Yoongi tam anlamıyla yanıyordu. Gözlerini açmaya çalıştı fakat göz kapaklarını bile kaldıramayacak kadar yorgun hissediyordu kendini. Neden bu kadar sıcaktı? Boğuluyor gibiydi.
Yoongi göğsünde bir kalbin daha atışını hissediyordu. Üstündekinin yorgan olmadığını da, görüş açısına giren bir çift kulakla anladı.
En son ormanda bilincini kaybetmişti. Gördüğü son kişi onu rahat bırakmamış mıydı? Onu nereye getirmişti?
Yoongi gözlerini kocaman açtı. Hızla atmaya başlayan kalbi, üstünde yatan kurdu uyandırmıştı. Hatırladığı son anlar ve aklından geçen düşüncelerden dolayı bedenini saran panik hissi salgıladığı feromonlardan anlaşılıyordu.
Yoongi kurdu Kyung Lee sanmıştı. Şu an sıcaktan havale geçirmek üzereydi ve düzgün düşünemiyordu. Karnına saplanan sancıları hissettiğinde yediği tekmeleri hatırladı.
Alfa gözlerini yavaşça açtı. Bir terslik olduğu belliydi fakat altındaki bedenin ona korkuyla bakmasını beklemiyordu. Hırıldadı. Yoongi duyduğu ses ile titremiş, ardından güçlü durmaya çalışmıştı. Dirseklerinin üstünde durarak geriye doğru sürünmeye çalıştı.
"Beni rahat bırak. Söylediklerimi anlamadın mı? Seni mahvederim dedim!"
Sesini yükseltmesi ve kafa tutması üzerine kurt yavaşça kalktı. Kulaklarına gelen sert ve yüksek sesi sevmemişti. Omeganın salgıladığı feromonlar onu ilk bulduğundaki gibiydi. Korktuğu belliydi.
Yoongi, üstündeki kurdun kalkmasıyla geriye doğru sürünmeyi kesip yavaşça doğruldu. Dizlerini kendine çekti ve kollarını bacaklarına doladı. Tekmeler sebebiyle çektiği ağrıları dindirmeye çalışıyor gibiydi. Kurt ise sanki avını kıstırmış bir avcı gibi kızılın etrafında çember çizerek dolanıyordu. Alfa sadece bir şeyleri çözmeye çalışıyordu fakat hareketi yanlış anlaşılmaya çok müsaitti.
"Bana ne yapacaksın?"
Sorusu karşılığında hırıltılı bir ses aldı. Yoongi yutkunup gözünden düşen bir yaşı elinin tersiyle sildi.
"Senden korkmuyorum."
Kurt birkaç dakika sonra çember çizmeyi bırakıp hala güçlü görünmeye çalışan omeganın karşısında durdu. Oturup gözlerinin içine baktı.
Yoongi gördüğü kırmızı renkli gözlere dikkatlice baktı. Bu gözler dünküne benzemiyordu.
"Belki kurt formunda olduğu için anlayamıyorumdur." diye düşündü fakat Yoongi'nin içindeki kızıl kurdu aynı fikirde değildi. Kızıl kurduna göre karşısındaki alfa başkasıydı ve bunu gözleriyle anlatmıştı. Etrafa yaydığı tedirgin feromonların değişmesiyle alfa rahatladı.
"Lütfen..." dedi Yoongi kısık bir sesle. "İnsana dönüş."
Bu bir emir değil ricaydı. Alfa, karşısındaki omeganın kurduyla iletişim kurabildiğini anlamıştı. Oturduğu yerden kalktı ve odasına girdi. Dönüşümden dakikalar sonra nefes nefese yatağa bıraktı kendini. Artık kontrol tekrar insandaydı.
Hoseok'un bedeni tam tabiriyle ter içerisindeydi. Zaten sıcak olan vücudu yanan şöminenin dibinde uyuması yüzünden yanıyordu. Salonda gerginlikle duran oğlanı bekletmek istemese bile kısa bir banyo yapmaya ihtiyacı vardı.
Odasına bağlı olan banyoya geçti. Yaklaşık yirmi dakikalık yıkanmanın ardından vücudunun altını havluyla sardı. İyice kurulandı ve üstünü giyindi. Islak saçlarının nemini havluyla aldı. Odanın içini güzel bir koku doldurmuştu.
Sonunda odasından çıktığında iki insan ilk defa karşı karşıya geldi. Yoongi ayağa kalkmış, ne hissedeceğini bilemez bir şekilde duruyordu salonun ortasında. İçindeki kurt içgüdülerinin haklı çıkmasına seviniyordu. Bir yandan karşısındaki adamın kim olduğunu sorguluyor, Bay Lee ile bir alakasının olup olmadığını düşünüyordu. Buraya nasıl gelmişti? Karşısındaki adam onu nasıl bulmuştu? Evine ne amaçla getirmişti? Niyeti temiz miydi, güvenebilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled boy • yoonseok
FanfictionKızıl saçlara ve minik çillere sahip olan Yoongi'den etkilenmeyecek tek bir alfa bile yoktu. Kurt formuna girdiğinde kızıl kürkü ihtişamla parlar, mavi gözleri etrafa ışık saçardı. Hoseok ise yaşadığı dağ evinden çıkmayan, kendini toplumdan soyutlay...
