"Güzellikle olmayacak bu iş." dedi Jungkook. "Günler geçmesine rağmen hâlâ Lee'yi yakalayamadılar. Yoongi dört duvar arasında hapis hayatı yaşarken bu piçin elini kolunu sallayarak gezmesi akıl alır gibi değil."
Jimin bir salatalığı ağzına atarken alfanın dediğine hak verdi. Taehyung gülerek gömleğinin son düğmelerini ilikliyordu.
"İzini sürüyorlar, yakalanması an meselesi. Ayrıca basit bir zindan cezasıyla bu suçlardan sıyrılamayacağı da kesin."
Taehyung belli etmese de sinirliydi. Yoongi'nin Lee için basit bir takıntıdan ibaret olmadığını, komşu şehrin hedeflerinden biri olduğunu düşünüyordu. Bunun Suskunları Savunma Derneği ile alakası olduğu aşikardı.
"Benim merak ettiğim şey kaçışının planlı olup olmadığı. Tam da yangın gecesi bu olayın meydana gelmesi çok şüpheli." dedi Jimin. Başına saplanan anlık bir ağrı yüzünden gözlerini yumdu. Acıdan inlememeye çalışsa da Jungkook ve Taehyung fark etmişti.
"Seni hastaneye götürmeyerek hata yaptım." diye mırıldandı Taehyung.
"Evime günlerdir doktor çağırıyorsun, elinden daha ne gelebilir?"
Taehyung onaylamazca başını salladı.
"Belli ki basit bir migren ağrısı değil Jimin. Şimdiye kadar geçmesi lazımdı."
"Strestendir."
Jungkook, "Kendini kandırma." diyerek dahil oldu konuşmaya. "Güçlü görünme uğruna gözlerimizin önünde işkence çekiyorsun."
Jimin dirseklerini masaya dayayıp, yüzünü elleri arasına aldı. Gri saçları dağınıktı ve gözaltları şişmişti. Daha zor dönemler atlattığını hatırlıyordu ama hiçbirinde bu kadar sancı çekmemişti.
"Ben iyiyim, Seojun'dan haber var mı diye kontrol edin."
Kısık sesle mırıldanmasının üstüne iki alfa birbirine baktı. Jungkook masadan kalkıp tabağını lavaboya koydu. "Neyse, şerefsizin adını duyunca iştahım kapandı. Çıksam iyi olur."
"Nereye Jeon?" diye sordu Taehyung. "Jimin neyse de, o yaralarla dışarı çıkmana izin vereceğimi mi sanıyorsun?"
Jungkook tam ağzını açacaktı ki Jimin tarafından susturuldu.
"Hiç itiraz etme, ikimizi de bırakmayacak."
Jungkook bayık gözlerle omegaya baktı. Taehyung ise düğmelerini iliklemeyi bitirip ellerini kumaş pantolonunun ön ceplerine koymuştu.
"Benimle bu kadar ilgilenme Taehyung. Gözlerim yaşarıyor."
Omuz atarak Taehyung'un yanından geçtiğinde Jimin sırıttı. Birden telefonunun çalması üzerine Taehyung, elini cebinden çıkartıp ekranda beliren isme baktı.
"Dünya tersine mi dönüyor?"
Jimin kim olduğunu sorarcasına alfaya baktı. Taehyung aramayı cevaplayıp, Jungkook'un kalktığı sandalyeye oturdu.
"Efendim Hoseok?"
Hoseok selamlaşma faslını geçip direkt konuya girdi.
"Biraz daha kapana kısılı kalırsam şehrin sokaklarına inip terör estirmem an meselesi. Bulun şu adamı artık."
"Uğraşıyoruz."
"Uğraşıyor olsaydınız iki güne kalmadan yakalardınız. Yirmi kişilik ekip tek bir ormanı tarayamıyor mu?"
"Ormanda değil, Jung. Komşu şehrin sınırlarında. Sandığın kadar basit değil."
Hoseok sakince bir nefes verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled boy • yoonseok
ФанфикшнKızıl saçlara ve minik çillere sahip olan Yoongi'den etkilenmeyecek tek bir alfa bile yoktu. Kurt formuna girdiğinde kızıl kürkü ihtişamla parlar, mavi gözleri etrafa ışık saçardı. Hoseok ise yaşadığı dağ evinden çıkmayan, kendini toplumdan soyutlay...
