🌘 28 🌒

870 116 90
                                        

Hoseok kızıl saçları büyük bir hassasiyetle kurutmuştu. Önce havluyla nemini almış, ardından mis kokulu tutamlara burnunu daldırmıştı. Kızgınlık sancısını hissetmemesi için omegaya kendi kazağını bile giydirmişti.

İkisi de hazırlandıktan sonra mutfağa geçmişti. Yoongi her ne kadar öğün atlamak istese de Hoseok izin vermemiş, bahçeye inip on dakika boyunca söz verdiği salatalıkları toplamıştı. Bu hareketi Yoongi'nin gözünde çok tatlıydı.

İkisi de omeganın nazlanmaları eşliğinde kahvaltılarını bitirdiğinde Hoseok artık ilk adımı atmaları gerektiğinin farkındaydı.

"En son ne zaman dönüştün Yoon?"

Yoongi bol kazağın içinde, Hoseok'un kokusuyla mayışırken dediklerine odaklanmakta zorlanıyordu. Ona ait kıyafetler üzerindeyken aklı bulanmıştı.

"Hatırlamıyorum."

"O halde sancılı olacak. İlk önce seni rahatlatan bir herhangi bir şey bulmalıyız. Bir koku, tılsım veya şarkı."

"Aslında... Senin kollarında dönüşsem çok güzel olurdu. Kokun beni rahatlatıyor."

Yoongi oturduğu koltuktan kalkıp hyungunun yanına adımladı. Kucağına oturmak istiyordu. Hoseok bunu anlayıp kollarını açtı ve belini sararak kendine çekti. Yoongi dizlerini kırarak bacaklarını Hoseok'un iki yanına koymuş, kollarını boynuna dolamıştı.

"Bir seferliğine mahsus bu teklifi kabul edebilirim."

"Sadece bir mi?"

Hoseok kızıl oğlanın büzdüğü dudaklara bakıp derin bir nefes aldı.

"Her zaman yanında ben olmayacağım. Tek başına dönüşmeyi öğrenmelisin."

Yoongi boynuna sardığı kolları çekip birden başını alfanın göğsüne yasladı.

"Şimdilik sensiz bir gelecek düşünmek istemiyorum."

Yoongi'nin içinden söylediği cümle kızıl kurdun kıpırdanmasına sebep olmuştu. Alfası olmadan nasıl güvende hissedebilirdi ki?

Hoseok elini Yoongi'nin saçlarına daldırdı. Turuncunun canlı tonu içini ferahlatıyor ve omegaya baktıkça bakası geliyordu. Kulağına cesaretlendirici sözler mırıldanmaya başladı.

"Gözlerini kapat, beni acı çekerken görmeni istemiyorum."

Yoongi erkeksi feromonları içine çekti ve odaklandı. Başına saplanmaya başlayan ağrı, konsantre olduğunun göstergesiydi. Kalp ritimleri hızlanıyor ve bakış açısı kararıyordu. Maviye bulanmış gözleri görmüyor, tüm kaslarının zorlandığını hissediyordu.

Hoseok her ne kadar feromon salgılasa da rahatlatmak için yeterli değildi. Kucağındaki beden az sonra kemiklerinin teker teker kırıldığını hissedecekti. Yoongi çoktan acıdan inlemeye başlamıştı.

Hoseok gözlerini kapattı ve kucağındaki ağırlığın her acılı dakikada bir azaldığını hissetti. Olabilecek en yoğun düzeyde feromon salgılıyor ve kendi kokusunun tüm evi kaplamasına sebep oluyordu.

Yoongi'nin köpek dişleri diş etlerini delmek uğruna sertçe uzuyordu. Ağzında hissettiği acı yüzünden tüm dişlerini kerpetenle söküp atma ihtiyacı hissetmişti. Bedeninin ısısı yükseliyor, kızıl tüyleri engellenemez bir hızla çıkıyordu.

Neredeyse baş ağrısından bayılacaktı, beynine oklar saplanıyormuş gibiydi. Duyuşu, görüşü, düşünceleri... Dönüşüm bittiğinde tüm duyuları yıllardır içinde tuttuğu kızıl kurda ait olacaktı.

freckled boy • yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin