedi muzip bir şekilde. "İhsan bey sonunda gelebildiğiniz. Öğlen oldu amına koyayım gelmeseydin."

İhsan elindeki poşeti tezgahın açıkta olan alt bölümüne koyup çattığı kaşlarıyla Mert'e bakıp ensesine okkalı bir tokat attı. "Nimetin önünde kaç kere şöyle konuşma dedim sana. İlla gel beni döv diye yalvarıyorsun."

Elini acıyan ensesine atan esmer genç alt dudağını büktü. "Şaka yapıyoruz ya, ondan da anlamıyorsun. Sen çok değiştin İhsan, çok!" Söylene söylene makaronları dizmeye odaklanan gence gülüp, arkadaki mutfak tarafına gitti. Fırından tepsiyi çıkartan kıza gülümseyerek baktı. "Günaydın Elif'im."

Ela gözlü kız tepsiyi büyük tezgaha koyup kafasını kaldırdı ve büyükçe gülümseyip diş tellerini ortaya çıkardı. "Oooo İhsan abim gelmiş. Bugünde çok yakışıklıyız bakıyorum." Genç kızın dediğiyle yanına gidip yanağından makas aldı ve tezgahın üstündeki kurabiyelere şöyle bir baktı. 

"Bunlar yeni tariften mi?"

Kızın kafasıyla onaylaması sonucu bir tane kurabiyeyi eline alıp ısırdı. Bir gözünü kısıp tadını tam olarak anlamaya çalışırken, karşısındaki ela gözler ona beklentiyle bakıyordu. Tat testi sandığından daha uzun sürerken Elif kafasını eğip iyice dibine girmişti. İhsan meraklı gözlere gülmemeye çalışarak "Güzel." dedi. Kız gülümseyerek yerinde hafifçe zıplayınca "Ama," diye devam etti. Elif'in gülümsemesi yüzünde donarken devam etmesini bekledi. "Sanki tarçını yine kaçırmışın Elif'im."

Kızın ela gözleri devrilirken tezgahın üzerindeki tepsiyi alıp yanlarına gelen Mert'in eline tutuşturdu. "Ben tarçını kaçırmadım, tam kıvamında koydum. Senin yaptığın tarife uyarsam tadı olmuyor." 

Mert kaşlarını çatıp "A-aa" diye bir nida kopardı. "Sen patronla ne biçim konuşuyorsun yelloz." dediğinde Elif ona bir tekme attı. Mert gülüşlerinin arasında koşarak ön tarafa geçerken ela gözlü kız kendi kendine söyleniyordu.

İhsan beyaz dolabın üstüne dün astığı listeye bakarken yapması gereken şeyleri kafasında geçiriyordu. "Eğer ağız tadımıza göre yaparsak zaten ben de o kurabiyeleri öyle yapmam. Fakat her şeyi dengeli yapmalıyız ki müşterilerin hoşuna gitsin." Doğrulup hırkasının yenlerini yukarıya doğru çekerken çatık kaşlarıyla kaseden hamur çıkaran kıza baktı. 

"Müşteriler ağız tatlarını bilmiyor."

Küçük bir çocuk gibi söylenerek hamur yoğuran kıza bakıp içten bir şekilde gülümsedi ve ön tarafa geçti. Köşede duran kahve makinesini çalıştırıp içindeki suyun ısınmasını bekledi. Günlük kafein dozunu almadan işe başlayamıyordu. 

Mert gelip onu dirseğiyle dürttüğünde kafasını çevirip ona baktı. Esmer oğlan kafasıyla camdan dışarıyı işaret etti. "Bak seninki geldi yine." İhsan neyden bahsettiğini bildiğinden derin bir nefes alıp camdan dışarı baktı.

Tam karşısında yarın veya ondan sonraki gün açılacak olan kahve dükkanına ve onun önünde duran dövmeli adama baktı. Uzun süre sonra karşısında boş duran yeri sonunda birinin alması aslında onu ilk başta mutlu etmişti, dükkan arkadaşlığı yapabilecek biri olur diye düşünmüştü. Fakat açılacak dükkanın bir kahve dükkanı olduğunu ve aynı onlar gibi un işleri de satacağını öğrendiğinden beri soğuk terler döküyordu. Kendisi pastaneci olduğundan pek takmamaya çalışıyordu, sonuçta iki taraf da farklı şeyler yapıyor ve satıyordu.

Kendi dükkanına tamamen zıt olan simsiyah dükkana bakarken dudağının iç tarafını ısırdı. İçindeki rekabetçi ruh alevlenirken dükkanın önündeki dövmeli adam mavi gözlerini onun bulunduğu tarafa çevirdi. İhsan bakışlarını kaçırıp hazır olan kahveyi bardağına doldurup arkadaşlarına kahve içeceğini haber verip dışarıdaki masalardan birine oturdu. Kahvesinden bir yudum aldığında gözlerini kapatıp aldığı yudumun tadını çıkardı. Tek yudumla bile enerjisi yükseliyor gibi hissediyordu.

Gözlerini açtığında hala ona bakmakta olan adama baktı. Mavi gözlü adam gülümseyip bir baş hareketiyle selam verdiğinde, her ne kadar istemese de geri selam verdi. İhsan, adamın arkasını dönüp dükkana girmesini izlerken kıstığı gözleriyle kahvesini içiyordu. 

Bu rakibiyle yaptıkları ilk selamlaşmaydı.

...

Tanıtım bölümü hakkında düşüncelerinizi alalım bakalım bebekler.

Bu hikayenin de benim için farklı bir değeri var, umarım devam ederim ehe

Öptüm ❤

Rakip ● [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin