🌘 5 🌒

1.2K 148 67
                                    

"Ne demek Yoongi gelmedi? Bunu bana şimdi mi söylüyorsunuz?"

Namjoon kafenin işini gücünü durdurmuş ve çalışanları mutfakta sıraya dizmişti. Yoongi işine en sadık çalışanı sayılırdı ve bir kere bile haber vermeden gelmemezlik yapmamıştı. Kolay kolay izin almazdı, hastanelik olduğunda bile bizzat Namjoon'u arayıp söylemişti. Şu an burada olmaması onu endişelendirmiş, diğer elemanlara azar çekmesine sebep olmuştu.

"Gelir sandık efendim... O hiç iş saatini aksatmadı. Size söylersem başı belaya girebilir diye-"

"Sana mı kaldı başının belaya girip girmeyeceği? Öyle bir patron muyum ben gözünüzde?"

Sonlara doğru Namjoon sesini yükseltmiş ve çalışanın titremesini sağlamıştı. 

"Yoongi'yi en son ne zaman ve kiminle gördünüz? Anlatın."

Seokjin gözlerini odakladığı yerden çekti ve patronuna baktı.

"Dün çıkış saatinde Bay Lee Yoongi'yi evine bırakmayı teklif etti. Birlikte arabaya binip gittiler. Biliyorsun."

Namjoon Seokjin'in dedikledini dinledikten sonra gözlerini kaçırdı. Ses tonundaki ima kötü hissetmesine sebep olmuştu. Seokjin'in uyarılarını dinlemeyip Yoongi'nin Lee ile gitmesine müsaade etmişti, pişmandı.

Telefonunu çıkarıp Kyung Lee'yi aradı fakat ulaşılamıyordu.

"Başlarına bir şey gelmiş olmasın?"

"Lee şerefsizinin başına bir sikim gelmez, o ödlek her durumdan paçasını kurtarır." dedi telefonundan başını kaldırmayan Namjoon. "Fakat Yoongi için aynısını söyleyemeyeceğim."

"Yoongi kendini savunabilir." diye çıkıştı Seokjin. İş arkadaşları ona ters ters bakmaya başlamıştı. Muhtemelen patrona sert ses tonuyla konuştuğu için delirdiğini düşünüyorlardı. Namjoon ona kafa tutan betaya döndü. Yoongi'yi Seokjin yetiştirmiş sayılırdı. Uzun zamandır tanışıyorlardı ve beta, omeganın güçlü olduğunu biliyordu.

"Seokjin." dedi Namjoon uyarıcı bir tonla.

"Seokjin değil, Seokjin hyung." yanına dizilmiş iş arkadaşlarının ağzından kıkırtılar kaçıyordu. Seokjin'in alfalardan yana bir korkusu yoktu. Karşısındaki kişi patronu olsa bile sözlerini çekinmeden sayan, sivri dilli bir insandı. İçindeki kurdu hiçbir zaman susturmaz, ne diyorsa birebir dışarı vururdu.

"Seokjin hyung, odama gelmeniz için beş dakikanız var." dedi Namjoon "hyung" kelimesinin üstüne basarak.

"Hayır yok."

Çalışanlar artık kendilerini tutmuyor, açık açık gülüyordu. Seokjin kaşlarını kaldırarak patronuna baktı ve sinsice gülümsedi.

"Ama çok ısrar ediyorsanız beni odanıza geçirebilirsiniz."

Seokjin yardım edilmesini bekleyen prenses gibi elini küstahça kaldırdı. Namjoon bu hallerine alışık olduğu için oyununa uyum sağladı ve betanın havada bekleyen elini tutarak odasına geçirdi. Ardından kapıyı kapatıp kilitledi.

"Ne yapacağım ben seninle?"

"Kocan yapacaksın. Başka seçeneğin mi var sanki?"

Seokjin ve Namjoon aileleri tarafından evlendiriliyordu. Başta Seokjin'in rızası yoktu ve aylarını tartışarak geçirmişlerdi. Son zamanlarda ise aralarındaki flört kıvılcımları artmıştı. İlişkilerindeki ateşi körüklemek için hazırda bekleyen Namjoon'un işine geliyordu bu konuşmalar. Seokjin itiraf etmek istemese bile birbirlerine çekiliyorlardı.

freckled boy • yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin