"İnanmıyorum. Cidden inanamıyorum."
Evi havalandırdıktan sonra Yoongi çekingenlikle kanepeye oturmuş, başında dikilen hyunglarına hesap vermeye başlamıştı. Duydukları üzerine şoka giren Seokjin bir süre tepki verememişti.
"Demek sen haftalardır takip ediliyorsun, tehdit ediliyorsun, fotoğrafların çekiliyor fakat bunlardan en son bizim haberimiz oluyor öyle mi?" demişti hayal kırıklığıyla.
Namjoon Seokjin'in geniş omuzlarını kavrayıp betayı yerinde tutmaya çalışıyordu. Normalde olsa anlayışla tepki vereceği olaylar dolunay etkisinden dolayı gözünde büyümüştü. Seokjin'in kurdu daha yeni serbest kalmıştı ve kontrol hâlâ kurtta gibi duruyordu. Duygusaldı, omega bu tür şeyler yaşarken abisi olarak yanında olamamıştı.
Yoongi başını eğmiş, kucağına koyduğu elleriyle oynuyordu. Bir şey söyleyemiyordu ve ne kadar korktuğunu anlatamıyordu. İç dünyasının nasıl başına yıkıldığını bile anlamamıştı. Herkesi uzaklaştıran oydu, bu durumda kendini hangi yüzle savunacaktı ki?
"Üstelik dün gece Lee seni sıkıştırmış. Neyse ki kaçtığı yerde yakalanıp şehre getirilmiş. O kontrol altına alınmasaydı bu evden dışarı adımını atmana bile izin vermezdim."
Namjoon'un dedikleri kalbinin sıkışmasına sebep oldu. Anlamıyorlardı. Yansıtmamaya çalıştığı paniği, kaygılarını ve konuşmaktan bile çekindiği kurdunu görmüyorlardı. Olayın sadece Yoongi'nin can güvenliğinden ibaret olduğunu sanıyorlardı fakat omeganın kendini ifade etmekte zorlandığından haberleri yoktu.
"Konuşmazsan bilemezler." dedi içindeki kurt. "Onlardan yardım iste. Senin için, benim için... İyileşmemiz için."
"İyileşmemiz için," diye kurdunu tekrarladı Yoongi kısık bir sesle. "Bize yardım edin."
Haftalar sonra Yoongi ilk kez kurdunu dinlemişti ve bu hayatını kurtaracak derecede önemli bir karardı. Eski düzenine geri dönmek ve artık rahatlıkla gülebilmek istiyordu. Etrafına neşe saçmaya, kendiyle barışık olmaya ve sosyal hayatına korkusuzca devam edebilmeye ihtiyacı vardı.
Fakat bu, kurduyla kendisi arasında sorunlar varken mümkün olamazdı. Terapiste gitmeliydi. Lee yakalandığına göre önünde artık hiçbir engel kalmamıştı değil mi?
Seokjin, omeganın ağzından çıkan sözlerle birlikte yanına oturdu. Yoongi hala başını kaldırmıyor ve elleriyle oynamaya devam ediyordu. Seokjin kolunu omeganın omzuna koydu ve kendisine çekip sıkıca sarıldı.
Artık bazı şeylerin değişmesi lazımdı. Yardım almaktan ve kurduyla konuşmaktan korkmayacaktı.
- 🌑 -
Aradan sadece bir gün geçmişti. Yoongi terapistin kapısını açmadan önce birkaç saniye bekledi. İyileşmek istiyordu, kurduna en azından bir şans borçluydu. Namjoon onu büyük umutlarla kliniğe getirmişti. Bu motivasyonla kapıyı çalıp içeri girdi.
Hoş dizayn edilmiş bir odaydı. Beyaz, çift kişilik bir koltuğun karşısında tekli bir koltuk vardı. Terapist köşedeki çalışma masasından kalktı ve Yoongi'yi karşıladı. Eğilerek selamlaşma faslı geçtikten sonra oturdular. Yoongi rahat koltuğa yerleşirken terapist kadın da karşısında yerini almıştı.
Daha önce terapistlere gitmişti. Bu yüzden geçmişini anlatırken eskisi kadar duygulanmıyordu. Yoongi'nin anksiyete bozukluğu vardı, neşeli ve ışıklar saçan halinin arka yüzü oldukça karanlıktı. Fakat Namjoon'la tanışınca iyileşmeyi kabul edip mücade etmek istemişti. Şimdi de aynısını yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckled boy • yoonseok
FanfictionKızıl saçlara ve minik çillere sahip olan Yoongi'den etkilenmeyecek tek bir alfa bile yoktu. Kurt formuna girdiğinde kızıl kürkü ihtişamla parlar, mavi gözleri etrafa ışık saçardı. Hoseok ise yaşadığı dağ evinden çıkmayan, kendini toplumdan soyutlay...
