🌘 32 🌒

773 127 80
                                        

Hoseok, Yoongi uyuduktan sonra mutfağa geçti. İlerleme katediyordu fakat hâlâ yolun çok başındaydı. Omeganın dönüşüm acılarını minimuma indirmesi için bu hızla devam etmeli, vazgeçmemeliydi.

Hoseok bir eğitmendi. Görevi danışanlarının kurduyla insanını koordine edip ikisini hayatla barıştırmaktı. Şu ana kadar hep alfalarla çalışsa bile Yoongi'ye yol göstermek için yeni yöntemler öğreniyor ve kendini geliştirmeye çalışıyordu. Şehre inme yasağının kalkması için talepte bulunması da bunun ilk adımıydı. 

Bitki çayı yapmak için yeterli malzemenin olup olmadığını kontrol ederken kapı çaldı. Misafir beklemediği için meraklanmıştı. Girişe yürürken üstünü düzeltti. Namjoon ile irtibat halindeydi ve çat kapı gelmeyeceğini biliyordu.

Kapıyı açmasıyla birlikte dişlerini sıktı.

"Sen..."

Karşısındaki adam asil duruşundan taviz vermeden içeri davet edilmeyi bekledi. Kahverengi ve bej tonlarının hakim olduğu takım elbisesini giymiş, saçlarını her zamanki gibi şekillendirmişti.

"Kim Taehyung, ne işin var burada?"

Gülümsedi.

"Konuşmamız gerekenler var."

"Önceki gelişinde son sözlerimi söylediğimi sanıyordum."

Taehyung başını onaylamazca sallayıp "İçeri davet etmeyeceksin galiba." diye iğneleyici bir tonla mırıldandı.

Hoseok karşısındaki adamı kapıdan göndermemek için kendini zor tutuyordu. Taehyung nadiren dağ evine uğrardı. İçeri girdiğinde ağır feromonlar eve dolar ve odaları saatlerce havalandırması gerekirdi. Bunun sebebi, bir araya gelen iki alfanın derin konular konuşmasıydı.

Fakat şu an evde Yoongi vardı. Kokulardan rahatsız olup uyanabilirdi. Kızıl kurdu açığa çıktığı için duyu organları her zamankinden hassastı.

"Danışanım içeride uyuyor. Feromonlarına hakim ol." dedi ve eve girmesi için kenara çekildi. Buraya kadar geldiğine göre ortada konuşulmaya değer durumlar olmalıydı.

"Eğitmenliği bıraktığını sanıyordum."

Taehyung her gelişinde oturduğu tekli koltuğa yönelirken Hoseok kapıyı kapattı. Ona Yoongi'den bahsetmeyecekti. Omegasını herkesten saklamak ve kanatları arasına almak istiyordu.

"Ufak bir istisna oldu." diye özetledi ve Taehyung'un karşısındaki uzun koltuğa oturdu. Kendisi üç kişilik koltukta rahatça yayılırken Taehyung bacak bacak üstüne atmıştı. Aralarındaki duruş farkı artık göze batmıyordu.

"Neden geldin?"

"Şehre inme yasağının kalkması için talepte bulunmuşsun."

"Evet."

"Sebep?"

Hoseok kaşlarını çattı. Sırf Taehyung ile muhattap olmamak için yasağın kalkmasını Jimin'den istemişti. Alfa ise bunu duyar duymaz yanına mı gelmişti?

"Nedenimin sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum Bay Kim."

Taehyung alaycı bir şekilde gülüp her zamanki gibi dudağını yaladı. Yıllardır bırakamadığı bir alışkanlıktı.

"En son kollarımda şehirden nefret ettiğini ve o topraklara adımını bile atmak istemediğini haykırırken gayet kararlı görünüyordun. Fikrini değiştiren şeyi merak ettim sadece," Taehyung aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını kaldırdı. "Veya kişiyi mi demeliyim?"

Anılar Hoseok'un zihnine dolarken dişlerini sıktı. Yıllar önce adliyede yaşadığı ağlama krizlerini şu an yüzüne vurması içindeki kurdu sinirlendirmişti. Yine de üstünde büyük bir soğukkanlılık vardı ve duygularını tek başına kalınca yaşamalıydı.

freckled boy • yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin