Namjoon işten çıkar çıkmaz dağ evinin yolunu tutmuştu. Seokjin de Namjoon'la beraber gelmek için insan üstü bir çaba sarf etmiş, onu kurt formuna dönüşmekle tehdit etmişti. Namjoon ise tehditine aynı şekilde karşılık vermiş ve bir alfa olarak betayı yenebileceğine dair her türlü bahse girmişti. Seokjin karşısındaki adamın haklı olduğunu biliyordu, bu yüzden istemeyerek de olsa geri çekilmişti.
Direksiyonu sıkıca kavradı. Bir yandan içi rahattı çünkü Hoseok'un yanındayken Yoongi'sine hiçbir şey olmazdı. Diğer yandan tüm gün Kyung Lee'yi düşünmüş ve aklını kemiren ihtimallerin esiri olmuştu. Yoongi ile Hoseok'un hiçbir tanışıklığı yoktu ve nasıl yan yana geldiklerini çok merak ediyordu. Hoseok şehre gelemeyeceğine göre Yoongi ormana girmişti, ormanda ne işi vardı? Lee omegayı nasıl bir durumun içine sokmuştu?
Namjoon düşüncelere dalmamaya ve yola odaklanmaya çalıştı. Zaten beta kulağının dibinde söylenip durmuştu gün boyunca.
"Alfa değilim ki beni dinleyesin. Saçma sapan insanlarla iş ilişkisi kuruyorsun, böyle başımıza patlıyorlar sonra."
Seokjin haklıydı ve Namjoon yeterince vicdan azabı çekiyordu. Üstüne bu kadar gidilmemeliydi.
Namjoon yolda geçen bir saatin ardından eve varmıştı. Kapının önüne geldi ve her zaman yaptığı gibi zili ardı ardına çalmaya, kapıyı sertçe yumruklamaya başladı. Ardından Hoseok bıkkın bir nefes aldı ve küfrederek kapıyı açtı. Rutinleriydi.
"Evimde misafir varken yapma bari."
"Duramam Hobi, haneni taciz etmeden duramam."
Hoseok yarım ağız sırıtıp Namjoon'u içeri aldı.
"Eee, nerede benim Yoon'um?"
"Sen kapıyı hayvan gibi çalınca eve baskın yapıyorlar sanıp içeri kaçtı."
Namjoon güldüğünde Yoongi tanıdık sesle kapıya adımladı. Namjoon onu görür görmez kendine çekip sımsıkı sarıldı.
"Joon ne- nefes-"
"Yavaş ol, canını acıtacaksın."
Hoseok Namjoon'a kınayan bakışlar attı. Kendisi Yoongi'ye dokunsa kırılacak gibi bakıyor, saçının teline zarar geldiğini hayal etse içinde harlanmasını engelleyemediği bir ateş yanıyordu. Namjoon'un böyle davranması ilk başta tuhafına gitti fakat kendisinin Namjoon'la olan kaba arkadaşlık ilişkisini hatırlayınca anlayışla karşıladı. Sahi... Omega ve arkadaşı olan alfa birbirine ne kadar yakındı?
Hoseok'un bakışları istemsizce değişti ve dudaklarını birbirine bastırdı. Şu anki hislerine anlam veremiyordu.
"İyi misin kızılım?" diye sordu Namjoon. Ardından Yoongi'yi baştan aşağı süzdü. Yoongi çaktırmamaya çalışsa da Namjoon sarıldığı zaman yaraları sızlamıştı. Yola çıktıkları zaman eczaneye uğramaları gerektiğini arkadaşına söylemeliydi.
"Kırık çıkık yok, tamam sağlamsın."
Hoseok Namjoon'un ensesinde bir tokat patlattı. Yüksek ses ortamda yankılanırken Namjoon alışık olduğu için gülmüş, elini Hoseok'un saçlarına atıp sertçe karıştırmıştı.
"İki saniye çıplak gözle süzünce muayene mi ettin sen şimdi? Omzunun çıktığını bile bir hafta sonra fark etmiş insansın."
Yoongi iki arkadaşın arasındaki bu kaba sevgi diline hiç alışamayacağını düşündü, eğlenceli oldukları kadar yabancı kalmıştı. Yutkundu ve Hoseok'a mesafeli bir şekilde baktı. Yoongi ilk defa Namjoon'u kendi dışında yakın bir arkadaşıyla görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled boy • yoonseok
Hayran KurguKızıl saçlara ve minik çillere sahip olan Yoongi'den etkilenmeyecek tek bir alfa bile yoktu. Kurt formuna girdiğinde kızıl kürkü ihtişamla parlar, mavi gözleri etrafa ışık saçardı. Hoseok ise yaşadığı dağ evinden çıkmayan, kendini toplumdan soyutlay...